ABD Başkanı Trump ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında Suudi Arabistan'da yapılması planlanan zirve, Suudi Arabistan'da iki hükümet arasında devam eden müzakerelerin sonuçlarına bağlı. Bu zirve yeni bir dünya düzenini şekillendirecek yeni bir Yalta Zirvesi mi olacak? Yoksa Küba Füze Krizi'ndeki zirve görüşmelerine benzer şekilde, Avrupa-Rusya-ABD savaşını ve taşıdığı nükleer tehlikeleri sona mı erdirecek?
İtiraz edenlerin itirazlarına rağmen çark döndü ve iki heyetin üyeleri bu hafta Riyad'daki tarihi Diriye Sarayı'nda bir araya geldi. İki güç arasındaki Rusya'nın Ukrayna'yı işgali krizinden bu yana kötüleşen ilişkilere ilişkin müzakerelerde görevli teknik ekipler, zirveyle ilgili düzenlemeler üzerinde çalışmalarını sürdürüyor.
Zirvenin mekanı olarak Suudi Arabistan'ın seçilmesi bazılarında ilgi ve belki de rahatsızlık uyandırdı. Neden? Hem Rusların hem de Amerikalıların kabul edebileceği bir yer aranıyor. Suudi Arabistan’ın seçilmesinin sırrıysa, iki lider ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi arasındaki iyi ilişkide yatıyor. Bu ilişki, önceki gün Riyad'da iki hükümetin önde gelen yetkilileri düzeyinde ilk toplantıların yapılmasıyla sürecin hızla başlamasını kolaylaştırdı ve mümkün kıldı. Prens Muhammed bin Selman, 2017 yılında göreve gelmesinin hemen ardından Başkan Donald Trump ile güçlü ve güvene dayalı bir ilişki kurdu. Aynı durum Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin için de geçerli. İlişki daha önce hiç görülmemiş bir şekilde gelişti ve iki lider arasındaki görüş ayrılıklarına rağmen onlarla iyi ilişkileri devam etti.
Rusya ile ABD'nin Ukrayna'da üç yıldır neredeyse doğrudan bir savaş halinde olduğunu, bunun İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Batı ile Moskova arasındaki ilk savaş olduğunu hatırlayalım.
Hızla pişirilen ve heyecanla beklenen toplantı, bir tarafta Avrupa, diğer tarafta Çin olmak üzere diğer büyük güçler tarafından da merakla izleniyor. Zira zirvenin amacı, Moskova ile Washington arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi konusundaki temel ikilemi çözmek olup, tarafların da belirttiği gibi sadece Ukrayna'ya özel bir zirve değil. Yani Ukrayna’nın da arasında olduğu birden fazla sorunu, uluslararası rekabeti, yeni karşıt siyasi ve ekonomik eksenleri ele alıyor.
Dünya düzenini belirleyen son zirve, İkinci Dünya Savaşı'nın sonunda, 1945'te Yalta'da gerçekleşmişti. Bunun doğrudan sonuçları İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesi, Almanya'nın galip güçler arasında bölünmesi ve Moskova'nın paralel bir kutup olarak öne çıkmasıydı.
1962'deki Küba Füze Krizi, Moskova'nın Küba'daki nükleer füzelerini çekmesi, Washington’un da komşusu Küba'yı işgal etmeyeceğine dair söz vermesi ve daha sonra Türkiye'deki füzelerini çekmesiyle çatışmayı fiilen sona erdirdi.
Suudi Arabistan-Rusya-ABD zirvesi öncesinde küresel umut ve korkular var. Bunların birinci nedeni, Trump'ın Beyaz Saray'a gelmesinden bu yana ABD politikasını yönetmede farklı bir yaklaşım izlemeye karar vermesiyle büyük bir siyasi hareketlenmeye tanık olmamız. İkincisi, Rusya Ukrayna'daki savaşta ilerleme kaydetti ve Kuzey Kore ile İran'ı da içine alan yeni ittifaklar kurdu, ayrıca Pekin'le ilişkilerini güçlendirdi. Washington ile ilişkilerde ve yeni dünya düzeninde yeni bir tarih oluşturabilecek değişimlerle karşı karşıya kalan Avrupalılar ise kaygılılar. Fransız basınına göre, bu nedenle Fransa Cumhurbaşkanı, zirveye ev sahipliği yapan Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile telefon görüşmesi yaptı. Çok sayıda Avrupa başkenti, Suudi Arabistan Zirvesinde görüşülebilecek olasılıklara ilişkin görüş ve tutumlarını açıkladı.
Henüz siyasi bir açıklama yapmayan Çin, Washington ile Moskova arasındaki anlaşmazlıkların çözümüne ilişkin yeni gelişmeler ve bunların kendisine yansımaları ile ilgileniyor. Trump Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'e de elini uzatarak yeni bir sayfa açma ve yeni bir siyasi-ekonomik anlaşmanın müzakere edilmesi çağrısında bulundu. Ancak aynı zamanda, ülkesine Çin'den yapılan ihracata kısıtlamalar ve ek tarifeler getiren bir karar taslağını açıklamakta da acele etti.
Trump-Putin zirvesinin Suudi Arabistan'da yapılması, iki dünya gücü arasındaki ilişkiler ve gerginliğin azaltılması açısından öneminin ötesinde ne anlama gelecek? Ortadoğu, uluslararası çatışmaların ve bölgedeki birçok krizin yaşandığı alanlardan biri, Moskova ile Washington arasındaki uzlaşı zirvesi başarılı olursa, büyük çatışmaların azaltılmasının önünü açacak ve belki de ileride Avrupa savaşını sona erdirecektir.