Bekir Uveyda
TT

Haziran, Fetih, Hamas ve Biden'ın önerisi

O dönemde Hamas hareketi, Arap partilerin abası altından doğan Filistinli örgütler arasında bir fraksiyon olarak henüz mevcut değildi, Müslüman Kardeşler'in içindeki oluşumlardan biriydi. Daha sonra Hamas ismi, halkın karşısına çıktığı aşamanın şartlarına göre oluşacaktı. Filistinli ve elbette metodolojik olarak Hamas'ın baş rakibine yani el-Fetih hareketine gelince, 1965'in başında "Filistinimiz" başlıklı bülteniyle fısıltılı başlayan sesi o dönemde yüksek çıkıyordu. Burada sözü edilen zaman 1967 yılı haziran ayının başı ve tam olarak bugün 75’inci yıldönümü olan 5 Haziran’dır.

5 Haziran'daki feci yenilgi, ağır bedelleri nesilden nesile ödenmeye devam eden Arap felaketlerinden ve musibetlerinden biridir. Sekiz aydır Gazze Şeridi'nde, toprak ve insani açıdan trajik kayıpları takip etmiyor muyuz? Takip ediyoruz. O halde, önce Gazze Şeridi’nin tamamının arkasından Sina, ardından Ürdün Nehri’nin batısındaki Batı Şeria’dan Suriye'nin Golan Tepeleri'ne kadar Arap topraklarının kaybedildiği günün yaşanmasına yol açan sebepler üzerinde biraz da olsa tefekkür etmek ve düşünmek için durmamız garip midir?

Hayır ve böyle bir bağlamda öne çıkan ilk husus, bazılarının Arapların yaşadığı her gerilemenin nedenlerini, çeşitli taraflar arasında hazırlanan ve mevcut sonuca ulaşmayı ve sonra da farklı bir oldubittiyi sahaya empoze etmeyi amaçlayan bir “komplo”nun varlığına atfetme konusundaki ısrarıdır. Dikkat çekici olan, tüm sorumluluğu “komplo”nun omuzlarına yükleyen ekibin, “Altı Gün” savaşının ilk saatlerinde yaşanan yenilgilerde akla karayı ayırmak için ilk anlardan itibaren aktif olmasıydı. Bu faaliyetini son 57 yıl boyunca da sürdürdü. Ardından, takip eden on yıllarda genç nesiller aynı yorumu miras aldı ve şimdiye kadar kendisine bağlı kaldı ve belki gelecekte de kalacak. Ortadoğu bölgesindeki belirli koşulları değiştirmek isteyen birçok tarafın kurduğu komplo faktörünü tamamen inkar etmeyi istemiyoruz. Ancak tüm nedenleri uluslararası komploya atfetmek de akıllara korkunç bir saygısızlıktır. Yenilginin kesinlikle bir dizi hatadan doğan Arap gerçekliğinin sonucu olduğunu kanıtlayan, gerçeklerin kabul edilemez bir inkarıdır. Bu bir dizi hata da sadece haklı çıkarmak, değişimi önlemek için “gerekli bir kötülük” olduğu perspektifi ile kabul edilen ve ele alınan başka hatalara yol açtılar.

Şimdi ve özellikle de Filistin meselesinin trajedileri atmosferinde 5 Haziran'ın yıl dönümü, Joe Biden'ın esas olarak İsrail fikirlerine dayanan önerisi ile birlikte karşımıza çıkıyor. Hamas öneriye olumlu baktığını açıkladı. Eğer bu pozitiflik, yalnızca Gazze halkının ya da Hamas’ın kendisinin değil, bir bütün olarak Filistin halkının çıkarlarını hesaba katarsa, o zaman Hamas'ın tutumu onun lehine sayılacaktır. Özellikle de tutumunu geliştirmesi ve Biden projesi ile Aksa Tufanı sonrası tüm düzenlemelerin sorumluluğunu, tam olarak Fetih liderliğinde olan Filistin Ulusal Otoritesine devrettiğini tam bir inanç ve memnuniyet ile duyurması halinde. Hamas'ın böyle bir adım alması, halkının gözündeki konumunu yükseltecek ve direniş hareketi olarak statüsünü hiçbir şekilde etkilemeyecektir. Ayrıca bu adım, İsrail ve Amerikan taraflarının samimiyetinin test edilmesi için zorlu bir meydan okuma oluşturacaktır. Hamas bunu yapabilir mi?