Her zaman krizler, çatışmalar ve sürdürülebilir bir huzur sağlamayan şeylerle meşgul olma kabuslarıyla dolu olan ufukta, Sudan’ın iyiliği için çalışanların amaçladığı ama kısa süren ateşkesin aksine, uzun süreli ve kalıcı olabilecek dinlenme işaretleri var. Sudan’da ise hem anavatanın hem de göz kamaştırıcı bir protesto hareketinin ardından sakinleşen halkın maruz kaldığı kötülüklerden sorumlu iki general, ateşkes için verdikleri taahhütlere uymadılar. Böylece isimlerini söz ve taahhütlerini yerine getirmeyenler listesine dahil etmiş oldular.
Körfez, uluslararası ve Arap boyutlarıyla Riyad, el-Ula ve Cidde'nin ev sahipliği yaptığı zirveler ve bunlara katılanların yanı sıra açıklanan bildirilerin içeriği,söz konusu zirvelerin ruhunu tercüme etmeye başlamak için kurdele kesmekle eşdeğerdi. Çin başkentinin ev sahipliğinde düzenlenen ve ciddi olarak uygulanması için çalışmaların başladığı Suudi Arabistan-İran görüşmelerinde Pekin’in krizleri yönetme tarzının hayranlık uyandırmasının nedeni de buydu. Yani Çin diplomasisini bu riski almaya teşvik eden şeyin, toplantı yerinin önemine ek olarak, bu zirveleri karakterize eden yaklaşım olduğu söylenebilir. Zira bu zirvelerde Hadimul Haremeyn Şerifeyn Kral Selman bin Abdulaziz'in bilgeliği, çetrefilli meseleleri açmazdan çekince, ardından uzlaşı aşamasına geçişini kolaylaştırarak sorunsuz yönetme yeteneği meydana çıktı. En karmaşık ve askıdaki sorunları kademeli olarak çözme yöntemi netleşti. Dahası, Suudi Arabistan mükemmel bir şekilde başarılı olması için düzenlenmesi amaçlanan zirveleri başlatmasaydı, Çin liderliği bu uzlaştırma çabasını başlatmayabilirdi. Sadece başkent değil, Suudi Arabistan’ın batısı, doğusu ve merkezi bu zirvelerin toplantı yeri oldu. Bu daha önce Kahire, İskenderiye ve Şarm El-Şeyh'te zirvelere ev sahipliği yapan Mısır tarafından benimsenen bir deneyimdir.
Türkiye ve İran'dan Suriye ve Lübnan'a kadar bölgedeki huzur ve dinlenmenin işaretleri arasında, askıda olan ve gerçekleşmesi umulan bir işaret vardı ve o da gerçekleşti. Tıpkı İran bayrağının Riyad semalarında dalgalanması gibi Suudi Arabistan bayrağının Tahran semalarında tekrar dalgalanmaya başlaması...
Diğer Körfez ülkeleriyle tamamlanan bu dalgalanma, Umman Sultanlığı ve Katar Devleti'nin bu yolda oynadıkları takdire şayan rol, dosyaların yeniden okunması, yöntemlerin gözden geçirilmesi için bir duyurudur. Güvenlik alanındaki müdahalelerden sözlü iftiralara kadar ilişkilerde bozulmaya neden olan durumlar, bir arada yaşamanın huzuru, güveni sağlamak için ilişkileri gelişme yoluna sokmak uğruna yavaş yavaş yok olacak. Umarız Lübnan başta olmak üzere birden fazla Arap ülkesindeki İran’ın kolları da sahada ve medyada bunu benimserler ve böylece bu dinlenmeler için engel teşkil etmezler. Erdoğan Türkiyesi de yeni döneminde bu adımı hesaplarına dahil etmeye devam ediyor. Dahası cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonraki Türkiye'nin önceki Türkiye ile aynı olmayacağını varsaymak mümkün. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, etkileyici zaferinin koşullarının, demokratik süreç açısından bakıldığında kendisini zafer kazanmış olarak görmesini sağladığını düşünüyor olabilir. Ancak seçim gerçekleri açısından bakıldığında Türk halkının yarısından biraz fazlası onu tercih ederken, muhalefetteki rakibine oy verenler ise yarıdan az bir orandaydı. Bu, yeni döneminde beş yıl önce Türk diplomasisinin desteklediği ‘sıfır sorun’ sloganını hatırlayacağı anlamına geliyor. Bu kapsamda birçok seçeneği yeniden gözden geçirmeli. Bunlar arasında şunları sayabiliriz: Askerileştirmek ve siyasi-istihbari müdahalelerle iç işlerine karışma sayfasını kapatarak, Libyalılara yardım etmek. Ayrıca Mısır'a güven vererek ilişkilerdeki ihtiyatlılığı ortadan kaldırmak. Resulullah’ın (s.a.v.) her zaman tavsiye ettiği komşuluk kavramı kapsamında Arap ülkeleriyle iş birliği yapmak, diplomatik olarak başlayan ve kardeşlik aşamasına varması için geliştirilmesi gereken kademeli yaklaşımda İran'ın yanında olmak. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Türkiye Yüzyılı’ ve ‘Yükselen Yıldız Türkiye’ iddiasını, simgesi Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın daha fazla ümit verici adımlar eklediği ‘Vizyon 2030’ iddiasından alıntılaması, Erdoğan'ın önümüzdeki beş yıllık iktidar döneminden iyilik ve güzellik beklemek için bir nedendir. Bu beş yılda Erdoğan, temenni ettiği ve meydan okumalardan sonra elde ettiği üçüncü dönemi ve bu dönemin, Türkiye’nin sadece Atatürk değil, Atatürk-Erdoğan şeklinde iki tarihi liderinin olduğunun kabul edilmesiyle sonuçlanmasını arzuluyor.
Dinlenme işaretlerinden bir diğeri, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in Suudi Arabistan'a yaptığı tarihi ziyaret (7 Aralık 2022 Çarşamba) ve Veliaht Prens, Başbakan Muhammed bin Selman ile o tarihi zirveyi gerçekleştirmesiyle başlayan Çin'in Suudi Arabistan liderliğine gösterdiği saygılı ve nesnel itibardır. Keza bunun devrimci Venezuella Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yu 6 Haziran 2023 Salı günü benzer bir ziyaret yapmaya motive etmesidir. Ziyaretin arkasındaki motivasyonlar sadece iki ülkenin sahip olduğu petrol kartı değil, aynı zamanda Maduro’nun Suudi Arabistan kalkınma sahnesinde bir yandan petrol zenginliğini kullanmanın, diğer yandan dünyadaki kutuplarla ilişkilerde dengeyi sağlamanın önemini ve bunun en ideal siyasi yaklaşım olduğunu okumasıdır. Dolayısıyla Maduro’nun ziyareti sebepler ve beklentiler açısından Çin Devlet Başkanı'nın Suudi Arabistan’a yaptığı ziyaretin, ardından Ukrayna Devlet Başkanı Vlademir Zelenskiy'nin 14 Mayıs 2023 Cuma günü Cidde'de düzenlenen Arap zirvesinin bir bölümüne katılması atmosferinin bir parçasıdır. Buna bir de Veliaht Prens ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki nesnel uyum ekleniyor. Suudi Arabistan’ın Ukrayna ve Rusya ile ilişkileri, İHA’ların kullanımının gelişmesi, köprülerin havaya uçurulması, barajların patlatılması sonucu yaşanan seller gibi gelişmelerin gösterdiği gibi, öngörülebilir gelecekte bitmeyecek savaşın nesnel bir şekilde çözülmesini sağlayabilir. Etiyopya umarız ‘Rönesans Barajı’nın korunmasında bu felaketi de hesaba katar. Etiyopya’nın zeki Cumhurbaşkanı Abiy Ahmed bununla neyi kastettiğimizi anlamıştır. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Venezuela Devlet Başkanı ile aynı gün Veliaht Prens ile görüşmeye gelmesi, özellikle ABD yönetiminin Maduro rejimi hakkındaki düşünceleri göz önüne alındığında, Suudi Arabistan’ın hem kardeşlerle hem de karşıtlarla olan ilişkilerindeki bilgelik ve tecrübenin sağlamlığı konusunda örnek teşkil ediyor. Arap kardeşlerinin arasına ve Arap Birliği çadırına geri dönmesine izin verilen Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed de İran ve Rusya’nın ülkesindeki yerleşimci durumlarının tadil edilmesi gerektiğini dikkate alacaktır. Aynı şekilde Arap nedenleri ve İran'ın yanı sıra Irak ve Lübnan’ın durumları, Ürdün, Lübnan, Irak, Türkiye, Sudan ve diğer ülkeler arasında göz alabildiğine dağılmış milyonlarca yerinden edilmiş insanın yeniden geri dönmesi için bir ön pencere açmasını gerektiriyor. Kendisine Arap Birliği’ne dönme kapısının aralanması gibi, bu yerinden edilmişlere de Suriye’nin kapılarının açılması için pencereleri çoğaltması umuluyor.
Allah doğru ve bu dinlenmenin işaretlerinden yararlanmanın yolunu gösterendir.