Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Alaska'da buzlar eriyor mu?

Donald Trump’ın dünya siyasetinde önemli bir figür haline gelmesinden bu yana, medyada ‘gayrimenkul düşüncesi’, ‘gayrimenkul bilimi’ ve ‘anlaşma kültürü’ hakkında alaycı bir kampanya yaygın olarak görülür oldu.

Alaska'da Trump-Putin zirvesi yapılması beklenirken, insanlar bu geniş topraklara sahip eyaletin ABD tarafından Rusya İmparatorluğu'ndan yaklaşık 8 milyon dolara satın alındığını hatırlıyor. Florida eyaleti İspanya'dan, New Orleans ise Fransa'dan satın alınmıştı. Sonuç olarak, gayrimenkul işlemleriyle satın alınan alan ABD’nin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 40'ını oluşturuyor.

Dünya, hayal ettiğinizden ya daha küçük ya da daha büyüktür. Son derece karmaşık ve kırılgan bir atmosferde Alaska'yı satın alan ABD’liler, onu satan Ruslarla Moskova'nın Rus egemenliği olduğunu iddia ettiği Ukrayna savaşına çözüm aramak için bir araya geliyor. Zirve başarılı olabilir, olmayabilir de. Trump Nobel Barış Ödülü'nü kazanabilir ya da daha fazla beklemesi gerekebilir. Şimdiye kadar, bu çalkantılı dünya ona pek istediği karşılığı vermemiş gibi görünüyor. Her yerde savaşlar var ve küçük bir ateşkese ulaşmak dahi imkansız durumda.

Trump'ın ilk başkanlığı ile Alaska zirvesi arasında, Putin ile ilişkisi en iyi ve en kötü arasında gidip geldi. Eski Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, iki başkan arasında uzlaşı kapısını açık tutmak için ABD Başkanı’nı eleştiriyor. Gerçek şu ki, tüm kapılar hem açık hem de kapalı. Yaklaşık 4 yıldır süren bu savaşta herkes kaybeden tarafta. Ukrayna Devlet Başkanı’nın katılmadığı bir zirve ve onun sergilediği katı tavırlar, zirvenin başarısız olması olasılığını artırabilir.

Tarihi sembollerle dolu bir zirve. Rus İmparatorluğu, tüm ihtişamıyla, neden paraya ihtiyacı olduğu için topraklarının bir kısmını sattı? Neden iki büyük ülke arasındaki ekonomik fark hala neredeyse aynı? Trump daha fazlasını satın almayı mı planlıyor?