Türki Dahil
Gazeteci yazar
TT

İlerlemenin anahtarı: Görüş ve karşıt görüş

“Siz hakikatle düşünceyi birbirine karıştırıyorsunuz.”
Bu, meslektaşlarımızdan, editörlerden ve daima haber odalarında oturanlardan duymaya en çok alıştığımız bir cümledir. Doğal olarak bu cümlenin devamında akıllı birisinin unutamayacağı ya da göz ardı edemeyeceği bir sitem gelir. Eğer gazeteciyseniz evinize döndüğünüzde eşiniz, arkadaşının aramasından ya da sağda solda okuduğu yorumlardan etkilenerek bir saat önce ekranda izlediği haber hakkında size görüşünüzü sorar. Gücünüzü toplayıp günde iki-üç defa söylediğiniz aynı cevabı tekrar edersiniz. Bir sonraki gün de aynı cevabı yeni bir şekilde söylemeye çalışırsınız.
Çocuklarımdan –ki 20 yaşını geçseler de anne-babalarına göre onlar hala çocuktur- daima bir şeyler öğreniyorum. Çözemediğim bir konu hakkında oturmuş tek başıma düşünürken eski bir sohbete, eski bir soruya ya da bana kendi yöntemleriyle anlattıkları eski bir hikâyeye geri dönüyorum.
Kızım, okul münazara takımındaydı. Öğretmen, iki takımdan da eğitim gördükleri şehirdeki yasama krizini açık bir şekilde tartışmalarını isteyecek kadar zekiydi. Ekonomik durgunluğun vurduğu şehirde kumarhaneler açılması için eyalet, henüz ruhsat vermeyi onaylamamıştı. Öğretmen, Nebihe’nin - küçük prensesin- Müslüman olduğunu ve bu tür konuların onu ilgilendirmediğini biliyordu. Fakat bu, daha sonra “görüş” olarak isimlendireceğimiz kişisel dokunuşa geçmeden önce, rakibini delil ve gerçeklerle susturmak için güzel bir alıştırmaydı.
Küçük prensesime büyük bir ilgiyle yönelerek aşağıdaki soruları sormaya başladım:
Kızım, gerçek ve düşünce arasındaki uzaklık nedir? Öğretmen, sizden gerçek bilgiler ve rakamlar bekliyor mu? Veyahut öğretmen, diğer takım karşısında senin takımının becerisini gerçekten test etmek istiyor mu? Bunun üzerine kızım, “Öğretmen, kişisel görüşümü haklı çıkartacak delillere dayalı yanıt vermemi bekliyor” dedi. Gülümsedim ve kendisine doğru yolda olduğunu söyledim.
Hakikat, doğruluğu ya da yanlışlığı ispatlanabilir bir durumdur. Karşı tarafın zihninde bulunmadığını varsaydığımız fotoğrafı netleştirmek için kanıtlara, bazen de aksiyomlara ihtiyaç duyarız.
Tartışma noktalarını belirlemeden önce kendini rakibin yerine koy. Sana karşı kullanacağı 5 hususu tahmin et ve bu 5 hususu tek tek yaz. Bu hususları saymak için küçük elini kullan. Karşı tarafın saldırmak için tercih ettiği noktaları belirle. Tartışma sanatında kalbin ve küçük aklın karşı tarafın delilini kullanmak isterse bunu uygulamak için hazır olmalısın.
Şiddetli bir tartışmada kişisel görüşten uzak dur. Benzer sözcükleri kullandığın zaman izleyici, belirli bir noktaya eğilim gösterdiğini hemen anlayabilir. Yazıp unutman için izin verirsen bu hususları sana söylemek istiyorum. İlki en iyi, ikincisi ise en kötüdür. Karşı tarafa sonda söyleyeceğin şeyi daha önce söyleyerek bunu daima kullanabilirsin. “Bana göre ya da Körfez ülkelerindeki tecrübemize dayanarak” demen gibi. Veyahut senin ya da arkadaşlarından birisinin başına gelen bir olaydan örnek vermen gibi. 
Başkalarının kalplerini fethettiğin son bölümde “Aklın her şeyi bilmesi ve hakikati tekeline alması mümkün değildir. Kalp, duygu ve vicdan gibi hakikate götüren başka yollar vardır.” diyen Fransız düşünür Pascal’ın yöntemini takip edebilirsin.
Münazaranın yapılacağı şehrin halkının farklı dinlere ya da farklı geçmişe sahip olduğunu unutma. Dünya halkları arasındaki ortak zemin, gerçeklerdir. Onun dışında başka ortak bir zemin yoktur. İnsanlar, rakamlara şaşırıyorlar ve istatistikleri seviyorlar. Çünkü yeni dünya, dini düşünceden ya da siyasi bir otoriteden etkilenmiş birisinin duygularından kaçmaya çalışıyor. İnsanlar çok şüphe ediyorlar. Bunun için onlar, izleyicinin kalbine dokunmadan ya da aklını şaşırtmadan hayal etmesi için ses tonuyla oynayanlardan ve uzun konuşanlardan kaçıyorlar. Ne kadar güçlü olursa olsun bir konuşmacı, kalpleri güldürmeden duygulara dokunması mümkün değildir. Hakikatten önce kalbin gülmesi de mümkün değildir. Hakikat nedir? Hakikat, aradığın şeydir. 40’ların ortasında olmama rağmen hakikatin arkasından koşmaya devam ediyorum. İnsanlar, hakikat için uyanıyor. Uzak kahvehanelerdeki tartışmalar, hakikati aramak için devam ediyor.
Bunu sadece sen ya da ben yapmıyoruz. Bunun için Eflatun(M.Ö. 427- M.Ö. 347), “Gördüklerimize, düşündüklerimize ve zanlarımıza güvenmemiz mümkün değildir. Hakikati araştırmak için gelenek ve görenekleri tamamen yıkmalıyız. Değişmeyen rasyonel gerçeğe ulaşmak için hayalden ve sahte duygu dünyasından kurtulmalıyız.” diyerek herkesi yeni bir yöntemle araştırmaya çağırarak duygu ve sezgi dünyasından şüphe etti. 
Genellikle bilim, akılla çelişebiliyor. Bundan dolayı bilim insanları, her gün laboratuvarlara gidiyor. Bilimsel araştırmalara milyonlarca dolar harcanıyor. Bilim insanları bir sorun olduğunu düşünerek şüphenin yok olması için kusurları test ediyor. Böylece herhangi bir tartışmadan başı dik olarak çıkmak için karşı tarafa saldırmadan önce bize herhangi bir düşüncenin güçlü, zayıf ve bozuk noktalarını belirlemenin tek yöntem olduğunu öğretecek ispat ve kanıt yolculuğu başlıyor.
Descartes, 4 kurala odaklanan sistematik bir düşünme metoduna sahip: Şüphe, analiz, sentez ve kontrol. Bu metodu günlük olarak her tartışmada uygulayabilirsin. Bunun için öğretmen, şehirdeki parlamenterlerin niyetlerinden şüphelenmesi üzerine sınıfa böyle bir problem getirdi. Küçük elinle avantajları ve dezavantajları kontrol edip araştırmaya başladığın zaman ikinci ve üçüncü adıma doğru ilerleyeceksin. Ulaştığın düşünceye kalbin razı olduğu zaman sentez aşaması başlayacak.
Geçmiş düşüncelerinden ve görüşlerinden uzak dur. Sana benzemeyen ve bu yarışmanın dışında ortak yönünüzün olmadığı arkadaşının yerine kendini koy. Arkadaşının öne süreceği delilleri sağ elinle kontrol et. Dilini iyi kullan. Karşı tarafın ileri sürdüğü hakikatlerin aksini ispat ettiğin zaman akıldan yardım alarak alternatifler sun.  Gözlerin mantıklı delillere dayanan hakikatle daha iyi ve daha kötüyle başlayan düşünce arasındaki mesafeyi iyi bilen karşı tarafın kalbine odaklansın.
Aklın ve bizi her alanda bu günlük icatlara götüren şüphe yönteminin dışında hakikatin düşünceyi hezimete uğratma yolcuğunda yalnız olacaksın.