Murphy Yasaları açısından Rusya-Ukrayna savaşını analiz ederek, tarafların mevcut konumlarını saptamaya çalıştık. Murphy Yasaları’yla hemen herkes yaşamında karşılaşmıştır. Rusya-Ukrayna savaşını magazinleştirmeden bir de popüler kültürün fenomenlerinden bir kriter dizisi ile savaşı ve tarafları ele almak hem ilginç hem de farklı bir perspektif vermesi bakımından işlevsel olabilecek içeriktedir. Bu bağlamda Murphy yasaları ile Rusya-Ukrayna savaşının analizi aşağıdadır:
Rusya-Ukrayna savaşındaki seyrin Batı, Avrupa ve NATO için ters gitme olasılığı daha azdır. Çünkü Batı'nın Rusya-Ukrayna savaşı ile ilgili hazırlıkları Rusya ve Ukrayna'dan daha ileri düzeydedir. Batı için işlerin ters gitme olasılığı çok düşüktür. İkinci olarak Rusya için de işler Batı'dan daha iyi; Ukrayna'dan daha kötü olmayacaktır. Rusya Ukrayna'yı askerî, diplomatik, küresel dengeler, ekonomik parametreler ve enerji denklemi ve iç politik yapısı açısından tam olarak analiz edememiştir.
Ukrayna ise sorunun sabiti ve ana hedef gibi duran ama yan yardımcı hedef konumunda olan ülkedir. Devler savaşırken arada kalan çim pozisyonundadır. Bu saptama Ukrayna için ne yazık ki pek de iç açıcı değildir. Bu analiz zaten yüksek askerî düzeylerde yapılmış olmalıdır.
Bu yasada da Rusya-Ukrayna savaşında Batı için işlerin ters gitme olasılığı Rusya ve Ukrayna 'ya göre oldukça düşüktür. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi Batı, Rusya-Ukrayna savaşının tam senaristi olmasa bile senarist kadar gelişmeleri Batı esamesine geçecek şekilde provoke ve manipüle etmekte başarılı olmuştur. Aynı şekilde Rusya da Batı'yı ve Ukrayna'yı jeopolitik ve jeostratejik alanlarda istediği düzeyde manipüle ve provoke ederek, Batı’yı ve hatta tüm dünyayı Ukrayna savaşına daha ileri boyutlarda müdahil olmalarını sağlayarak Rusya-Ukrayna Savaşını çeşitli boyutlarda küreselleştirme stratejisinde etkili olmuştur. Ayrıca savaş uzadıkça Rusya ve Ukrayna daha önce koz olarak ileri sürmedikleri tahıl yani gıda gibi astronomik oranda stratejik ürünler üzerinden pazarlık ve etki alanlarını ve olası destek unsurlarını artırmışlardır. Sonuçta Rusya ve Ukrayna, Batı'yı ve Küre’yi gerektiğinde müzakere masasına çekecek yeni stratejik faktör olarak gıda kartını -Ukrayna açısından zayıflasa da- elde tutmaktadır. Ukrayna için hem Batı'nın hem de Rusya'nın ikna olacağı bir çözüm paketi oluşturmak giderek yaşamsal stratejik hale gelmektedir.
Bu kanun Batı, Rusya ve Ukrayna’yı aynı oranda etkileyecek içerikleri taşımaktadır. Batı'nın kendi içindeki şimdilik çözülmüş gibi görünen Rusya'ya yönelik strateji farklılıkları ile savaş ilerledikçe çıkabilecek olası stratejik çatlaklar Batı’yı oldukça zorlayacak niteliklere sahiptir. Sorunun ana hedefi Ukrayna olmadığı için Batı argüman sorunları yaşayacak ve küresel olarak da destek yitimine uğrayabilecek jeostratejik iğretiliklere de maruz kalabilecektir.
Batı'nın zorunlu müttefiki ve oyuna katılma kulvarı olarak Ukrayna, bir şeyin ters gidebileceği olasılıkları engellese bile Batı tarafından tolere edilemeyecek dezavantaj faktörleri ile baş başadır. Bu yasaya göre Rusya ters gidecek olasılık deposunu neredeyse doldurmuş durumdadır. Yaşayabileceği bir kaç yeni ters olasılık kalmıştır.
Bu yasada da Batı, Ukrayna ve Rusya hedeflerine ulaşma konusunda aşırı isteklidir. Ukrayna en hızlı ve en az hasarla Rusya ve Batı arasında kalmaktan kurtulmak istemektedir. Batı özellikle Avrupa en hızlı şekilde genelinde ve temelinde enerji bağımlılığı olan ve bu konuda ana tedarikçi Rusya ile değişik anlaşma düzeylerinde acil bir çözüme gereksinim duymaktadır. Rusya'nın eli bu yasa kapsamında Batı ve Ukrayna’ya göre oldukça geniş olarak değerlendirilebilir.
Yasanın bu maddesi ilk olarak Ukrayna’yı zorlayacaktır ve Ukrayna için en kötü koşullar henüz gerçekleşmemiştir. Diğer taraftan Batı da en kötü koşulları henüz yaşamadığı için, bu maddede Batı için zincirleme riskli faktörler fazladır. Rusya ise şu ana kadar bu maddede olabildiğince zincirleme kötü koşullar yaşamıştır ve yaşamaya devam etmektedir. Rusya pes etmediği müddetçe Ukrayna ve Batı zorlanabilecektir.
Bu yasaya göre bir şeyden vazgeçme olanağı olmayan Ukrayna’dır. Rusya'nın ele geçirdiği toprakları geri almak isteği inanılmaz yüksektir. İkinci ve eşit ağırlıkta olarak da Batı, Rusya'ya olan enerji bağımlılığından mümkün olduğunca hızlı kurtulmak istemektedir ve yasa şu aşamada Batı ve Ukrayna aleyhinde işlemektedir. Rusya'nın şu aşamada ana hedefi Ukrayna’yı elde etmek gibi görünmektedir. Bu bağlamda vazgeçebileceği parametre sayısı Batı ve Ukrayna’ya göre daha azdır ve durum Rusya'yı bu yasada avantajlı kılmaktadır.
Batı ve Rusya bu yasaya uygun davranmaktadır. Batı enerjide Rusya’ya bağımlılığı kırmak isterken Rusya bağımlılığı devam ettirmek için çaba harcamaktadır. Bu arada savaş uzadıkça Batı yeni tedarik seçenekleri, Rusya da yeni enerji talep kanalları bulacaktır. Ve büyük olasılıkla da her iki taraf tam olmasa da “hedeflerimize ulaştık” açıklaması yapacaktır. Ukrayna ise iki fil arasında ezilen çim pozisyonunda kalmaya devam edecektir. Oyun, Ukrayna’yı bir takım taktik zaferlerle sahnede tutmak üzerine kuruludur. Ve Ukrayna bu konumunu değiştirebilecek koordinatta henüz değildir.
Bu yasaya en uygun düşen taraf Rusya'dır. Çünkü en hazır olmadığı anda beklemediği pozitif koordinatta olacaktır. Enerji GPS’i ve Batı'nın kaotik tutumu Rusya'ya beklemediği jeopolitik ve jeoenerjik statüyü hediye edecektir. Batı’nın yeni jeoenerji jeostratejisinde Rusya'nın başat aktör olmaması değil, başatlığını paylaşma masasına yatırması istenmektedir. Fakat jeopolitik özne ve faktörler için Rusya avantajlı durumdadır. Zaman ve teknoloji Rusya'nın lehine çalışmaktadır. Ve Batı kazanmakta zorlanacaksa Rusya'yı beklemediği zamanda gelecek bir armağan ile netameli bir Avrasya liderliği vererek Rusya'yı "topal ördek " rolüne zorlayabilir. Aynen İkinci Dünya Savaşı’nda Stalin'e verilen Varşova Paktı liderliği gibi.
Ukrayna da beklemediği bir anda toprak bütünlüğünü kazanabilir fakat Rusya'nın daha fazla etki ve müdahale alanında kalabilir.
Batı ve Avrupa ise burada beklemedikleri zamanda alabilecekleri tavizlere uzak durmaktadır. Örtülüolarak ifade edilse de Rusya'yı pazar bağımlılığı yoluyla disipline etmek ve pazar bağımlılığını kullanarak enerjide tam olarak alan da değil veren de değil pozisyonunda tutmak stratejisi şimdilik çökmüş görünmektedir. Dolayısıyla bu aşamada Batı aslında Rusya'ya karşı biraz erken harekete geçmiş durumdadır. Bu tablo Batı’yı beklediği armağan hususunda son sıraya itmektedir.
Bu yasaya göre Batı yani Avrupa enerji sorunlarını çözse de bunun kısa süreli ve konjonktürel olacağı analiz edilebilir. Rusya dışından elde edilecek enerji yelpazesinin barındırdığı uzun yol riskleri bir hayli çeşitli ve katmanlıdır. Nitekim NATO Genel Sekreteri'nin petrol boru hatlarına bir saldırı olursa en ağır şekilde karşılık vereceklerini beyan etmesi erken risk bildirimi ve bir nevi de argüman zenginliği ortaya koyması açısından ilginç ve önemlidir. Dolayısıyla Avrupa, Rus doğalgazına ve petrolüne bağımlılıktan kurtulayım derken Jared Diamond’ın bile aklına gelmeyecek "Çöküş" riskleri ile karşı karşıya kalabilir.
Rusya'nın bu yasaya göre daha az risklere sahip olduğu analiz edilebilir. En azından enerji arz monopolü değilse de Avrupa’ya yakınlık riskli bir avantajı Rusya'ya vermektedir. Rusya elli yılda karşılaşacağı sorunları ziplenmiş olarak ve öne alınmış şekilde yaşamaktadır. Ukrayna ise Rus tehlike ve etkisinden sıyrılmış olsa bile aldığı hasarı onarması karşılığında ne tür sorun paketleri ile karşılaşacağı henüz belirsizdir. Burada Ukrayna için tek kazanç Yahudi ve başarılı lider olarak Zelensky’nin Avrupa’daki Yahudi imajını kırarak İsrail-Avrupa ilişkilerinde yeni sayfalar açılmasını sağlamak olabilir.
Bu yasaya göre Avrupa ve Ukrayna'nın işleri hayli yolunda gitmektedir. Murphy haklı ise Batı ve Ukrayna bakımından bazı şeyler ters gitmektedir. Rusya'nın ise doğru giden işi yok gibidir. Bu tabloya göre Batı ve Ukrayna sürpriz sorunlar yaşayabilecektir. Rusya’nın bu durumdan doğal olarak kârlı çıkması olasıdır.
Yoruma gerek olmayan bir Murphy Yasası. Tüm taraflar ellerindeki şeylerle yani stratejik kazanımlar veya risklerle fazla oynadılar ve denge bozuldu. Fazla oynadıkça da bozulma artar ve üçüncü dünya savaşı yaşanır.
Yine tüm taraflar için geçerli bir Murphy Yasası daha. Hesap makinesinin pili bitti, bilgisayarların ise bataryaları yandı. Bir enerji krizi paketini çözerken yine bir enerji krizi sebebiyle sınav çok kötü geçti.
Bu ilginç Murphy Yasası önce Rusya’yı uyardı: Ukrayna’da işler göründüğü kadar kolay değil, diyerek. Sonra Ukrayna ve Batı’yı uyardı, Rusya’yla işler kolay değil vurgusuyla.
Batı için kazanç büyüktü, AB ve NATO tam istenildiği gibi genişliyor, jeopolitik ve jeostratejik hedefler ele geçiriliyordu. Artık Sovyetler’in boşalttığı coğrafyalar Batı’nın egemenliğine giriyordu. Sonra bir anda Çin faktörü, Rusya ve ŞİÖ ortaya çıktı. Küresel hegemonya, bölgesel üstünlük ve liderlikler riske girdi. Rusya ise enerji kartını tam en üst düzeyde oynayacakken Batı ile kriz yaşamaya başladı.
Batı, Çin, Rusya ve ŞİÖ’yü anlamakta zorlandı, hafife aldı ve ne olduğunu tanımlamakta hâlâ zorlanmaktadır. Rusya, Batı ve Ukrayna’yı hafife aldı ve beklemediği bir dirençle karşılaştırmaktadır. Tüm taraflar küresel gelişmeleri okumakta yetersiz kaldılar: Oysa yaşanan DEĞİŞİM’di. Ve doğru olan da kronolojiye uygun DEĞİŞİM’i gerçekleştirmekti. Değişime direnmenin sonuçları için İran’a bakılabilir. Hem Şah dönemi, hem de Mollalar dönemi aydınlatıcı örnektir.
Rusya Ukrayna konusunda uyarılmıştır. Avrupa’nın Rus doğalgazına ve petrolüne bağımlılıktan kurtulma çabaları ile ikaz edilmiştir. Rusya bu iki işareti ya zayıf bulmuştur. Ya da dikkate almayarak hata yapmıştır. Batı Çin’le ilgili başta ticaret savaşları olmak üzere çeşitli başlıklar altındaki sorunlara yaklaşım ve çözüm yolları konusunda zincirleme hatalar yapmıştır. Ukrayna ise ülkesinin jeopolitik konumu, tarihi ve jeostratejik hesaplarda bocalamıştır. Rusya’ya karşı izleyeceği yolu belirleyememiştir. “Masa boyalı” ikazları sonuçsuz kalınca da savaş kaçınılmaz olmuştur.
Murphy Yasası, bir Ege türküsünde de kendini göstermektedir. Çökertme'den başı selamet çıkan Efe’nin başına gelmedik bela kalmaz. Ukrayna bu bağlamda Batı ile birlikte hayli iyi görünmektedir. Murhpy Yasası işlerse Rusya, işlemezse Batı ve Ukrayna zafer kazanacaktır.
Rusya, NATO ve AB ile müzakerelere devam edecek stratejik argümanlar paketine Ukrayna'yı dahil etmeden devam etseydi acaba sonuç ne olurdu? Ukrayna enerjideki statüyü sürdürme hedefinde Batı’nın vazgeçilmez kozu olabilir mi? Batı, Ukrayna'nın kaybı karşılığında enerjide Rusya'ya minimum bağımlılık elde ederek isteğine ulaşırsa Rusya için stratejik bir kayıp söz konusu olabilecektir. Diğer tarafından Batı Rusya'nın enerjideki etkinlik alanını genişletme stratejisini Rusya’yı Batı, Kuzey ve Güney’den abluka ile yanıt vermeden önce, Batı iç konsolidasyonu sağlasa ve küresel gelecek projeksiyonlarında Rusya'nın koordinatlarını verilerle ortaya koysaydı operasyonlarını kolaylaştırmış olmaz mıydı?
Ukrayna SSCB dağıldığı andan itibaren Rusya'nın Ukrayna stratejisini anlamakta ve analiz etmekte aşırı zorlanmış görünmektedir. Batı’nın Ukrayna'ya karşı tutumunun ne olabileceğini öngörmeden Rusya ile savaşa kadar gidebilecek politik ve jeostratejik inatlaşmaya gidilmese bugün tablo nasıl olurdu? Ukrayna, Rusya’nın jeopolitik hedeflerini en kolay yörüngesinden çıkarabilecek ülke iken neyi yapamamıştır?
Murphy yasaları derki, önce SSCB ve sonra Rusya Federasyonu döneminde Rusya, SSCB’nin dağılma sürecindeki müzakerelerde oluşan boşlukları ve Batı'nın bu jeopolitik boşlukları dolduruş şeklini anlatırken genişleme sürecinin olası sonuçları üzerine diplomatik abluka ile gitseydi ve Batı ile savaş olasılığının sanılandan yüksek olduğunu yine somut ve anlaşılır verilerle servis edebilseydi sonuç değişmese bile sonucun ilerleyen süreçte lehine olacak zeminini hazırlayabilirdi. Rusya, Avrasya stratejisini devreye sokunca yanlış taraflara yoğun anlatma stratejisini benimsemiştir. Rusya anlamak için strateji geliştirseydi ve yine Batı’yı doğru argümanlarla ikna seçeneğini kullansaydı ortaya çıkacak küresel tablo hayli değişik olurdu.
Murphy yasaları üzerinden yaptığımız bu değerlendirme Rusya-Ukrayna savaşındaki genel geçici mizan olarak görülebilir. Bati, Rusya ve Ukrayna arasındaki güç paritesini de ortaya çıkaran bu jeopolitik eskiz sorunun anlaşılmasına yardımcı olacak veriler içermektedir.
Gelinen noktada Batı ve Rusya için Ukrayna’nın asıl hedef olmadığı fakat çeşitli düzeylerdeki "şiddetli ve savaşlı" müzakereler için çok etkili ve jeostratejik faktör olduğu netleşmektedir.
NATO ve Batı’nın Karadeniz ve hinterlandında ve merkezi Asya stratejisinde Ukrayna kilit taşı niteliğinde ise savaşın boyutları giderek çeşitlenecek ve yoğunlaşacaktır.
Batı ve NATO için Merkezi Asya ve Ukrayna asıl hedef değilse, Arktik bölgesi Çin'in tabloya alınması ve küresel ısınmanın değiştirdiği deniz ve okyanus jeopolitik ve jeolojistiği bağlamında daha stratejikse ve küresel ısınmanın sabit kalacağı öngörüsü ile taraflar hareket ediyorsa bu kadar kabarık ajandayı yerel ve bölgesel savaşlar çözemez. Bu yoğunluktaki hegemonya ve bağımlılık dozu belirleme zincirleme operasyonları ancak ve ancak küresel bir savaş ile netleşebilir.
Murphy yasalarının çalışması durumunda Batı’nın hedeflerine yüzde kırk, Rusya'nın ise yüzde otuz oranında ulaşacağını analiz edebiliyoruz. Ukrayna'nın fillerin arasındaki çim pozisyonu kapsamında hedeflerinin yüzde beşini gerçekleştireceğini öngörebiliriz. Kalan yüzde yirmi beş ise diğer aktörlerin hedeflerine ulaşma oranını göstermektedir.
Bu analizin Murphy yasaları çalışırsa geçerli olabileceğini yani sadece bir olasılık olduğunu vurgulamak gerekmektedir. Küremizin kaderini belirleyecek olan bu kaotik ve savaşlı süreçleri tam olarak bilebilmek ve öngörebilmek olanaksızdır.
Dünyamızın hali hazır kaosunun oluşturduğu bu olağanüstü karmaşanın kuantum bilgisayarların bile üstesinden gelemeyeceği veri okyanusları ve sonsuz olasılıklar evreni yarattığı göz önüne alınırsa analizimizin deneme kapsamında olduğu da gözlemlenebilecektir.