Görüşme cuma günü büyük Alaska eyaletinde yapılacak... ABD Başkanı Donald Trump böylece, en iyi tercihle, Putin'in gözden kaçırmayacağı bir ima ile konuşmuş oldu. Putin, son zamanlarda 1867'de Amerikalılara satılmadan önce Rusya'ya ait olan bu coğrafi bölgeyi geri alma fikrini düşünmeye başlamıştı.
Alaska, Rusya ve ABD'nin ortak mirasının sembolü olmaya devam ediyor. Rus dönemi, uzak geçmişin bir efsanesi olarak değil, yerel kimliğin bir parçası olarak görülüyor. Her iki tarafın da görüşmeyi tamamlamak için bu kadar çabuk anlaşmasının ardındaki sır, bir soru işareti olarak duruyor. Steve Witkoff, görevini en iyi şekilde yerine getirmiş görünüyor.
Burada kesin olan şey, üç yılı aşkın süredir devam eden anlamsız savaşı sona erdirmek için ulaşılması gereken koşulları tartışacak olan iki ülke arasında pragmatik yaklaşımın belirleyici ve hakem rolünde olduğu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise ABD ile gergin ilişkilerini iyileştirmeye ve Rus halkının krizini hızlandıran daha fazla yaptırım ve ekonomik baskıdan kaçınmaya çalışıyor. Ancak Putin'in zaman kazanmak ve Ukrayna ile müzakerelerdeki konumunu iyileştirmek için yeni bir taktik uyguladığına dair iddialar da var.
Witkoff, Putin'e ‘büyük güçlerin etki alanlarını belirlemesi gerektiğini’ hatırlatmayı başardı. Bu, 1945'te Yalta'da Roosevelt ve Churchill'in Stalin ile bir araya gelerek İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'yı bölüşmeyi kararlaştırmalarıyla tarihsel olarak kanıtlanmıştır.
Ancak bu, Trump'ın Putin'in Ukrayna ile savaşı durdurmak için sürekli olarak dile getirdiği şartları kolayca kabul edeceği anlamına mı geliyor?
Putin'in talepleri, Rusya'nın Doğu Ukrayna bölgeleri üzerindeki egemenliğini teyit etmek, bu bölgeleri NATO'nun dışında tutmak, Batı'nın eski Rus cumhuriyetlerine yayılmasını engellemek, Ukrayna ordusunun büyüklüğünü sınırlamak ve Ukrayna hükümetinin Moskova'ya dostça davranmasını sağlamak.
Ancak Witkoff, Putin'in, işgalden bu yana Rus güçlerinin işgali altında bulunan Luhansk ve Donetsk bölgeleri ile Kırım Yarımadası'nı Ukrayna'ya devretmeyi kabul etmesi halinde savaşı sona erdirmeyi kabul edeceğini ileri süren başka bir versiyon daha ortaya attı.
Witkoff ayrıca Putin'in, Rusya'nın kısmen kontrolü altında bulunan diğer iki Ukrayna bölgesini (Herson ve Zaporijya) talep etmekten vazgeçmeye hazır olduğu izlenimini verdi. Bu, Rusya'nın önceki tutumlarına kıyasla önemli bir taviz olarak değerlendirilebilir.
Amerikan tarafında ise Trump, Ukrayna savaşını durdurmada elde edeceği olası başarıların, özellikle de Azerbaycan ile Ermenistan arasında düzenlediği tarihi barış zirvesinin ardından, kendisine Nobel Barış Ödülü'nün kapılarını açacağını düşünüyor. Öte yandan dünya, her şeyi yok edecek bir nükleer savaşla karşı karşıya kalma endişesinden kurtulacak. Buna ek olarak Rusya-Ukrayna barışı, yönetiminin ABD'nin iç ekonomik durumunu iyileştirme çabalarını güçlendirecek ve Çin'e karşı askeri ve sivil alanda aynı anda mücadeleye odaklanmasını sağlayacak ve bunların hepsi ABD'nin yeniden büyük bir güç haline gelmesine katkıda bulunacak.
Zirve konuşmaları, Avrupa'daki müttefikler için rahatsız edici görünüyor. Bu nedenle ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, önümüzdeki cuma günü yapılacak toplantı öncesinde ortak bir tutum belirlemek amacıyla Birleşik Krallık'a gitti. Avrupalıların, eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'un “Alaska Zirvesi, Putin için diplomatik bir zafer” sözlerine katıldıkları bir sır değil.
Tarih, insanların takıntısı olmaya devam ediyor. Coğrafya, hırsların ve emellerin gerçekleştirildiği bir harita. Bu nedenle Avrupa, Alaska'da Putin'e verilecek tavizlerin -eğer gerçekten yapılırsa- eski Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Neville Chamberlain'in 1938'de Nazi Almanyası'na karşı duruşunda yaşadığı başarısızlığın kabul edilemez ve mantıksız bir tekrarı olacağından korkuyor. Diğer yandan zirve, Putin'in Ukrayna veya diğer komşu Baltık ülkelerine askeri olarak yayılmadan önce yeniden toparlanması için bir fırsat olabilir.
Alaska'da başarı şansı kesin görünmüyor. Trump, Putin'in kötü bir anlaşma ısrarında bulunması halinde Putin'in şartlarını reddederse, bu durum Amerikalılara ve dünyaya Ronald Reagan'ın Soğuk Savaş'ı sona erdirme girişiminde Sovyetlerin son lideri Mihail Gorbaçov ile yaptığı görüşmeden çekilmesini hatırlatacak.
Her halükârda ilginç bir soru ortaya çıkıyor: Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Rusya ile toprak takası fikrini kabul edebilir mi?
Ukrayna Anayasası'na göre bu konunun halk oylamasına sunulması gerekiyor. Ancak Zelenskiy'nin görev süresinin sona erdiği de unutulmamalı.
Alaska'da tarihin cilvesi, özellikle Rus tarafında kendini gösteriyor. Putin, Sovyetler Birliği'ne olanları 20. yüzyılın en büyük jeopolitik felaketi olarak görmeye devam ediyor ve bu nedenle Batı'nın yakın zamanda Rusya'da aynı şeyi tekrarlamayı planladığını inkâr etmiyor.
Olayları önceden tahmin etmeye çalışmayalım ve bekleyelim, cuma günü yakından göreceğiz.