Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Zevahiri’nin bedeni ve aklı

Afganistan'ın başkenti Kabil'in lüks Şerpur semtinde Taliban'ın kendisine hediye ettiği evinin balkonuna ABD'nin düzenlediği hava saldırısı ile silahlı İslamcı radikalizmin yüzü Eymen Muhammed Rebi el-Zevahiri öldürüldü. Peki, Zevahiri ve düşünceleri sayfası sonsuza dek kapandı mı?
71 yaşındaki Eymen, tıpkı selefi ünlü zengin bir Suudi Arabistanlı ailenin çocuğu Usame bin Ladin gibi (Usame daha sonra Suudi Arabistan vatandaşlığından çıkarıldı) üst sınıf bir Mısırlı ailenin çocuğu.
Şarkiye ilinin merkezi olan Kafr El-Şeyh’ten olan Eymen’in Ayn el-Şems Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Farmakoloji profesörü olan babası Dr. Muhammed Rebii Zevahiri 1995 yılında öldü.
Anne tarafından dedesi Abdulvahhab Azzam, Kahire Üniversitesi Sanat Fakültesi Dekanı, Kahire Arap Dili Akademisi üyesi ve Mısır'ın en büyük yazarlarından biri. Dedesinin amcasının oğlu Abdurrahman Azzam Paşa ise Arap Birliği'nin ilk genel sekreteri. Eski aile büyüklerinden biri olan Şeyh Muhammed el-Ahmedi el-Zevahiri 1929'da El-Ezher şeyhliği görevini üstlendi.
Kardeşi Muhammed Zevahiri, Mısır'daki tekfirci terör örgütlerinin liderlerinden biri. O, yani Eymen ise patlak vermiş ve bunalmış İhvan (Müslüman Kardeşler) ideolojisinin saf bir özeti.
“Peygamberin Sancağı Altındaki Süvariler” adlı ünlü kitabını okuyan kişi, terör eylemlerine açık hastalıklı bir zihnin, bozuk ve zarar görmüş bir vicdanın nasıl oluştuğunu anlar.
Bu kitapta Eymen bize eski arkadaşlarından, özellikle de altmışlı yıllarda Zevahiri'yi cihatçı hücresine katılmaya ikna eden Yahya Haşim'den bahsediyor. Mısır eski Cumhurbaşkanı Muhammed Enver Sedat suikastı ardından sevk edildiği Tora Hapishanesinden kaçmayı başardıktan sonra öldürülen eski yoldaşı tankçı subay Isam el-Kamari'yi de anlatıyor. Müslüman gençleri ‘tağutlara’ karşı ayaklandıran en önemli kaynak olarak gördüğü Seyyid Kutub'a övgüler düzüp ona duyduğu büyük minneti kaydediyor. Tıpkı DEAŞ’ın Suriye’nin Rakka şehrini işgal ettiğinde duvarlarına Seyyid Kutub'un sözlerini yazması gibi.
Zevahiri'nin öldürülmesi, cihatçı veya tekfirci silahlı gruplara manevi bir darbe, ancak El-Kaide veya ideolojisini sona erdirmeyecek.
Her halükarda, Zevahiri'nin öldüğü söylentisi ilk kez yayılmıyor, Kasım 2020'de kanser nedeniyle öldüğü ile ilgili haberler yayıldı. Ancak Eymen, haberi yalanladığı bir video yayınlamış ve 11 Eylül saldırısının 20’inci yıl dönümünü kutlamıştı.
Bence Zevahiri’nin arkada bıraktığı literatürüne yakından bakmak gerekiyor, çünkü baki olan o, bedene gelince, o ölümlü, bugün veya yarın, bir Amerikan hava saldırısı veya bir hastalık ile ortadan kalkar. Bu noktada, örneğin Arap Baharı döneminde Dr. Fevvaz Gerges gibi daha önce El-Kaide’nin sona erdiği müjdesini verenlere veya ileride müjdeleyecek olanlara katılmıyorum. Zira Seyyid Kutub'un idamı onun düşüncesini ortadan kaldırmadı. Seyyid Kutub’tan bahsetmişken, Zevahiri onu doğru düşüncenin bir ikonu olarak görür ve bahsi geçen kitabında hakkında şunları söyler:
“Seyyid Kutub'un tevhidin saf yani sadece Allah'a mahsus olması ve Rabbani metodun üstünlüğüne yönelik çağrısı, içeride ve dışarıda İslam düşmanlarına karşı İslam devrimini başlatan kıvılcımdı.”
İşte bu kişiden ve türlerinden geriye kalan budur.