Fayez Sara
Suriyeli gazeteci-yazar
TT

Suriye'de yoksulluk ve diğer etkiler

2024 sona ermeden önce, birkaç uluslararası kuruluş ve araştırma merkezi, Suriye'deki yoksulluk oranlarının toplam nüfusun yüzde 90 ila yüzde 93'ü arasında değiştiğini tekrar tekrar doğruladı. Bu rakam gurbetteki Suriyelileri içermese de onların koşulları da bu orandan çok uzak değil. Hem mülteci hem de oturma izni olan Suriyelilerin durumunu incelersek, Lübnan, Ürdün ve Türkiye'deki birçok Suriyelinin yoksul ve geçim sıkıntısı yaşadığını görürüz. Durum, Avrupa ülkelerinde daha iyi, Körfez ülkeleri gibi yaşamın rahat olduğu Arap ülkelerinde ise biraz daha iyi görünüyor olsa da gurbetteki çoğu Suriyelinin mülteciler için tahsis edilmiş sosyal yardımlar veya akrabalarının yardımıyla yaşadığı unutulmamalı. Her iki durumda da gelirleri bu ülkelerdeki gelir ve yaşam standartlarına göre sınırlı.

Aslında Suriye'deki yoksulluk oranlarındaki önemli artış, ülkenin 2011'in başından 2024'ün sonuna kadar yaşadığı savaşın bir sonucu. 2011'den önce yoksulluk oranı, özellikle yüzyılın ilk on yılında Esed rejimi tarafından belirlenen ve uygulanan ekonomik ve sosyal politikalar dizisi nedeniyle yaklaşık yüzde 70'ti. Bu rakam, rejimin 2011'den sonra yoksulluk oranını mevcut seviyesine yükselten öldürme, yerinden etme ve yağmalama politikalarına başvurmasından önceydi.

Aralık 2024'te Esed rejiminin devrilmesi ve yeni rejimin kurulmasından bu yana, Suriye'deki siyaset kuralları, özellikle siyasi ve ekonomik alanlarda değişti. Bu, yoksullukla başa çıkmak için yeni bir temel ve en azından onu azaltmak için daha iyi fırsatlar sundu. Yalnız, Esed sonrası Suriye'nin gerçekleri ve onunla ilgili dış faktörler sebebiyle, bunun gerçekleşmesi zor görünüyordu. En belirgin gerçekler, Esed rejiminin geride güç ve kapasitesi, ekonomisi ve kurumları kelimenin tam anlamıyla harap olmuş ve yağmalanmış bir ülke bırakmış olmasıdır. Ayrıca, yüksek düzeyde bölgesel ve uluslararası müdahale, uluslararası yaptırımlar ve özellikle de Amerikan ve Avrupa yaptırımları, ülkenin çeşitli bölgelerinde Suriyeliler arasında siyasi, sosyal ve güvenlik alanında etkisi olan çeşitli yabancı güçlerin varlığının ortasında karmaşık zorluklar ve sorunlarla kuşatılmış dağınık bir nüfus bırakmasıdır. Bu gerçeklerin yoksulluğun devam etmesine katkıda bulunduğu ve cehennemden kaçma girişimlerinin çoğunu engellediği şüphesizdir. Ancak, sorun yalnızca mevcut gerçeklerle sınırlı değil; yoksulluk ve yoksullar üzerindeki etkileriyle başka faktörler de buna eklendi. Bu faktörlerin başında çok sayıda kişinin işini kaybetmesi geliyor. Bu nedenle, Suriyelilerin yaşam standartlarının kötüleşmesinin ve mevcut yoksulluk döngüsünün devam etmesinin nedenlerini azaltmak için hem üretim hem de hizmet odaklı ekonomik faaliyetleri yeniden başlatmak zorunludur. Yeni yönetimin çabalarının olumlu tarafına gelince, Esed mirasını ve politikalarının etkilerini geride bırakma gayretidir. Yeni yönetimin duyuruları kapsamlı ekonomik reform ve toparlanma vaat etti. Bazı reform politikaları kapsamında onlarca yıl önce el konulan topraklar ve gayrimenkuller de dahil olmak üzere sahiplerine hakları iade edildi. Elektrik, petrol ve gaz da dahil olmak üzere enerji ihtiyacını karşılamak için önlemler alındı. Fiyat dalgalanmaları ve genel olarak fiyatların yükselme eğilimi ortasında mal ve emtia arzı genişledi.

İç önlemler yoksulluğu ve Suriyelilerin hayatları üzerindeki olumsuz etkilerini ele almakta aciz kalsa da Suriye'nin toparlanmasına, özellikle de Suriye'nin karşı karşıya olduğu zorluklarda en gerekli ve önemli yön olan yeniden inşaya, desteklerini ve katılımlarını sağlamak için çeşitli ülkelerle temaslar için yoğun resmi çabalar sarf edildi. Suriye’nin Araplar ve yabancılarla zirveleri, Suriye'nin bölgesel ve uluslararası arenaya sınırlı dönüşünde rol oynadı. En önemli sonuçlarından biri de ABD-Avrupa yaptırımlarının kaldırılmasını sağlamanın yanı sıra, verilen yatırım vaatleri ve girişim sözleriydi. Bu ikisi yeni yönetimin ülkenin ilerlemesi ve ekonomik kalkınmasına yönelik vaatlerini ve taahhütlerini yerine getirmesine, yoksulluk oranını azaltmak da dahil olmak üzere halkın yaşam koşullarını iyileştirmesine yardımcı olacaktır. Yoksul oranının azaltılması ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi, Suriyelilerin yaşam standartlarını çeşitli yönlerden yükseltmede birincil faktördür.

Yoksulluk, yiyecek, içecek ve barınma gibi temel yaşam ihtiyaçlarının karşılanmasını olumsuz yönde etkiler. Ayrıca eğitim, sağlık ve belediye hizmetleri gibi temel hizmetlere erişimi sınırlar. Aynı zamanda yoksulluk altında yaşayanların, ne kadar mütevazı olursa olsun, iş projelerine katılma yeteneklerini engeller ve sınırlar, işverenler, acenteleri veya işgücünü düzenleyici kurumlarla ilişkilerine kısıtlamalar getirerek iş arama kabiliyetlerini de sınırlar. Ayrıca, işgücü piyasası ihtiyaçları doğrultusunda yeteneklerini geliştirmelerini engeller.

Yoksulluk, özellikle mevcut Suriye bağlamında, bugün yalnızca Suriyeliler üzerinde acımasız bir gölge oluşturmakla kalmıyor, olumsuz etkisini gelecek nesil Suriyelileri de etkileyecek şekilde genişletiyor. 25 yaşın altında ve dışlanmış genç neslin çoğunun, zor yaşam koşulları içinde kamplarda ve gecekondu mahallelerinde yaşamaya zorlayan, eğitim, sağlık, normal gelişme ve daha iyi bir gelecek umudu gibi en temel haklarından mahrum bırakan sebeplerin başında geliyor.

Suriye halkının bugünkü gerçekliği, ancak kapsamlı ve iyi düşünülmüş bir kalkınma planı ile gerçekleşecek gerçek ve acil bir iyileşme ve kalkınma gerektirmektedir. Bu planın öncelikli hedefi de yoksulluk ve etkileri ile mücadele etmektir. Eğer planlar bu doğrultuda ilerlemezse Suriyelileri bekleyenler zor, hatta tahmin edilenden daha da zor olabilir.