Her insan icadının avantajları ve dezavantajları vardır. Bazı icatlar, savaş veya çatışma araçları olarak ortaya çıkmış, ancak tıp bunları kullanmaya başlamış ve tıp alanında güçlü araçlar haline gelmişlerdir. YouTube adlı sihirli icatla ilgili bu ünlü sözü tekrar ederken bunu düşünüyorum. Bu harika ve şaşırtıcı depo nedir? Telefonunuzun büyüklüğünde, daha doğrusu onun sadece bir parçası olan bir şey, bilgi, bilim, müzik, sanat, edebiyat, tarih ve yaşamın her yönüyle ilgili, başka hiçbir yerde bulunmayan bir arşivi barındırıyor.
Peki, dezavantajları neler?
Burada hiçbir dezavantaj yok. Ancak, istikrarsızlığa eğilimli ülkelerin halkının yaşadığı küçük bir sorun var. Bu diyarlardaki insanların çoğu, iktidara hizmet ederek geçinir. Bu yüzden de onu hoşnut etmekte, övmekte ustalaşırlar. Durum, gücü ve insanların yönetimini elinde tutan kişi değişene kadar aynı şekilde sürer. Fakat o kişi devrildiğinde, ülke de onunla birlikte altüst olur; yönler değişir, sadakatler dönüşür ve mutlak bağlılığın yerini bütünüyle inkâr alır.
YouTube'dan önce değişimin etkisi sınırlıydı. Bir gazete makalesi veya bir kafede yapılan sohbet. Ama şimdi, ah, ah, ah... Bugün, sinsi YouTube size aynı adamı iki farklı rolde sunuyor:
Başkanı savunurken, son derece düzgün, kurallı ve ağdalı bir fasih Arapçayla konuşuyor; harekeleri bile, halkın anlamakta zorlanmaması için Ziyad bin Ebîh’in isteği üzerine Ebu’l Esved ed-Düeli’nin koyduğu kurallara tamamen uygun biçimde kullanıyor. İkinci rol ise liderin devrilmesinden sonra bir dalkavuk pozisyonu.
Kendine saygısı olan ve bu nedenle konuşmayı ve kamuoyuna çıkmayı bırakan bir grup insan var; bir de yeni hükümdarı aynı kelimelerle karşılayan ve her kanalda öncekini kötüleyen utanmaz bir sınıf var. Bu sadece Araplara özgü bir durum değil; insan tabiatının her zaman ve her yerde görülen bir hali. Bunu YouTube'da Sovyetler öncesi ve sonrası Ruslar arasında, iki savaş öncesi ve sonrası Fransızlar arasında ve faşizm öncesi ve sonrası İtalyanlar arasında görebilirsiniz. Ancak bizim hitabet ustalarımızı diğerlerinden ayıran şey, harflerin telaffuzuna verdikleri önem ve şimdiki zamana kutsal bir bağlılık göstermeleridir. Sadakat beyanlarında ve sadakati ve sadık olanları kınamalarda, her iki durumda da dil mide bulandırıcıdır. İkiyüzlülüğün ve entelektüel kısırlığın kabalığı, ahlak ve yeteneklerin kurulukları tarafından parçalanmıştır. Bu nedenle, yukarıda bahsedilenler her iki durumda da ağırbaşlı görünmektedir. Kahraman gibi görünmekte ısrar eder, ancak mide bulandırıcı ve sağlıksız yollarla... Onun yüzünden, insanlar bazen iktidar ve otorite sahiplerini özlerler. O zamanlar daha hafifti. Allah’ım bizi affet!