Petrol üretimi ve ihracatında yıllardır dünyaya liderlik eden Suudi Arabistan, şimdi de doğal gaz üretimini genişletmeyi planlıyor. Bu genişleme iki önemli faktörün sonucu olarak gerçekleşti: Birinci faktör, yurtiçi enerji talebindeki artış. Öyle ki bu durum, geçtiğimiz yıllarda petrol, mazot ve ağır fuel oil gibi sıvı yakıt üzerinde büyük baskı oluşturdu. Ve hepimiz on yıl önce yaz aylarında yanan petrolü, özellikle de endişe verici seviyelere ulaştığı 2011 yılını hatırlıyoruz.
İkinci faktör ise karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik uluslararası taahhütleri bulunan Suudi Arabistan'ın temiz enerji üreticisi olma eğilimi. Zira sıvı petrol türevlerine kıyasla gaz halen en iyi seçenek. Bu bağlamda Suudi Arabistan, 2030 yılına kadar ülkenin elektriğinin yarısını gazla, diğer yarısını da yenilenebilir enerji kaynaklarıyla üretmeyi hedefliyor.
Aramco, gaz üretimini genişletmek için el-Hasbe, el-Arabiyye ve Karan dahil olmak üzere birçok sahayı geliştirmeye başladı. Ayrıca el-Fadıli ve Ebu Hadriye de bağlantısız gaz üretim tesisleri kurdu. Son olarak Saudi Aramco, doğası gereği ABD'deki kaya gazı yataklarına benzeyen alışılmadık bir alan olan ve 200 trilyon fit küp gaz içeren dev el-Cafurah gaz sahasını ekleyecek.
Gaz alanındaki bu devasa genişlemelerin önünde önemli bir soru ortaya çıkıyor: Özellikle Ukrayna savaşıyla ilgili siyasi görüş ayrılıklarının ardından Rus gazının Avrupa'dan kesilmesi ışığında gaz piyasası fırsatlarla doluyken, Suudi Arabistan'ın dünyaysa doğal gaz ihraç etmesinin zamanı geldi mi? Yoksa Suudi Arabistan gazını yurt içi kullanım için elinde mi tutmalı?
Bu soru daha önce sorulmamıştı. Ancak şimdi, özellikle Saudi Aramco CEO’su Amin Nasser'in (Emin Nâsır) geçen ay Çin ziyareti sırasında şirketin sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) alanına girmeyi düşündüğünü ifade ettiği açıklamalarından sonra soruluyor.
Siyasi açıdan Suudi Arabistan'ın doğalgaz ihraç etme alanına girmesinde fayda var. Çünkü uzun vadeli gaz sözleşmeleri ve bunun ihracat ve alıma yönelik yatırımları çok büyük. Bu durum, ülkeleri iki taraf aynı fikirde olmadığında başka herhangi bir müşteriye kolayca satılabilen petrolün aksine, ‘Katolik evliliği’ durumuna getiriyor.
Bu yaklaşım Suudi Arabistan'ın siyasi olarak işine yarayabilir. Ancak Suudi Arabistan'ın doğalgazı yurtdışına ihraç etmemesi ve stratejik olarak başka amaçlar için kullanması da ekonomik olarak mümkün olabilir. Doğalgazın yurt içinde kullanılması, ihracata daha fazla petrol sağlanmasına ve böylece gelirin daha da artmasına katkıda bulunur. Aynı zamanda emisyonları azaltır. Son olarak mavi hidrojen gibi diğer yakıtlardan daha çevre dostu olan diğer ürünlere dönüştürülür. Üretim maliyetlerini hesaba katarsak, hidrojen doğalgazdan daha pahalıdır.
Aramco'nun Suudi Arabistan dışında LNG projeleri araması, böylece Suudi Arabistan'a gaz sağlaması ve gaz pazarına yurt dışından girmesi daha uygun olabilir.