Suriye bağlamında tarih o kadar hızlı akıyor ki her şey gözlerimizin önünde cereyan ettiği halde ‘Tarihe tanıklık ediyorum’ diyemiyorum ben şahsen. Baş döndürücü ve ortalık toz duman. Kürtler tam da böyle durumlar için “Şu toz duman bir dağılsın ata mı binmişsin eşeğe mi binmişsin göreceksin” derler. Ben de konuyla ilgili yazmak için tozun dumanın dağılmasını bekledim. Gerçi henüz ortalık tam aydınlanmış değil, ama gene de neler olup bittiğine dair bazı alametler belirmeye başladı. Bu da bazı şeyleri anlamak için yeterlidir sanırım.
Benim açımdan durumu çok güzel özetleyen bir Nasrettin Hoca fıkrasının tam yeridir. Hocanın sahip olduklarıyla yetinmeyen açgözlü bir komşusu varmış ve hocanın evini almayı kafaya koymuş. Sabah akşam Hocaya “Evi bana sat” diyormuş. Hoca dayanamamış, “Tamam satıyorum” demiş. “Ama bir şartım var. Evin duvarındaki şu çiviyi satmıyorum, o benimdir” demiş. Evi ucuza kaptığını düşünen komşu, hınzır hınzır gülerek tamam çivi senindir demiş. Derken taşınmışlar hocanın evine. İlk günün sabahında kahvaltı sofrasını hazırlamışlar, tam oturacak iken kapı çalınmış. Hoca gelmiş. Hayırdır hoca, sabah sabah niye geldin diye sormuşlar. “Hiç”, demiş hoca, “çivime bakmaya geldim.” O sırada hazır olan kahvaltı sofrasına da oturmuş. Sonra çekip gitmiş. Öğlen yemeğini yemek üzere sofraya tam oturacakları sırada hoca gene kapıyı çalmış. “Gene ne oldu Hoca” diye sormuşlar. “Bir şey yok, siz rahatınıza bakın, ben çivime bakmaya geldim” deyivermiş ve tabi sofraya da oturup karnını bir güzel doyurmuş. Akşam da aynı şey. Hoca günlerce vakitli vakitsiz çivisini ziyaret etmeyi sürdürmüş. Sonunda evi satın alan komşu, dayanamamış, evi satın aldığından daha ucuz bir fiyata hocaya geri vermek zorunda kalmış.
Teşbihte hata olmasın, ne ABD ve Rusya Suriye’de ev sahibidir, ne de Türkiye eve konmak isteyen açgözlü komşudur. Sadece sürecin gelişme tarzıyla ilgili bir benzerliğin olduğuna dikkat çekmek istiyorum.
Ben kaç kere yazdım, TV programlarında söyledim; Türkiye, Suriye bağlamında Kürt meselesi ile ilgili olarak yumuşak karnını açık ediyor, ABD ve Rusya bundan istifade ederler, diye.
Bu yaklaşım ve niyet bir kenarda kalsın. Biz gelişmelere bir göz atalım. Malum Suriye’de sekiz yıl önce bir iç savaş patlak verdi. Suriye rejiminin daveti üzerine Rusya müdahale etti. ABD de dünyanın jandarması olması hasebiyle Rusya’dan geri kalmadı. Uluslararası koalisyon güçleri adı altında ve DAİŞ denen örgütle savaşmak gerekçesiyle Suriye’nin kuzeyine konuşlandı.
Bu arada Suriye rejimi çatışmasız bir şekilde, o sırada kaşla göz arasında kurulmuş, Suriye Kürtleri arasında tabanı bulunmayan PYD adlı örgüte Kürt bölgesini devretti. Tabi Türkiye’nin bu gelişmeden canı sıkıldı. Deyim yerinde ise Esed rejiminin devrilmesini vs. unuttu ve bütün dikkatini PYD adlı örgütün Suriye Kürtlerine rağmen el koyduğu bölgeye verdi. Bütün diyaloglarda, bütün temaslarda bu konuyu masaya sürdü.
ABD ve Rusya da henüz Suriye ilgili olarak yapacakları bitmediği için o bölgeyi ve tabi PYD’yi her şeye rağmen koruyacaklarını ihsas ettirdiler. Derken Rusya’nın ve İran’ın güçlü desteğiyle Suriye rejimi ülkenin büyük bir kısmında hakimiyet sağladı. Bu arada DAİŞ’in yenilgiye uğratıldığı ilan edildi. Türkiye ise öteden beri yoğunlaştığı konu olan PYD’nin kontrolünde bir devletin kurulması niyetini boşa çıkarmak için fiilen müdahale edeceğini ilan etti.
ABD beklenmedik bir şekilde Serêkaniyê (Re’su’layn) ve Girêsipî (Tel Abyad) arasındaki bölgeyi boşalttığını söyledi. Türkiye söz konusu bölgeye girdi ve hakimiyet sağladı. PYD güçleri 120 saat içinde 30 km’nin altına çekildiler. Bütün bunlar ABD ve Türkiye arasında varılan bir anlaşma doğrultusunda gerçekleşti. Bu arada ABD söz konusu bölgenin dışındaki bölgelerden çekildiğini deklare etti ve Rusya rejim kuvvetleriyle birlikte ABD’nin çekildiği bölgeye yerleşti.
ABD Türkiye ile anlaşırken Fırat’ın doğusunda kalan diğer bölgeleri de Rusya ile halledersiniz demişti. Gerçekten Türkiye 22 Ekim tarihinde Soçi’de Rusya ile bir mutabakat sağladı ve bu sefer 150 saat içinde PYD güçlerinin bölgeden çekilecekleri deklare edildi.
Hem ABD çekilirken hem de Rusya Türkiye ile anlaşırken PYD’lilere (onların deyimiyle Kürtlere) aynı şeyi söylüyorlardı: Eğer çekilmezseniz Türk ordusu silindir gibi üstünüzden geçecek… Rusya ve ABD’nin bu söylem birliği ve paslaşması bana Fatih Sultan Mehmet’le ilgili olarak anlatılan bir menkıbeyi hatırlattı.
İstanbul’un fethinden önce Fatih, Edirne’de tebdili kıyafetle sabah erkenden esnafı denetlemeye çıkar. Bir dükkana girer ve bir şeyler almak ister. Dükkan sahibi, “Beyim” der, “ben siftah yaptım. Komşum henüz siftah yapmamış, ondan alın” demiş. Fatih bu durumdan çok memnun olmuş tabi ve arkamda böyle bir halk olduğu sürece ben İstanbul’u alırım demiş.
Yine vurguluyorum; teşbihte hata olmasın, ne Rusya ne de ABD, Edirne esnafının yüksek ahlakına sahiptir. Söylemek istediğim, Rusya ve ABD’nin alacaklarını aldıktan sonra aralarında paslaşmalarıdır. Geride Türklerle Kürtleri birbirlerine kin bileyecek şekilde motive etmeleri kalıyor. Ben de sizin gibi buna Türkiye devleti ile PKK ile bağlantılı PYD örgütü diyorum kuşkusuz. Ama dünyada oluşan algı Türkler ve Kürtler şeklindedir.
ABD ve Rusya arasındaki bir paslaşmaya daha dikkat çekerek konuyu bağlayalım. Soçi mutabakatı imzalandığı sırada Rusya Genelkurmay Başkanı, “General Mazlum Kobani” ile telekonferans aracılığıyla konuşuyordu. ABD başkanı Trump da telefonla konuştuğu “General Kobani”yi beyaz saraya davet ediyordu. Dünyada kopan “Kürtleri sattınız” fırtınası karşısında her iki ülke de “Kürtleri Türklerin katliamından kurtardık” diyordu tamamen tesadüfen.
Kanaatime göre Türkiye’nin müdahalesi olmasaydı da Rusya, ABD, İran ve Esed bölgede PYD’nin bir devlet kurmasına izin vermeyeceklerdi. Acaba diyorum, Türkiye ilgili olarak Kürt düşmanlığı algısının yerleşmesi için mi paslaştılar. Belki de Nasrettin hocanın çivisi budur.
Son Haberler
- Musk'ın DOGE'unun kovduğu kişileri, Trump yönetimi yeniden işe almaya çalışıyor
- Kürt heyeti başkanı Şarku’l Avsat'a konuştu: Şam’daki toplantıda parlamentoya katılım sağlamayı teklif ettik… Ayrıca anayasal bildirgeye yönelik çekincemizi gündeme getirdik
- Kassam Tugayları: İsrail ordusu, esir Matan Zangauker'in bulunduğu yeri kuşatma altına aldı... ancak onu sağ olarak geri getirmeyecek
TT
Nasrettin Hoca'nın çivisi
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة