Coğrafya, çatışmaları ve savaşları anlamanın anahtarlarından biridir; çünkü savaşlar coğrafya üzerinde ve coğrafya için yapılır ve yönetilir.
Bugün Yemen'de Husi örgütüne karşı Amerikan hava saldırıları sürüyor. Buna karşılık, Yemen Denizi'ne bir taş atımı uzaklıkta, Aden Körfezi ve Hint Okyanusu'na nazır stratejik kıyılara sahip olan, uluslararası seyrüsefer ve ticaret için iki temel geçiş yolu olan Babul Mendeb ve Ümit Burnu güzergahının yakınında bulunan Somali yer alır.
ABD'nin Yemen'deki Husi hedeflerine yönelik art arda düzenlediği etkili hava saldırılarının ardından, ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social platformu üzerinden Somali'deki köktendinci örgütlere yönelik bir uyarı yayınladı ve şöyle dedi, “Husilerin kendi saflarına sızmasına izin vermemeleri gereken Somali halkını destekleyeceğiz. Zira Husilerin yapmaya çalıştığı tam olarak budur. Terörü ortadan kaldırmak ve Somali'ye refah getirmek için çalışacağız.”
Bu uyarı sebepsiz değil. Aslında Yemen’deki Husiler ile Somali'deki el-Kaide arasında İran ve dışındaki tarafların himayesi altında bir iş birliği ve bağlantı bulunuyor. Yakın zamanda New York Times gazetesi, geçtiğimiz hafta ABD Kongresi'ne yaptığı sunumda ABD Afrika Komutanlığı Komutanının, “Ordu, Somalili eş-Şebab hareketi ile Husi milis grubu arasında iş birliğine dair işaretler gözlemliyor" dediğini aktardı.
CNN de 2024 yılında ABD istihbaratının Husi grubu ile Somalili Şebab hareketi arasında kendilerine silah sağlanması konusunda görüşmeler yapıldığı bilgisine ulaştığını bildirmişti.
Amerikan Axios internet sitesinin haberine göre ise Trump'ın ikinci başkanlık döneminin ardından ilk askeri hamlesi, Somali'de DEAŞ’a yönelik hava saldırıları düzenlemek oldu.
Husiler tarafından öldürülen eski Yemen devlet başkanı Ali Abdullah Salih'in, Yemen'in Somali’ye dönüşmesi senaryosuna yönelik uyarısını yorumlamak üzere, Nisan 2009’da bu köşede “Yemen Arap Yarımadası’nın Somali’si mi Olacak?” başlıklı bir makale yazmıştım. Somali, Muhammed Siad Barre rejiminin 1991'de devrilmesinden sonra istikrara kavuşamadı.
Söz konusu makalede, “Durum tehlikeli ve Yemen'e yardım edilmezse işler daha da kötüye gidecek, Umman ile Suudi Arabistan, bu kez kendilerine daha yakın bir başka Somali'nin komşusu olacak!” ifadelerini kullanmışım.
Bugün, el-Kaide şebekeleriyle İran şebekeleri arasındaki yakınlaşma ve uzlaşının her geçen gün artacağına inandığımı, bunların zaten var olduğunu ve aktif olduğunu söylüyorum. Bu bizi, Şii dünyası ile Sünni dünyasındaki “siyasallaşmış, militarize olmuş köktendinci cephe”nin tek ve birleşik olduğu gerçeğine geri getiriyor. Amaç, Husi, el-Kaide, DEAŞ veya Hizbullah modelindeki güç anlayışından farklı bir anlamda, “normal”, kalkınan ve güçlü Arap ve İslam devletlerinin ortaya çıkmasını engellemektir!
Somali yeniden gündemde.