Türki Dahil
Gazeteci yazar
TT

​ABD’yi yöneten Hindistan

Eğer Çin bulmacası bugün herkesin bildiği ve gördüğü bir gerçekliğe dönüştüyse sıradaki  kimdir? Aydınlık ve ışığın kaynağı, geçmişte denizlerin ve sessiz tüccarların büyüsünü taşıdıkları doğunun bizlere sakladığı mucizeler sona mı erdi?
Bizler Hintlilere ait olan ve içinde hep yalnız, sessiz ve sakin, rakamların dilinden çok iyi anlayan bir adam bulunduğu dükkanların varlığıyla büyüdük. Buralarda çalışanlar kırık Arapçalarını düzeltmeden ya da tüketicinin fark etmediği bazı yeteneklerini geliştirmeden yıllarını geçirirlerdi. Ama aynı zamanda toptancılar ile nasıl pazarlık edeceklerini, dükkanındaki küçük araç gereçleri nerede ve nasıl bulacağınızı tarif etmeyi, kuruşuna kadar hesap yapmayı da çok iyi bilirlerdi. Yıllık izinleri geldiğinde ise yerlerine arkadaşlarını bırakarak memleketine gider ve bazen hiç dönmezlerdi. Ama bu dükkanlar, ilginç bir kararlılıkla ve giden sahiplerinin sessizliğine benzer bir sessizlikle yaşamlarını sürdürürlerdi.
Benim yaşlarımda olan herkes gibi ben de haftada bir kere izlediğimiz ve hafta boyunca gözlerimizin renklere doymasını sağlayan Hint filmlerini hatırlıyorum. Ayrıca hayal gücünün ötesinde olan Hint dramasına ne kadar çok güldüğümüzü de hatırlıyorum. Hinti filmlerinde aşıklar mutlaka intikam almak için geri döner ve acımasız çetelere rağmen fakir kahramanlar sevgililerine kavuşurlardı. Hindistan’da hayaller hep galip gelir ve ekrandaki hayal gücü, nehrin çevresinde veya mabedin önünde yaşayan fakirlerin hayallerini ve ümitlerini besler durur.
Geçen yılın eylül ayının başında Hindistan Bakanlar Kurulu, Fas ile imzalanan yeni bir anlaşmayı onayladı. Bu anlaşma; Hint Okyanusu’ndan Hintli işçileri Atlas sahillerine getirmek için değil  hava taşımacılığı alanında yakınlaşmak içindi. Peki ama neden hava taşımacılığı?
Hindistan ile Fas arasındaki mesafe, günün başlangıcından gecenin ilk saatleri arasındaki mesafe kadardır. Evet, bunun nedeni turizmdir. Fas; Çinli turistlere (dünyadaki turist sayısının çeyreğini oluşturmaktadırlar) getirdiği vize muafiyetinin ardından şimdi de gün geçtikçe sayıları artan Hintli zenginlerin gözde turistik merkezi olmayı hedeflemektedir.
Thomas Friedman’a göre  –doğrusu çok da ikna olmadığım- 4 nedenden dolayı Hintliler ABD’deki en iyi işleri kapmaktadırlar. Bunlar; iyi zamanlama, zorlu çalışma şartlarına katlanma, yetenek ve şanstır.
Bana göre Hindistan’ın yükselişi hiçbir şekilde bir yıl, ay veya gün içinde oluşmamıştır. Ayrıca tesadüf eseri de gerçekleşmemiştir. Hintlilerin gayretli ve kararlı çalışmaları yaklaşık 40 yıldır devam etmektedir. Eğitim seviyesini yükseltmek için yaptıkları çalışmaların üzerinden 20 yıl geçmiştir. İşte tüm bunlar bugün meyvelerini vermektedir. Zor şartlarda çalışmak daha çok Çinlilerin özelliği ama Hintliler de kararlılığa ve bir işi sonuna değin sürdürme özelliğine sahipler. Yine rehberlik veya eğitim olmadan sadece yeteneğin sayılar dünyasında hiçbir değeri yoktur. Nüfusu 1 milyar 300 milyonu aşan bir ülkede 30 yıldan fazla bir süredir devam eden bir ekonomik büyümeyi şansa bağlamak konusunda ise Friedman ile hiç tartışmayacağım.
Friedman’ın 2004 yılında Amerikalı tasarımcıların projelerini tamamladıkları için Hintli bilgisayar programcılarını 'taşeronlar' olarak nitelemişti. Çünkü Hindistan ile aralarındaki saat farkından yararlanan Silikon Vadisi’ndeki Amerikalı programcılar başladıkları ve tamamlayamadıkları işleri uyumadan önce saat başına aldıkları ücret daha düşük ama üretimleri daha yüksek olan Hintli programcılara gönderir sabah kalktıklarında ise işi tamamlanmış bulurlardı.
Friedman’ın bu tanımından sadece 10 yıl sonra ise gerçekler, bu taşeron Hintlilerin Silikon vadisinde 15’ten fazla teknoloji şirketi kurduklarını ortaya koymuştur.
Hatta Hintliler ABD’de teknolojik şirketler kuran en büyük göçmen grubunu oluşturmaktadır. Öyle ki Hintlilerin sayısı bu alanda faaliyet gösteren İngilizlerin, Çinlilerin, Tayvanlıların ve Japonların toplamından daha fazladır.
Hindistan’ın metodu adlı kitap, Hindistan’ın başarısını bana göre Friedman’ın Hintli dostlarımız ile ilgili öne sürdüğü nedenlerden çok daha ikna edici 4 nedene dayandırıyor:Tam entegrasyon, zorlu işlere katlanmak – yukarıda gayret ve kararlılık olarak adlandırdığım şey-, değişikliklere hemen adapte olma, sınırlı kaynaklarla büyük işler başarmak. Dördüncü neden ise gerçekten çok ilginç ve belki de sadece Hintlilere özel: O da aile, toplum ve çalışanlara, çalıştıkları şirketlerdeki hissedarlardan çok daha fazla odaklanmaları.
Hindistan’ın ileriye dönük gayretli adımlarını takip edenler için The Times Of India gazetesinin Hindistan Parlamentosu’na sunulmadan önce yayınladığı İnsan Kaynaklarını Geliştirme Bakanlığı’nın verileri gerçekten şok edici olabilir. Buna göre NASA’da çalışan 10 bilim adamından 4’ü, ABD’de çalışan doktorların %38’i, Microsoft ve IBM’in çalışanlarının üçte biri Hintlidir.
Hatta Google gibi dev bir şirket bile Hintli Sundar Pichai’yi yıllık yaklaşık 100 milyon dolarlık bir maaşla şirketin CEO’su olarak atadı. Böylece Pichai, 85 milyon dolar maaş alan ve kendisi gibi Hintli olan Microsoft’un İcra Kurulu Başkanı Satya Nadella’yı bile geçti. The Next Web sitesine göre Pichai’nin 650 milyon dolar değerinde olan serveti yaklaşık 15.000 Amerikalı'nın ortalama maaşına eşdeğerdir.
Pepsi, Adobe, Master Card, Citigroup şirketler grubunun CEO’larının da hep Hintli olduğunu hatırlatmaya bile gerek yoktur. Bu kişiler; her sabah uyandıklarında belki de Amerikan rüyasınından çok daha büyük bir Hint rüyasını gerçekleştimeye hazır yoksullarla dolu bir ülkenin ilham kaynağı haline gelmişlerdir.
Yaşı 15’i geçmeyen Sachsam Karwal, Hindistan Teknoloji Enstitüsü’nü kazanmayı, yüksek eğitimini tamamlamayı ve dünyanın önde gelen bir şirketinde çalışmayı hayal eiyor. Hiç kimse onu böyle bir şeyi hayal etmekten alıkoyamaz.  Nedeni de çok basittir. Zira Sachsam’ın kazanmayı istediği üniversite, Google’ın CEO’sunun  yaklaşık 25 yıl önce mezun olduğu üniversitenin aynısıdır.
Hindistanlı zenginlere vize muafiyeti getirecek olan tek ülke Fas olmayacaktır. Çünkü Hindistan’ın başarısı kaçınılmazdır. Bu başarı; çocukları, Hindistan’ın her yerine yayılmış ve milyonlarca CEO ve programcı mezun eden teknoloji enstitülerine gidebilsinler diye yurtdışında çalışan mütevazi ve mücadeleci babaların gönderdikleri paraların basitliği kadar kaçınılmazdır. Bu CEO’lar ve progamcılar, şanslarını arttırdığı söylenen ve her Hintlinin sahip olduğu deneme hakkını kullanmış ve başarılı olmuşlardır. Bu kişiler gibi başarıya yönelik atılan her yeni adım harikalar diyarı Hindistan için bir iyi şans çağrısı gibidir.