Cemal el-Keşki
TT

Trump ve ABD üzerindeki gizliliği kaldırmak

Başkan Donald Trump Beyaz Saray'a döndü ve dünya şaşkınlıkla yapacaklarını bekleyip izlemeye devam ediyor. Trump eşi Melania ile dans ederken gözler ve zihinler birçok soru işareti etrafında dans ediyordu; dönüşünün ilk anlarında aldığı kararlar paketi gölgesinde dünyanın özü ne olacak? En az seksen yıla uzanan iç içe geçmiş ve son derece karmaşık ilişkiler, güçlü ittifaklar ve ABD'nin himayesi altındaki müttefiklerden oluşan uzun Amerikan mirasını ne yapacak?

Bilhassa ABD, Beyaz Saray sakininin etkisini sınırlayan yasama ve güvenlik kurumlarının egemenliğine alışmışken, Trump iç ve dış ajandasını hayata geçirebilecek mi?

Hiç şüphe yok ki, ilk günlerde aldığı kararlar uluslararası sistemin özünü etkiledi. Trump, tek bir kararla iki küresel kurumdan ayrıldı; BM'ye bağlı uluslararası bir kuruluş olan Dünya Sağlık Örgütü'nden ve imzalayan tüm ülkeleri bağlayan uluslararası bir anlaşma olan ve BM tarafından onaylanan Paris İklim Anlaşması'ndan çekildi. Akabinde yabancı ülkelere vergi ve gümrük tarifeleri uygulama kararını imzalaması, küresel ekonomiye doğrudan bir darbe indirdiği, Dünya Serbest Ticaret Anlaşmasına zarar verecek şekilde ülkeler arasındaki ikili anlaşmaları, Avrupa ülkeleriyle okyanus ötesi ticaret anlaşmalarını yırtıp attığı anlamına geliyor. Bu adımlar dünyanın özüne yönelikti.

Uzun Amerikan mirasına gelince, Trump'ın ABD'yi dünyanın çeşitli yerlerinde geniş nüfuz sahibi olmaya yönlendiren bu mirastan kurtulmaya çalıştığı netleşti. Bu nüfuz, dünyanın dört bir yanına yayılmış üslerle denizlerin ve okyanusların askeri olarak kontrol edilmesine, doları modern dünya ekonomisinin resmi para birimi haline getiren Bretton Woods Anlaşmasına, dünya savaşlarına, Kore, Vietnam, Ortadoğu, Afganistan ve Irak savaşlarına, sözde Arap Baharı ve bununla bağlantılı toplum mühendisliğinden, demokrasiyi yayma ve terörizme karşı küresel savaş gibi işgallerle, devrimlerle, darbelerle müdahale etmeye dayanıyor.

Trump, ABD'nin uzun süredir birlikte yaşadığı bu mirası bir yük olarak görüyor ve bu mirasta bir kırılma, Trumpçı olmayan geleneksel Amerikan politikasına yönelik bir tehdidi temsil ediyor. Trump’ın bilhassa, NATO ittifakının finansmanında diğer üyelerin adil bir pay ödemediği ve en büyük payı ABD'ye bıraktığı bahanesiyle defalarca ittifaktan çekilme tehdidinde bulunduğu göz önüne alınırsa, NATO gibi askeri ve stratejik ittifakların sarsılmasına da yol açıyor. Nitekim Washington'un, kurulduğu 1949'dan bu yana ittifakın finansmanının yüzde 72'sini karşıladığı biliniyor. Trump'a göre bunların hepsi ABD’nin parasını israf etmek ve Amerikalıları ekonomik haklarından mahrum bırakmaktır. Bu nedenle yemin töreni konuşmasında yer alan ilk ifade olan “Önce ABD” sloganını benimsiyor. MAGA hareketinin “ABD'yi Yeniden Harika Yap” sloganını ise yeni politikasının başlığı olarak seçti.

Trump’ın derin ikincil kararı, yabancı kuruluşlara, derneklere ve ülkelere yönelik Amerikan finansmanını, bu finansmanın Amerikan politikasına faydasını inceleme ve irdeleme bahanesiyle, 90 günlük bir süre boyunca durdurmak oldu. Bu da Trump'ın Amerikan devletinde izlenen bürokratik politikanın verimliliğini incelemek konusunda ciddi olduğunu tekit ediyor.

Yemin töreni konuşmasında açıkladıklarını, ABD ve küresel politika için şok edici olan kararlarını uygulama gücüne ilişkin soru belki de güçlü bir şekilde sorulmaya devam edecek. Burada Trump'ın arzu ve iradesinin derin güvenlik kurumlarının yanı sıra yasama kurumlarına (Kongre ve onun iki kanadı olan Temsilciler Meclisi ve Senato), bürokratik bakanlıklara, stratejik düşünce kuruluşlarına, muhalif medyaya, yargı ve kolluk kuvvetlerine toslayabileceğini söyleyebiliriz.

Nitekim kararının temel Amerikan Anayasası hükümlerini ihlal ettiği varsayılarak, dört Demokrat eyaletin yasadışı göçmenlerin ABD’de doğan çocuklarına vatandaşlık vermeme kararını iptal ettiklerini gördük. Bu anayasal ve hukuki engellere rağmen Trump, açıklamalarına ve kararlarına inanan halk tabanına güveniyor.

Bu taban, ABD topraklarında geleneksel enerji (petrol ve gaz) arama kararını büyük bir memnuniyetle karşıladı. Örneğin, bu kararın ardından galon benzinin fiyatı önemli ölçüde düştü. Bu durum, eski Demokrat Başkan Joe Biden döneminde dört yıl süren yüksek enflasyon döneminin ardından Amerikan kamuoyunu rahatlattı.

Ayrıca “barış adamı” sloganını benimsemesi ve savaşları sona erdirme çabaları, halk tabanında minnettarlık uyandırdı. Dış savaşları önleyeceği için bu, ABD'nin enerjisini seksen yıldan fazla süren ve trilyonlarca dolarlık iç ve dış borca ​​yol açan anlamsız savaşlarda artık israf etmeyeceği anlamına geliyor.

Tüm bunların arasında Trump'ın karşı karşıya olduğu en tehlikeli konu, eski ABD başkanı John Kennedy suikastı dosyası üzerindeki gizliliği kaldırma kararı gibi görünüyor. Bu karar derin Amerikan kurumlarını etkileyebilir. Ayrıca, 11 Eylül 2001 olayları üzerindeki gizliliği kaldırma kararını da imzaladı.

Trump'ın açıklanan dahili ve harici politikası ve bu gizli dosyaların açılması, Amerikan devletinin omuzlarındaki gizlilik yükünü kaldırmaya ve onu “imparatorluk olmayan büyük bir küresel ulus” haline getirmeye yönelik bir politikayı temsil ediyor.