Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Kudüs yolundaki arabalar

Cemal Abdunnasır, her şeyi bırakıp Yemen “çöllerine” gitmeye karar verdiğinde, Mısır içinde ve dışında popülerliği gücünün zirvesindeydi. Saddam Hüseyin, ek kuyulara ihtiyaç duyduğu için Kuveyt'i işgal etmeye karar verdiğinde, ülkesi ikinci en büyük petrol rezervlerine sahipti. Hafız Esed, Suriye'nin mutlu olması için Lübnan'da ek bölgelere ihtiyaç duyduğu sonucuna vardığında, Emevi mirasının başkanıydı. Filistin direnişi, merhum Salah Halef (Ebu İyad), Filistin'e giden yolun Cünye'den geçtiğini açıkladığında, nüfuzunun zirvesindeydi.

Sonuçlar her yerde aynıydı; slogancılar gırtlaklarını parçalarcasına haykırırken, halklar yoksulluk çekti. Irak'ta Uday, Suriye'de ise Beşşar vardı. Birkaç gün önce, Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, Beşşar Esed'in dört arabasını açık artırmaya çıkardı ve 20 milyon dolara satarak Suriye Kalkınma Fonu'na bağışladı.

Uday sadece klasik arabalarla ilgileniyordu ve 200'den fazla arabası vardı. Sosyalist özgürlük birliği. Arabaların Kudüs yolundaki konvoylar için olmazsa olmaz olduğunu belirtmekte fayda var.

Abdunnasır döneminden günümüze hiçbir şey değişmedi. İstikrarlı ülkeler inşa ederken, diğerleri halklarına, komşularına ve akılcı insanlara isyan ediyorlar. Akılcı ülkeler, refahlarının sebebinin petrol gelirleri olması ile suçlanıyorlar. Ancak bazı devrimci ülkelerde de petrol fazlalığı vardı, Umman gibi bir ülkede ise hurma ana gelir kaynağıydı. Dubai'de petrol son derece azken, havalimanının yıllık yolcu sayısı 92 milyondu. Libya en kaliteli petrole sahipti ama lideri evin sahibine ait olduğunu deklare etmişti.

Devrimciler, sorunun gerici ülkeler olduğunu düşünüyordu. Her türlü yenilgiden ve en kötü yolsuzluklardan halkı sorumlu tuttular, en verimli ekonomileri mahvettiler ve orduyu ulusal cephelerden Çad, Burkina Faso ve Kuzey İrlanda'daki savaşlara kaydırdılar.

En şiddetli Arap savaşları Araplar arasındaydı ve başlığına da “Filistin” adı iliştirildi. Sonra “Kudüs” adının daha büyük bir etkiye sahip olduğu anlaşıldı, bu yüzden bir kalem darbesiyle o da eklendi. Yolu da artık Cünye’den değil, İran dağlarından ve Gazze'nin küllerinden geçiyor. Gazze ve halkı için duyulan keder bir ihanete dönüştü. Akılcı, başarılı ve yetenekli ulusların yorgunlara hizmet etmesi bir yenilik haline geldi.

Büyük devrimci devletler halklarını aptallık ve boşlukta boğmak için geri döndüler. Bir kez daha yenilginin sebebinin Körfez, Mısır, Ürdün ve halkların hayatını kutsal sayan herkes olduğu keşfedildi.