Mustafa Özcan
TT

Aksa Tufanı karşısında Batı

Aksa Tufanı eylemi karşısında Batı alemi takındığı tutumla şaşırtmadı. Hemen gardını aldı ve eski mevzilerine geri döndü.  İsrail lehine kenetlendi.  ‘İsrail’in yanında yerimizi alıyoruz’ mesajını veriyor.  Elbette Norveç, Danimarka gibi kimi istisnaları bulunuyor. Batı İsrail lehine bir blok olarak sivriliyor, hareket ediyor. 1860 tarihinde Lübnan'da Marunileri kollamak ve desteklemek için 6 Batılı ülke bir araya gelmiş ve birlikte hareket etme kararı almıştı. Şimdi de 5 ülke;  ABD, İngiltere. Almanya, Fransa ve İtalya ilk günden itibaren tutumlarının rengini belli ettiler. İsrail’in arkasında sahne aldılar, durdular.   Gazze'ye yardım konusunda veya sivilleri gözetme konusunda hiç kaygı duymayan Batılı ülkeler İsrail lehine seferber oldular.  ABD uçak ve mühimmat taşıyan gemilerini ve uçaklarını İsrail'in yardımına gönderdi. İngiltere de benzeri bir tutum izledi.  Kraliyet askeri donanmasını İsrail’in yardımına bölgeye sevk etti. 

 Rusya ise Filistinliler lehine kurusıkı açıklama yapıyor ama dört gözle güneydeki kutuplaşmanın etkileriyle kuzeydeki dengelerin lehine değişmesini bekliyor.  Elinin rahatlayacağını umuyor.  Batı ise Suriye meselesini Ukrayna lehine ve Rusya aleyhine hiç kullanmadı.  Güneyde hep İsrail’in menfaatleri göz önünde bulunduruldu.   

 Putin'in kurduğu süslü cümleler hesaplı cümleler kabilindendir.  Nitekim Putin, Ukrayna'da savunma pozisyonundan saldırı pozisyonuna geçmeyi dört gözle bekliyor.  Zelenski İsrail’den yana tavır alırken tutum takınırken Putin Batı’yı suçluyor.  Filistin bahane Putin kendi kavgasını veriyor.  Yine İran cephe gerisinde esip gürlüyor ama cephede bir varlığı hissedilmiyor. Batılılara Hamaney’in diliyle ‘operasyondan biz değil Hamas sorumlu’ derken İslam dünyasına da farklı mesajlar veriyor.   Batı ise olayın arkasında İran parmağı arıyor ve bulmaları halinde cezalandıracaklarını söylüyorlar.   ABD Hazine Bakanı Janet Yellen kanıt aradıklarını ve İran’ın ensesinde olduklarını beyan ediyor.  İran ise kaçamak davranıyor ve kaypak tepkiler veriyor. Mesele biraz da Mavi Marmara olayından sonra İran’ın İsrail’e doğru gemi salmasına benziyor. Godot’yu bekler gibi hala gemilerin Filistin’e ulaşması bekleniyor. İran böylece Mavi Marmara olayından reklam hissesini veya payını koparmak ve kapmak istemiştir.  İran sürekli gölgeleme ve perdeleme yapıyor.   ‘Vel’gav fihi’ politikası izliyor. Bu şudur:   Boş konuşun, karartma uygulayın, gürültü yapın; umulur ki böylece siz gâlip gelirsiniz.  İslam tarihinde ilk kez bu siyaseti Mekkeliler veya Kureyşliler uygulamıştır. İran her Filistin krizinde böyle davranmıştır. Lafla kendini Filistin'in hamisi gibi gösteriyor. Kurnazlık yaparak bön insanları iğfal ediyor. Eğer söyledikleri doğru olsaydı etkileri cephede doğrulanır ve orada hissedilirdi. İran daha ziyade Yahuda İskaryot'a benziyor. İsrail ile Gazze arasındaki her gerilimde gövde gösterisi yapıyor ve gürlüyor, boy gösteriyor ama yağmıyor hatta damlamıyor! 

 Batı ise Filistinliler lehine gösterilere bile müsaade etmiyor. İsrail ve Hamas çatışmaları devam ederken bazı Avrupa ülkelerinde Filistin'e destek gösterilerine çeşitli kısıtlamalar getirildi. Fransa ve Almanya Filistin'e destek mitinglerini yasaklandı. Hollanda ise Hamas yanlısı gösterilere müdahale edeceğini duyurdu. Buna karşılık İsrail yanlısı gösterilere henüz bir kısıtlama getirilmedi.  Fransız basınından yansıyanlara göre Rhone Bölge Valiliği, birçok grubun inisiyatifiyle düzenlenmesi planlanan Filistin'e destek gösterisine "kamu düzenini bozma riski taşıdığı" gerekçesiyle müsaade etmedi. Fransız polisi İsrail karşıtı protestolarına sert müdahalelerde bulundu. Düzenlenen protestolarda 10 kişi gözaltına alındı, 24 kişiye ceza kesildi...

Bunun aksine olarak Fransa'daki Yahudi örgütlerinin çatı kuruluşu Fransa Yahudi Konseyi (CRIF), yasaktan bir gün sonra aynı kentte İsrail'e destek gösterisi düzenleme kararı almıştır. Son anda bunun engellendiğine dair bir bilgiye sahip değiliz.   İsrail yanlısı gösterilere herhangi bir kısıtlama veya yasaklama getirilmezken hükümet yetkilileri de bu gösterilere bizzat katılarak desteklerini bariz şekilde ortaya koymuştur.  Bu meselede İsrail’e askeri destek sunan İngiltere ise en azından gösteriler konusunda daha esnek davranıyor.

 Bununla birlikte Fansa, Almanya hatta İngiltere gibi ülkeler göstericilerin Filistin bayrağı taşımasına izin vermiyor.  Almanya'da Berlin ve Münih gibi kentlerde Filistin lehine gösteriler Alman polisinin müdahalesine sahne oldu. Katar'da LGTBQ bayrağına sahip çıkan Alman yetkililer bu izni Filistin bayrağından esirgediler!

 Bu ayrımcılık ve çifte standart kültürel etkinliklere de yansıyor. Frankfurt Kitap

Fuarının İsrail'in saldırganlığını destekleme kararı alması üzerine bazı yayınevleri  fuarı boykot ederken  kimi Filistinli yazarlar imza günlerini iptal etti.

Filistin-İsrail mücadelesi eski ifadesiyle tabakat yeni ifadesiyle bloklar mücadelesidir. Aksa Tufanı karşısında Batı bloğu dirilirken, denklemdeki yerini alırken İslam bloğundan haber yok. Ne bir ses ne bir seda!  Bazı ülkeler sadece yasak savma kabilinden hareket ediyor ve taban desteğini korumanın peşinde görünüyorlar. 

Yaşanan Gazze trajedisinden, sessizliğini bozmayan İslam dünyası ile zulme  çanak tutan Batı ve bütün dünya sorumludur.