Abdulmunim Said
Kahire’de Mısır Gazeteciler İdaresi Meclisi Başkanı ve Kahire Bölgesel Strateji Çalışma Merkezi Yönetim Müdürü
TT

Peki, şimdi sırada ne var?!

Siyasi akşam, 13 Ekim 2025 Pazartesi akşamı, zamanın liderlerin lehine işlediği Ortadoğu usulüyle değil zamanın, toplantıların ve görüşmelerin ABD Başkanı Donald Trump'ın isteklerine göre belirlendiği “Trumpvari” bir şekilde sona erdi. Gün, ABD Başkanı'nın Ben Gurion Havalimanı'na varmasıyla erken saatlerde başladı. Daha sonra Hamas tarafından tutulan rehinelerin karşılanması vardı. Ardından Trump Knesset'te bir konuşma yaptı. Trump’ın ziyareti sırasında Amerikan kayırmacılığı öyle zirvedeydi ki; İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'dan Netanyahu için af çıkarmasını talep etme noktasına kadar vardı. Bu af dostunu kurtarmakla kalmayıp, aynı zamanda onu savaşın baskılarından da kurtaracak. Kimsenin asla bitmeyeceğini düşündüğü beşinci Gazze savaşı sona erdi. Savaşın sona ermesinin barışın önünü açacağını vaat eden kutlamalar arasında, Mısır'ın Şarm el-Şeyh şehri umut verici bir gece geçirdi. Gerçekte olan ise her iki tarafın, Hamas ve İsrail'in Trump'ın girişiminde yer alan yirmi maddeden ilkini yerine getirmesiydi. Hamas, hayatta olan rehineleri ve dört cenazeyi teslim etti. İsrail ise uzun süredir İsrail hapishanelerinde tutulan veya mevcut savaş sırasında esir alınan yaklaşık 2 bin Filistinli esiri teslim etti. Böylece yirmiden fazla ülke temsilcisinin katılımıyla Barış Şehri'nde barış atmosferi dalgalanmaya başladı. Ancak karanlıkta gizlenen husus, “ertesi gün”ün öngörülen mutluluğa tanık olmayacağıydı.

“Ertesi gün”de yaşananlar, bir dizi krizdi ve ilki de Hamas'ın 28 İsrailli rehinenin cenazesini bulamaması sebebiyle sadece dört cenazeyi teslim edebilmesiydi. Sayılarının az olması, ailelerini öfkelendirmeye yetti ve Netanyahu, kendisini yaşadığı felaketten kurtarmak için Gazze'ye giriş yapan yardım tırlarının sayısını azaltacağını açıkladı. Hamas'a göre ise İsrail, kararlaştırıldığı gibi ilk Sarı Hat’ta çekilmedi. Dahası Hamas soykırıma dönüşen bu savaşa direnen genç aşiret milislerini tasfiye etmeye de başladı. Genel olarak durum karmaşıklaştı ve barışın yakın olmadığını, daha ziyade Hamas ile İsrail arasında ve Hamas ile aşiretler arasında mini bir iç savaşa dönüşebilecek başka şiddet biçimlerinin artmasının muhtemel olduğunu güçlü bir şekilde gösterdi.

Savaşın bitişine yönelik kutlamaların ortasında, savaş sonrası dönemin başlangıcı beklenmedikti ve aslında patlak veren çeşitli çelişkilerin tehdit ettiği kırılgan gerçeklikle nasıl başa çıkılacağını incelemek için bir uyarı ve etkendi. İsrail'in çekilmesini sağlamak, Hamas'ı silahsızlandırmak, vaat edilen uluslararası ve Arap güvenlik istikrar gücünü konuşlandırmak gibi temel konuları ele almak için neler yapılabileceği sorusu ön plana çıktı. Bu öne çıkış, bazen yeniden inşa ve yönetimin bir Filistin liderliğine devredilmesinin zamanlamasıyla ilgili daha karmaşık konuların değerlendirilmesini de teşvik etti. Yirmi maddenin tamamının birden uygulanması planlanmamıştı. Trump’ın girişiminin arkasındaki mantık, tamamlanan her bir madde ile savaşan taraflar arasındaki durumun iyileşeceği, böylece daha zorlu olanlar da dahil olmak üzere sonraki maddelerin uygulanmasını kabul etmekte daha esnek ve anlayışlı olacakları umuduyla bir maddeden diğerine düz bir çizgide ilerlemekti.

Tüm maddeler için temel referans, anlaşmazlık yoğunlaştığında hem Filistinli hem de İsrailli tarafların başvurduğu ve savaşın bittiğini teyit eden ABD Başkanı'nın himayesidir. Problem ise Trump'ın ABD’ye dönmüş olması ve orada federal hükümet krizinin derinleşmiş ve kesinlikle gerekli olan durumlar dışında hükümetin kapanmış olmasıdır. Üstelik Ukrayna krizi, ABD'nin barışı sağlama becerisini test eden rolü ile kendisini bir kez daha dayatmaya başladı.

Aslında bu makale kritik bir hafta öncesinde yazılıyor ve Trump, kızı Ivanka'nın eşi Jared Kushner'ı Steve Witkoff ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte temsilcisi olarak atamış olmasına rağmen gittikçe daha da kritik hale geliyor. Bu isimler şu anda, Filistin halkının tek meşru temsilcisi olan, ancak savaşın bir parçası olmayan meşru bir otoriteden oluşan mevcut Filistin durumunun karmaşık düğümlerini çözmeye çalışıyorlar.

Hamas, Oslo Anlaşması uyarınca belirlenen Filistin topraklarından koparılan Gazze'de kendisi için başka bir otorite kurdu; sahada fiili bir otorite konumunda ve yeni sona eren savaşta silahına sıkı sıkıya bağlı. Bu dönüm noktasında durum -ateşkes ile alevlenme tehlikesi taşıyan bir ateşkes biçimi arasında- Başkan Trump'ın ziyareti ve vaatlerinin ardından oluşan büyük umutları pek desteklemiyor. İşler şimdi Şarm el-Şeyh konferansındaki garantörlerin düğümleri çözmesini veya istikrarı sağlamakla ilgilenen Arap devletlerinin önce Filistinliler arasında, sonra da Hamas veya Filistin Ulusal Otoritesi (veya her ikisi) ile İsrail arasında bu düğümleri çözme görevini üstlenmesini gerektiriyor.