İstemi Yılmaz
TT

Kerkük Türk mü, Kürt mü, Arap mı?

Irak’ın kuzeyindeki kültürlerin beşiği Kerkük kenti yine hareketlendi. Türkler, Iraklı Şiiler ve Kürtler arasında son yıllarda iyiden iyiye bir rekabet öznesine dönüşen şehirde çatışmanın merkezinde bir bina yer alıyor.

2017’den bu yana İran destekli Şii milis gücü Haşdi Şabi’nin (Halk Seferberlik Güçleri) karargah olarak kullandığı bina, yakın zamanda Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin kararıyla Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ni (IKBY) yöneten Kürdistan Demokrat Partisi'ne (KDP) tahsis edildi.

Es-Sudani’nin kararının ardından Haşdi Şabi milisleri bina önünde kamp kurarark yolları kapattı. Meseleyi bir egemenlik krizine dönüştürmeyi arzulayan KDP taraftarları ve onlara muhalif olmasına rağmen harekete geçen (Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) üyeleriyse sokağa döküldü. Kürt göstericilerle Haşdi Şabi güçleri arasında patlak veren çatışmalarda dört gösterici hayatını kaybetti, üçü polis 15 kişi de yaralandı. Ayrıca, olaylarla ilgili 7 polisin tutuklandığı duyuruldu.

Peki bir bina uğruna bunca kanın dökülmesinin nedeni ne?

Aslında tartışmalara konu olan bina, sembolik bir öneme haiz. Irak Türkmenlerinin kültürel merkezi olarak da bilinen kent, 2014’te terör örgütü DEAŞ’ın kontrolüne geçmişti. Bölge 3 sene boyunca terörün hüküm sürdüğü bir yere dönüştü. Fakat ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun desteğini alan KDP Peşmergeleri, DEAŞ’ı kentten kovmayı başardı. Söz konusu bina ise KDP’nin merkezine dönüştürüldü.

Aslında kentteki KDP hakimiyeti ABD işgali sonrasındaki Irak statükosuna aykırı bir hamleydi. Zira Kerkük, Irak Anayasası'nın 140’ıncı maddesince "tartışmalı bölge" olarak kabul ediliyor, “geleceği” için referandum yapılmasını öngörülüyordu. 2003’e değin Saddam Hüseyin’in Araplaştırma politikası uyguladığı şehirde Amerikan işgali sonrası rüzgâr tersine döndü. Kürtler Türkmenlere ve Araplara ait kayıtları yakarak şehrin demografisini değiştirmeye kalkıştı.

Ancak IKBY’nin 2017’de “Kürt devleti” kurmak adına düzenlediği bağımsızlık referandumu, Bağdat hükümetinin sert tepkisiyle karşılaştı. Irak ordusu ve Haşdi şabi milisleri Kerkük’ü ele geçirerek “referandum” macerasını bitirdi. Özellikle KYB’lilerin Kerkük’ün “savunması” sırasında Bağdat’tan gelen güçlerin önünden çekilmesi partinin erimesine giden sürecin başlangıcı oldu. Şehrin yönetimi Irak merkezi yönetimine devredildi. Hükümet, güçlü Sünni Arap aşiretlerinin birine mensup Rakan Cuburi’yi vali olarak atadı. KDP’nin merkez olarak kullandığı bina ise Haşdi Şabi’ye geçti.

Yaşananlar üzerine söylenebilecek kesin olan tek şey gerek Kürtlerin gerekse de Haşdi Şabi üzerinden Bağdat’ın Şii çevrelerinin kent üzerinde hakimiyet kurma çabalarının had safhada olması. Kerkük için mücadele bitmiş değil. Özellikle Kürtlerin KDP’sinden KYB’sine bölgedeki tüm aktörlerini harekete geçirme kapasitesi, şehirden vazgeçilmeyeceğine işaret ediyor. Kerkük çevresinde bunca hesabın yapılmasının esas nedeniyse kentin Irak’ın en zengin petrol yataklarına sahip olması. Yani şehri ele geçirecek olan aktör büyük bir gelirin de sahibi olacak.

Tüm bu rekabet dolu tabloda ismi en çok geçen ama esamisi okunmayansa hiç şüphesiz Türkmenler. Iraklı Türkmenlerin bir kısmı Haşdi Şabi güçleri içerisinde, kalanlarıysa Sünni siyasi aktörlerin yanında mevzilenmiş durumda. Fakat her halükârda pozisyon alırken yüzlerini Türkiye’ye dönüyorlar.

Ankara son yıllarda Kerkük’te denge politikası izledi ve Bağdat-Erbil hattındaki krizlerde zaman zaman sessiz kaldı. Fakat geçtiğimiz hafta yaşananlar karşısında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Kerkük’ü “Türkmenlerin ana yurdu” şeklinde nitelendirerek “haklarının korunmasının Türkiye için önemli olduğunu” kaydetmesi mühim bir gelişme.

Sonuç olarak Kerkük’te hala çözüme ulaştırılamamış krizin odağında petrol gelirlerine sahip olma hırsı mevcut. Ancak kentte hakim güç konumuna yükselmek, salt ekonomik kaygılarla açıklanamayacak kadar önemli. Şii, Sünni, Arap, Kürt veya Türkmen… Kerkük’te kimin borusu öter, şehir kimin hakimiyet alanına girerse, kaybedenin “mitlerini” çökerterek ulusal hırslarına darbe vuracak.