​Resul Tosun
Gazeteci Yazar
TT

Emperyalistlerin son oyunu!

Son İslam devleti Osmanlı tarih sahnesinden çekildikten sonra Ortadoğu’da halkı Müslüman olan üç devlet temayüz etti. Türkiye, Mısır ve İran. Bugün de bölgede devlet geleneğine sahip ülke olarak bu üçünü sayabiliriz.
Bu üç ülkeye hâkim olan gücün bölgeye de hâkim olacağını çok iyi bilen emperyalistler bu üç ülkeyi kontrol altında tutmaya özen gösterirler.
İran İslam devrimine kadar da bu üç ülke emperyalistlerin kontrolü altındaydı. Devrimden sonra İran kontrolden çıktı.
Ogün bugün İran emperyalistlerin hedefindedir. Öyle olmasına rağmen İran mezhepçi politikaları sebebiyle maalesef bugün emperyalistlerin ekmeğine yağ süren bir devlet konumundadır.
***
Mısır, Arap Baharı sürecinde emperyalizmin kıskacından kurtulmak için bir intifada gerçekleştirmiş ve tarihinde ilk kez halkın seçimiyle iş başına gelen bir hükümete sahip olmuştu. Ama bu durum emperyalistleri endişelendirdi ve çok geçmeden askeri bir darbe ile tekrar emperyalizmin kıskacı altına girdi. Hem de ne giriş.
Mısır artık emperyalizmin ve Siyonizm’in en güçlü destekçisi ve yerli mili hareketlerin en şedid hasmı haline geldi.
Mısır’ın emperyalizm kıskacına girmesi demek birkaç istisna dışında genel olarak Arap ülkelerinin aynı durumda olması demektir!
***
Türkiye de bağımsızlığını elde etikten sonra, önce emperyalizmin kültürel ve ekonomik tesiri altına girmiş, sonra askeri paktına dahil olmuş ve bağımsız politikalara yöneldikçe de askeri darbelere maruz kalmıştır.
Menderes, Demirel, Özal ve Erbakan hükümetlerinde biraz başını kaldırmayı denemiş ama ya darbe ile ya da şaibeli ölümlerle yolu kesilmiştir.
Erdoğan dönemi ise tam bağımsızlık mücadelesinin verildiği önemli olaylarla doludur. Erdoğan’ın her türlü vesayeti ortadan kaldırmayı hedefleyen politikalarına karşı emperyalistler boş durmamışlar sürekli Erdoğan’ın önünü kesecek yolara tevessül etmişlerdir.
Kah Gezi benzeri olaylarla, kah askeri tehditlerle, kah yargı yoluyla Erdoğan’dan kurtulmayı denemişler, hepsinde başarısız olmuşlardır.
En son 15 Temmuz’da kanlı bir darbe girişiminde bulunmuşlar, ama mili bir direniş ile karşılaşmışlardır.
***
İçimizdeki hainler eliyle giriştikleri bu hamlelerin tamamında başarısız olan emperyalistler şimdi çareyi Erdoğan’ı karalamakta ve halk gücünü azaltacak operasyonlarda bulmuşlardır.
Bunun için FEÖ ve PKK terör örgütlerinin uzantıları siyasi partiler aracılığıyla AK Parti’yi daha doğrusu Erdoğan’ı etkisiz hale getirmeye çalışıyorlar.
Bir taraftan HDP diğer taraftan CHP ve İyi Parti, FETÖ ve PKK söylemleriyle Erdoğan’ı yıpratmaya çalışıyorlar.
Bunların içinde şüphesiz en etkili olanı ana muhalefet partisi CHP’dir. İpleri emperyalistlerin elinde olan FETÖ’nün bir kaset kumpasıyla CHP’nin genel başkanını değiştirmesi CHP tarihinde çok önemli bir dönüm noktasıdır.
CHP’nin mevcut genel başkanı FETÖ terör örgütünün söylemlerini sürekli gündemde tutarak kendi ülkesi aleyhine argümanlar üreten bir politikacı olmuştur.
MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin tespitiyle, milli güvenliğe tehdit durumuna gelmiştir.
***
Girdiği her seçimi kaybeden ama koltuğunu bırakmayan bu genel başkan yaklaşan kurultayda muhtemel adayları töhmet altıda bırakmak için oynanan son oyuna alet olmaktan çekinmemiştir.
Sözcü Gazetesi yazarı, CHP’li birinin gizlice külliyeye gittiği ve cumhurbaşkanıyla görüştüğü, cumhurbaşkanının ona CHP genel başkanı olması gerektiğini aday olursa destek vereceğini yazdı.
Cumhurbaşkanı bu haberi anında yalanladı ve CHP genel başkanına meydan okudu.
Daha sonra yazar külliyeye gidenin Muharrem İnce olduğunu açıklayınca İnce de sert bir dille yalanladı ve meydan okudu.
Yazar, haber kaynağını açıkladı; kaynak da haberi genel başkana doğrulattığını söyledi.
Daha önce bu haberi bir TV programında canlı yayında doğrulayan CHP genel başkanı çark etti ve partisine oyun oynandığını söyleyerek iddialara cevap vermekten kaçındı.
***
Anlaşıldı ki CHP içinde mevcut genel başkanın koltuğunu koruması için bir kumpas kurulmuş. Muhtemel adaylara ‘külliyenin adamı’ yaftasını yapıştırmak ve cumhurbaşkanını başka partilerin iç işlerine müdahale etmekle suçlayacak bu oyunu kurmuşlar.
Bu oyunda emperyalistlerin parmağı var mıdır bilmiyoruz, ancak sonuç itibariyle emperyalistleri sevindirecek bir oyun olduğu muhakkak.
Ne var ki başarısız oldular ve oyun ellerinde patladı.
Ve şurası da muhakkak ki, Erdoğan’a karşı emperyalistlerin sözcülüğünü yapacak bir siyasetçinin ana muhalefetin başında olmasına üzülmezler aksine sevinirler!
Tıpkı kimi Arap ülkelerindeki yöneticilerin, Erdoğan muhalifi olmalarına sevindikleri gibi!