Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Arkadaşsız gidilen yollar…

ABD’de yolların ıssızlığı…
İhmal edilmişlik ve bakımsızlığı…
Yollardan geçenlerin ihtiyaçları için her şey aceleyle yapılmış.
Benzin istasyonlarında her şey satılıyor.
Oteller ucuz.
Ama burada dostluk yok, düzenli müşteri yok, duvarlarda güzel tablolar yok.
Burası bir otel değil, burası bir motel. Yani gelip geçenlerin konak yeri.
Bir eyaletten diğer eyalete giden otoyol yolcularının dünyası.
Hepsi kendi istikametinde giden binlerce araba.
İşte hızlı ABD!
Motel, McDonald's, benzin istasyonunun ne aile hayatı ne de tatil bilmeyen, zaten burada yaşayan sahibi…
Otoyol yolculuklarını düşünürken hala biraz ürperirim.
Binlerce araba geçiyor, herkes yabancı, gece bir korku filminden fırlamış gibi ağır ve yavaş...
İstediğim seyahat bu şekilde değil.
Ancak bir havalimanından diğerine geçiyorsanız gerçek ABD’yi göremezsiniz.
Her eyaletin kendi çapında bir dünya olduğunu anlayamazsınız.
Ressam Edward Hopper (1882 – 1967), kalp ve ruh arayışındaki meşhur kişilerden.
Hopper, buranın önde gelen şairi ile tanıştığı Paris’e gelir. Onun da kendisi gibi şehirleri ve şehirlerdeki hayatları sevdiğini anlar.,
Ülkesine geri döndüğünde bir Dodge alır, böylece dolaşmaya başlar.
İlk gezisini yapar, ardından ise ikincisini, beşincisini…
Böylece ABD’deki hayatı, yalnızlığı, hızı, ücra çiftlikleri ve sonsuz tarlaları temsil eden yüzler çizer…
ABD koşuyor. ABD çaba sarf ediyor…
ABD hayatını yollarda geçiriyor…
Bir çemberin içerisinde kendini kovalıyor kısırdöngüde...
Bu, uzak bir geçmişteydi.
Hopper’ın dünyasında seyahat ettim.
Sadece arabaların değil, trenlerin de dünyasında.
Penceresinin ardında hızla hareket eden dünya.
Korkunç tekerlek sesleri;
Birbiri ardına gelen manzaralar…
Bazen şehrin merkezinde, bazen ise şehrin eteklerinde.
Bazen ise ovalarda dolaşıp ıslık çalarken; Sanki çimenlerde saklı yaratıklara şarkı söyler gibi.
Seyahat trenlerinde çok kaldım.
Avrupa, ABD veya Rusya’da çoğunlukla manzara izlemeyi uykuya tercih ettim.
ABD’de otoyollar ıssız…
Hopper'ın resimleri ise gerçek olandan çok daha renkli, hayal edilenden çok daha güzel…