Cemal el-Keşki
TT

Eski dünya erozyona uğruyor

Halihazırda dünya haritalarında olup bitenlere yakından bakan herkes, eski dünyanın tamamen erozyona uğradığından emin olacaktır. Burada kastettiğim eski dünya ise İkinci Dünya Savaşı sonrası, uluslararası kurallar ve kanunlar adı verilen şeye, BM’nin inşasına, halkların kendi kaderini tayin hakkına ve İkinci Dünya Savaşı'nda olduğu gibi, topyekûn savaşların önlenmesine dayanan dünyadır.

Bu dünya artık geçmişte kaldı. Ne kurallar ne de kanunlar uygulanmıyor. Dünyanın birçok yerinde birbirini takip eden savaşların sahası genişledi. Savaşlar siyasetin araçlarından biridir ama artık öyle değiller, aksine,  geçmişte ortaya çıkan ve kendisine “sanat için sanat” adı verilen okullar gibi “savaş için savaş” adında yeni bir kavramla karşı karşıyayız. Ama burada daha tehlikeli olan husus, bunun ölümcül bir sanat olmasıdır.

Bu kavramı dünya haritalarına uygularsak birden fazla coğrafyada gerçekleşmiş olduğunu görürüz. Ukrayna sahnesinin bulunduğu Avrupa ile Asya arasındaki sınıra bakarsak, 24 Şubat 2022'de başlayan Rusya-Ukrayna savaşının Soğuk Savaş kavramının yeniden canlanması nedeniyle çıktığını görürüz.

Rusya, Avrupalı-Amerikalı Batı’nın, Ukrayna evini içeriden düzenlemeye yönelik kapsamlı müdahalesinden şikâyet ediyordu. Batı başlangıçta Ukrayna topraklarında renkli bir devrimin ateşlenmesine yardımcı olmuş ve o dönem Rusya yanlısı olan iktidar rejiminin yapısını değiştirmişti.             Nihayetinde Ukrayna'nın NATO'ya dahil edilmeye çalışılması yönünde bir karar aldı ve bu karar hâlâ geçerliliğini sürdürüyor. Bahsi geçen karar, Rusya'nın kendisini tehdit altında hissetmesine neden oldu. Bu yöndeki baskılarla Rusya, kendisini siyasetin bir aracı olarak savaş kavramına ait olmayan, aksine sınırları olmayan savaşlar ya da unutulmuş savaşlar kavramına ait bir savaş yürütür halde buldu.

İki yılı aşkın bir sürenin ardından iki ülke arasında, amacı eski savaşların hedeflerinin çok ötesinde olduğu için durdurulma umudu olmayan savaş devam ediyor. Bunun sonucu olarak, nükleer silah kullanımının gizli tehlikesi arttı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Kuzey Kore ve Vietnam'a yaptığı, ortak savunmayla ilgili benzeri görülmemiş anlaşmaların imzalandığı tarihi ziyarette gördüğümüz gibi coğrafi çarpışma genişledi.

Bu ziyaret dünyada denizde, karada, havada ve uzaydaki nükleer canavarı uyandırdı. Rusya'nın bu stratejik silahları harekete geçireceğini açıklamasının hemen ardından, ABD ve NATO, birlikte harekete geçerek Ukrayna ile coğrafi nüfuz alanlarında politikalarını ve kuvvetlerinin varlığını sürdüreceklerini ilan ettiler. Rusya Devlet Başkanı'nın ziyaretinin ardından açık savaşın devam ettiği mesajı ile Amerikan filolarının müttefiki Güney Kore'ye doğru hareket ettiğini gördük.

Aynı kavramı bu tür savaşlara yeniden uyguladığımızda, bunun Sudan'da olup bitenlerle de örtüştüğünü görürüz. Savaş 15 Nisan 2023'te çıktı ve alevleri devam ediyor, hatta genişliyor. Savaş unutulmuş, açık ya da amaçsız ve sınırsız bir döngüye girdi. Dahası Sudan, başka coğrafyalarda çatışan mobil güçlerin kendisi için uluslararası kutuplaşmanın bir arenası haline geldi. Daha da tehlikelisi Sudan, bu arenada aradıklarını bulan uluslararası fabrikaların temin ettiği silahların atış poligonuna dönüştü.

Ancak en büyük tehlike, Sudan'daki savaşı unutmanın, onu Afrika kıtası veya Ortadoğu bölgesindeki daha geniş savaşlar için bir "maya"ya dönüştürme olasılığında gizli. Burada şunu merak ediyorum; 30 yılı aşkın süre devam eden bir iç savaş yaşayan Sudan gibi bir ülke, nasıl aynı tehlikeli yola dönebilir? Ders alması ve tüm evlatları ile birlikte bundan kurtulması gerekirdi ama bunun yerine “unutulmuş” açık savaş planı, Sudan'ın üzerine çöktü. Umarız kardeş Sudan bir noktada unutulmuş savaş kavramının tehlikesini anlar ve bu durumdan sağ salim çıkar.

Yine dünya, işgal altındaki Filistin topraklarında yeni bir tehlikeyle karşı karşıya kaldı ve 7 Ekim 2023'te Gazze Şeridi'nde savaş başladı. Tüm uluslararası ve bölgesel güçlerin iç içe geçtiği, dinlere ve inançlara çağrıda bulunan, büyük kutuplaşmaları davet eden küresel boyutlara ulaştı. ABD ve Avrupa'nın İsrail söylemini benimsediğini bu anlatının, Filistin davasının tasfiyesi ve Filistin halkının kendi topraklarının dışına sürülmesi üzerine temellendiğini gördük.

Batı'nın İsrail anlatısını benimsemesi yakın bir tehlikeydi, çünkü İsrail'in önceki savaşlardaki tüm kırmızı çizgileri aşmasına ve soykırım yapmasına, Filistin halkının altyapısını yok etmesine, “kurallar ve kanunlar” sistemi dediğimiz küresel düzene saldırmasına neden oldu.

Dahası bu savaşlar, İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan sistemin duvarlarını sarstı ve siyasetin bir aracı olarak savaş kavramını sildi, onun yerine açık savaşlar, sınırsız savaşlar veya unutulmuş savaşlar kavramını benimsedi.

Dolayısıyla, bu tehlikeli açık savaş kavramının ortasında, eski dünyanın haritalarının yavaş yavaş erozyona uğradığını, hatta belki de onunla birlikte "üçüncü dünya savaşı" olarak adlandırılan şeyin patlak verebileceği ciddi bir tehlikenin habercisi olduğunu düşünüyorum. Bu, geçmiştekiler ile karşılaştırılamayacak bir savaş olacak. Bu nedenle dünya halkları ve haritaları, kurallara ve kanunlara, ayrıcalıksız kültürel, dinsel ve etnik çeşitliliğe inanan küresel bir sistem olmadan istikrara kavuşamaz. Tek kutuplu dünyanın son kullanma tarihi geçti.