Maha Muhammed Şerif
TT

Davos ve Suudi Arabistan’ın katılımı

Günümüz dünyası göründüğünden daha karmaşık. Bir ülke, özellikleriyle, iş yapma yöntemiyle, uluslararası müzakere sürecindeki rolüyle küresel politikada istediği sonuçları elde edebilir. Suudi Arabistan Krallığı'nın 2024 Dünya Ekonomik Forumu'nun yıllık toplantısına katılımı ekonomik esnekliği pekiştirmedir. Siyasi değerleri sağlamlaştırmadır. Suudi Arabistan'ın çeşitli düzeylerde gerçekleştirdiklerinin bir sonucu olarak ortaya çıkan başarılara, anlaşmalara, ortaklıklara ve girişimlere odaklanmadır. Her şeyde eşitliği sağlamak için kolay ile zor arasında orantılılığı sağlamaktır. Krallığın Dünya Ekonomik Forumu'nun yıllık toplantılarına katılımı, enerji piyasalarının istikrara kavuşturulması konusundaki öncü rolü aracılığıyla bölgesel ve uluslararası istikrarı destekleme çabalarını ortaya koydu. Yenilenebilir enerji alanındaki hedeflerine ulaşmak için enerji üreticisi ve enerji tüketicisi ülkelerin çıkarları arasındaki dengenin önemini pekiştirme gayretini gösterdi. Bu nedenle toplantılardaki varlığının uluslararası ve küresel düzeyde yüksek bir konuma sahip olması doğaldı.

Davos Forumu'na katılımı sırasında Suudi Arabistan heyeti, mevcut en önemli bölgesel ve uluslararası meydan okumaları diyalog, uluslararası iş birliği ve ekonomik entegrasyonun desteklenmesi, kaynakların sürdürülmesi yoluyla ele almanın yollarını müzakere etti. Ayrıca inovasyon ve teknolojik çözümlerden faydalanılmasının yanı sıra gelişen teknolojinin sunduğu fırsatların, uluslararası toplumda politika ve karar alma süreci üzerindeki etkisinin keşfedilmesi ihtiyacına değindi.

Krallığın bir nüfuzu var, bir yandan ekonomik ve siyasi ağırlığı, diğer yandan Ortadoğu bölgesinde ve Rusya-Ukrayna savaşında barışın sağlanması, çeşitli alanlardaki dönüşüm ve gelişim süreci, birçok sektörde mevcut olan yatırım fırsatları yönündeki yorulmak bilmez gayreti bu nüfuzuna işaret ediyor. Suudi Arabistan heyeti ve Dünya Ekonomik Forumu üst düzey yönetimi, Suudi Arabistan'ın önümüzdeki Nisan ayında ilk kez özel bir toplantıya ev sahipliği yapacağını duyurdu. Bu adım, Suudi Arabistan'ın eylemlerini, politikalarını, "Vizyon 2030"un lansmanından bu yana tanık olduğu büyük ilerlemedeki iç ve dış güçlerini takviye edecek.

Yirminci yüzyılda bilim ve teknoloji, güç kaynaklarına büyük ve şaşırtıcı boyutlar kattı. Bu ilerleme istikrarlı ve tutarlı bir şekilde devam etti ve kapasiteler ile sonuçlar üzerinde önemli etki yarattı. Dünya Ekonomik Forumu’na (WEF) her yıl 60'tan fazla devlet başkanı katılıyor, bu nedenle, insani dostluğa doğru bir adım olacak yeni herhangi bir küresel anlaşmanın imzalanması açısından son derece önemli olması doğal. Dahası forumun sayıları 1.600'ü aşan iş adamı ve 800 üst düzey CEO, uluslararası alanda tanınmış mucit ve teknoloji öncüsünün de aralarında olduğu çok sayıda katılımcısı bulunuyordu. Bu, günümüzde şekillenen ve etkisi giderek artan, önemi modern teknolojik güçle birlikte ortaya çıkan tek gücün siyasi güç olmadığı anlamına geliyor. Yakın bağlantılı ittifaklar biçimindeki siyasi dostluk, savaşlar da dahil olmak üzere olayların çeşitlenmesi ile siyaset sözlüğündeki gerçekliğinin sebeplerinin ve zorunlu gereklerinin ötesine geçiyor. Aynı bağlamda teknoloji, yapay zekanın gelişimi ve birçok alanda kullanılması alanındaki öncüler, mucitler ve yöneticilerden oluşan diğer kesim de etkinlik ve etki açısından değer kazanıyor.

Bilhassa bu konumda, küresel ekonomi siyasetin pratik bir tekniğidir ve Avrupa ile Ortadoğu'daki çatışmalar, ABD ve Çin arasında artan gerilimler gibi jeopolitik gerilimlerle birlikte en çok tartışılan konudur. Buradan güç ilişkileri dengesine kendisini aşamayacak şekilde dönmek gerektiği ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla jeopolitik de bir diğer önemli tartışma konusudur. Ayrıca, Suudi Arabistan Büyükelçisi Prenses Rima bint Bender’in dediği gibi "İsrail ile barış, Gazze'de ateşkes ve Filistin devletine giden yol ile bağlantılıdır. Krallık, Filistinlilere karşı sorumluluk taşımaktadır.”

İsviçre’deki Dünya Ekonomik Forumu, 1970'lerdeki küresel ekonomik krizin ardından İsviçreli Profesör Klaus Schwab tarafından kuruldu. Peki, bugün dünyanın ekonomik ve siyasi krizler nedeniyle çektiği acılar ne boyutta? Forum, siyasi ve ekonomik konuları görüşmek üzere dünyanın çeşitli ülkelerinden seçkin bir grup politikacı ve iş adamını bir araya getiriyor. Davos Forumu'nu düzenleyenler "güvenin yeniden inşası" sloganıyla ve “bu güvenin nasıl olması gerektiğini” müzakere ederek ideal ölçekte bir siyaseti benimsemeye çalışıyorlar. Zira güven, ekonomik vizyon sayfalarını aralayan, toplumların ve ulusların inşasına önemli ölçüde katkıda bulunan küresel sistemin inşası için temeldir.

Forumun kuruluş amacının kamu ve özel sektörü bir araya getirerek küresel ekonomik ve sosyal meydan okumaları görüşecek, küresel meydan okumaların daha iyi üstesinden gelmek için hükümetler, özel sektör ve sivil toplum arasındaki küresel iş birliğini ve anlayışı geliştirecek bir platform oluşturmak olduğu biliniyor.