Liverpool, Manchester City ve Arsenal gibi dünyaca ünlü İngiliz kulüplerinin teknik direktörlerinin talepleri doğrultusunda, Suudi Arabistan'ın yabancı oyuncularla yaptığı sözleşmelerin Avrupa futbolu üzerinde yarattığı iddia edilen tehdit sebebiyle, Avrupa liglerinden Suudi Arabistan Pro Ligi’ne yapılacak transferlere kısmî yasak getirildi. Premier Lig, 2,5 milyar euro ile oyuncu sözleşmelerine en fazla para harcayan lig olmasına rağmen, böyle bir durumla karşı karşıya kalınması sportmenlikten yoksun, şaşırtıcı bir duruma işaret ediyor.
Suudi Arabistan Pro Ligi kimse için bir tehdit oluşturmuyor. Dünyanın her kıtasından izlenen bu ligde Al-Hilal, Al-Nassr, Al-İttihad ve Al-Ahli gibi büyük kulüplerin mülkiyetinin dünyanın en büyük yönetim fonlarından biri olan Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu’na (PIF) devredilmesi, Suudi Arabistan’ın yeni vizyonu çerçevesinde Spor Bakanlığı tarafından yönetilen spor sisteminin gelişiminin bir parçasıdır.
Söz konusu sportif yatırımlar, antrenörler ve oyuncularla yapılan sözleşmeler ve hatta yabancı kulüplerin satın alınması da dahil olmak üzere diğer yatırımlardan farklı değildir. Gerilemekte olan ve PIF'ın yüzde 80'ini satın almasının ardından 20 yıl sonra ilk kez UEFA Şampiyonlar Ligi'ne yükselen İngiliz kulübü Newcastle United örneğini burada zikretmeliyiz. Ayrıca, Prens Abdullah bin Musaid tarafından yönetilen Sheffield United Futbol Kulübü de Premier Lig'e yükselmeyi başardı.
Cristiano Ronaldo, Neymar, Mitrovic, Yasin Bono, Riyad Mahrez, Karim Benzema ve diğer birçok futbolcu, Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) kurallarına göre sözleşmeleri düzenlenerek satın alındı. Böylece bir yıl içinde en parlak futbol yıldızları Suudi Arabistan kulüplerine katılmış oldu. Bugün tüm Suudi kulüpleri, Arap dünyasının Avrupa ve Latin Amerika stadyumlarında gökyüzündeki yıldızlar gibi izlediği, parlak ama çok uzakta olan dünya futbol ikonlarının lisanslarını satın almak için destekleniyor. Futbol sadece küresel bir zevk değildir. Zira futbol, başka hiçbir spora benzemez. Futbol, aynı zamanda kendi kendine yeten bir ekonomik sistemi temsil ediyor. Herhangi bir ülkedeki her amatör oyuncu, performansının fark edilmesi için dünyanın incelemesi altında olduğunu biliyor ve menajerlerin dikkatini çekmek için antrenmanlarını artırmaya çalışıyor. Her ülkenin sportif müsabakalara katılma hakkı var. Böylece kulüpler, dünyanın her tarafındaki futbol taraftarlarının mümkün olan en geniş kesimi tarafından izlenebiliyor. Nitekim bugün dünya çapında yüz ülke, başta Portekiz, İngiltere, İspanya, Latin Amerika, Çin ve Türkiye olmak üzere Suudi Arabistan Pro Ligi maçlarını 125 televizyon kanalı aracılığıyla yayınlamakla ilgileniyor.
Suudi Arabistan Pro Ligi'nin piyasa değeri bir milyar dolar seviyesini aşmış durumda ve bu nedenle dünyanın en değerli ilk 10 ligi arasında sayılıyor. Ancak Suudi Arabistan sadece parası olduğu için oyuncu kontratı satın almıyor. İyi bir futbolcu; iyi bir mühendis, iyi bir araştırmacı ve iyi bir doktor gibidir. Yeteneklerini ve deneyimlerini gittiği yere taşır ve yerel oyuncuları daha fazla mücadele etmeleri için motive eder. Ayrıca Riyad'da, Cidde'de, Dammam'da ve diğer Suudi şehirlerindeki gibi büyük bir kamu varlığı olan elit futbol tesislerinin ortaya çıkışına zemin hazırlar. Daha önce Suudi Arabistan Pro Ligi'nde oynamış ve ülkedeki sportif ortamı övmüş olan yabancı oyuncuların yorumları da konuyla ilgili olumlu bir tablo çiziyor. Örneğin Brezilyalı oyuncu Carlos Edward, Brezilya gazetesi Globo aracılığıyla vatandaşı Neymar'a hitaben şunları söyledi: “Sana tavsiyem tadını çıkarman ve sonra da keyfine bakman. Suudi Arabistan Pro Ligi gerçekten harika bir lig. Orada beş yıl kaldım ve bu benim oyuncu olarak seviyemin zirvesine ulaştığım dönemdi. Tam 12 şampiyonluk kazandım.”
Suudi Arabistan sportif sezonu bu yıl hareketli başladı. Geçtiğimiz birkaç maç esnasında, Arap futbolunun, hiçbir zaman ilgi odağı olmadığı çeşitli ülkelerden oldukça büyük bir seyirci kitlesi tarafından takip edilmesi dikkat çekiciydi. Henüz sezonun başında olmamıza rağmen, bu yıl Suudi Arabistan kulüplerinin seviyesine hayran kalan sporcular ve futbolseverler tarafından birçok yorum yapıldı. Aslında rekabet düzeyi yükseldi ve bununla birlikte futbolun büyülü heyecanı da artmış oldu.
Bu heyecan verici değişim ve olaylar arasında beni en çok cezbeden şey, Suudi Arabistan Pro Ligi maçlarını büyük bir tutkuyla izleyen İranlı seyirciler oldu. İranlı izleyicilerin yorumları barışçıl, samimi ve sevgi doluydu. Onlardan biri şöyle yazmıştı: “Suudi Arabistan Pro Ligi'ni izleyeceğimi ve bundan keyif alacağımı hiç düşünmemiştim. Stadyum, oyuncular, fotoğraflar ve taraftarlar harika. Bu standartlarda dünyadaki ilk lig.” Birçok dilde yapılan çeşitli yorumlardan en önemlisi ise Farsça olarak İranlı bir taraftardan geldi: “İran televizyon kanallarının Suudi Arabistan Pro Ligi’ni göstereceğini hiç hayal ettiniz mi? Sen ne yaptın be adam! ...” Burada, Suudi Arabistan-İran ilişkilerinin yeniden düzelmesi ve Suudi Arabistan Pro Ligi'nin rekabet arenasına dahil olarak uluslararası spor faaliyetlerinde boy göstermesi gibi iki misyona da liderlik eden Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman kastediliyor.