Ömer Özkaya
Yazar
TT

Çin fırtınası ve çöl fırtınası

İrrasyonalitenin giderek rasyonel kabul edilir hale gelerek aklı ve tecrübeyi iptal etmesi, tarihte kanun haline gelmiştir.
"İrrasyonel ama işe yarıyor" analizi ile en extrem irrasyonel startejiler, siyasetler, askeri, ekonomik, sosyal, dinsel hareketler ve eylemler, sıradanlaştırılmaktadır.
Dışarıdan bakınca yoğunlaştırılmış irrasyonel hareketler, stratejiler ve politikaların işe yarama nedeninin irrasyonel oluşları değil de güç, vizyon, akıl ve diğer aktörlerin bilmediği bilgiler olduğu açıkça görülecektir. Bu bakımdan irrasyonaliteyi yücelten analiz ve değerlendirmelerin aslında kökeninde yatanın, güç ve enerji değişimleri olduğu gerçeği ile yüzleşmek de değişik branşlardaki "elitler"in ve kitlelerin çok da işine gelmemektedir.
Geniş kitlelerin peltemsi bir yığına dönüşerek pasifleşmeleri ve ya da ölümsü hale gelmeleri sonucu, tarih galerisinde yerini alan bir hayli millet ve elit vardır.
Fars, Arap, Roma, İspanyol, Osmanlı, İngiliz, Fransız, Rus, ABD fırtınalarından sonra Çin'in oluşturduğu yeni fırtına, özellikle ABD'nin stratejik araştırmalar merkezlerine yeni "iş"ler çıkarmaktadır.
Dolayısıyla psikoloji ve sosyoloji gibi birey ve toplum davranışları bilimleri, Ademoğullarının ve devletlerin, yeni güzergahlara yönlendirilerek güçlerini, enerjilerini ve akıllarını topsuz alanda absorbe etmek gibi hayli akıllıca yollar bulunmasında etkili olmaktadır.
Asya genel olarak Batı tarafından, "İrrasyonel davranan ve yaşayan kitlelerin yaşadığı verimli topraklar" olarak değerlendirilmektedir. Bu coğrafyadaki "irrasyonalite"yi tanımlamak için inanç ve antropoloji gibi iki önemli "araç" kullanılmaktadır.
"Çin fırtınası" karşısında ABD ve Batı'nın almakta olduğu "önlemler" de, Batı'nın ekonomik ve finansal tarihine ve ideolojik kütüphanesine bakıldığında, bir başka "irrasyonalite"yi somut hale getirmektedir. Batı irrasyonalitesi de en az Doğu irrasyonalitesi kadar yoğunluk arzetmektedir.
İnsanlığın; bilim, teknoloji  ve strateji üretmekte kullandığı "akıl" ile vicdan, merhamet ve tolerans üretmekte kullandığı "akıl" arasındaki giderek açılan makas, "her şey aslına rücu eder" yasasını çalıştırarak insanlığın ilkel insana dönüşmesini tekrar sağlayacaktır.
"Çin fırtınası"nın geçmişteki Batı fırtınasının yarattığı tüm sonuçları fazlası ile üretme potansiyeli, geniş bir coğrafyada uykuları kaçırmaktadır.
Meteorolojik fırtınalar konusundaki bilgi birikimi ve kültürü ile ABD, sosyal, dinsel, siyasal, ideolojik ve ekonomik ideolojik fırtınalar konusundaki kültürü ile Avrupa,  Çin'in üretim bazlı ekonomik ve geniş kapsamlı bilimsel/teknolojik "fırtına"sını karşılama yöntem ve stratejileri, ilginç küresel ve uluslararası politik tablolar oluşturmaktadır.
"Çin nedir, ne olmaktadır, siyasal ekonomik, askeri, teknolojik,  bilimsel ve ideolojik olarak nereye evrilecektir" gibi hayli geniş sorular listesi ile ilgili Batı'daki çalışmaları irdeleyince "irrasyonalite"nin işe yarayıp yaramayacağı, merak edilen bir durum oluşturmaktadır.
TV kanalı DMAX'deki "hurda avcıları" programı, elit İngiliz konaklarını gözler önüne sermektedir. Dünyadaki en ilginç program olma özelliği taşıdığına bahse girilebilecek bu programda, satışları ile "demografik stoğu" bitmiş bir elit resmi verilirken, alıcıların ortada olmaması, fotoğrafın tümünü görmemizi engellemektedir.
Program, Batı'daki  demografik ve sosyal değişimi, müthiş İngiliz konaklarından ve şatolarından gözlemlemek çok ilginçtir. Elitlelerin gençlerinin "sahada" olduğunu anlamak için "Ed Stafford Vahşi Doğada"yı izlemek gerekmektedir.
DMAX kanalını izlerken "Oluşan görüntü, bugünkü Batı'nın siyasal, sosyal, ekonomik, kültürel güncel resmini vermekte midir"diye sormak gerekecektir.
Diğer belgesel kanallarını da eş zamanlı olarak incelediğimizde, Batı'nın güncellediği stratejileri değişik medyalar üzerinden mukayeseli olarak analiz ettiğimizde, "çok hızlı" ve fazlasıyla geometrik oranlı yavaş değişimden bahsetme olasılığı güç kazanmaktadır.
Çin'de ortaya çıkan son virüs salgınının benzeri bilgisayar oyunlarının her yaştan kişi tarafından oynanması da bir başka ilginç durumu oluşturuyor. Yine DMAX kanalında yayınlanan Vikingler dizisi de bu bakımdan önemli bir başka görseli oluşturmaktadır. Mücadelenin sertliği ve tarihi derinliği konusu, Vikinglerin savaşçı kimliğinin dolaşıma sokulması, bir hayli enteresandır.
"Rasyonel"in ve "rasyonel olanlar"ın tanımı ile "irrasyonal"in ve "irrasyonel olanlar"ın yeniden tanımlanması gerekmektedir. Çünkü irrasyonalin temelinde çok sağlam kadim, bilimsel ve akılcı bir bilginin varlığının örtülmesi, çok yanıltıcı terminolojiler ve literatürler üretmiştir.
İnsanlığın dün ürettiği siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel ve daha bir çok bilim ve onların düne ait terminolojileri, rasyoneliteyi üretenleri de gerçekten irrasyonal bir koordinata itmekte midir ? İnsanlık için önemli bir soru ve sorun da budur.
Gerçekten irrasyonal bir zeminde bulunduğuna inanan insanların, gücü ve iktidarı ele geçirdiğinde yaptığı rasyonel tanımı ne olacaktır?
'Çin fırtınası" konusunda yazılabilecek çok fazla inceleme var. Ying Yang Döngüsü ve kültürüne, Batı, Viking kültürü ya da Odin kültürü ile mi karşılık verecektir? Çin'in bu olasılığı da çok güçlü bir şekilde değerlendirmeye aldığı görülmektedir.
Depremler, yanardağ faaliyetleri ve iklim değişiklikleri gibi makro jeolojik ve meteorolojik olayların ve olguların giderek arttığı bir dünyada mitolojinin daha yoğun olarak irdelenmesi de ilginç değil mi?
Çin fırtınası ile çöl fırtınası eş zamanlılığı arasındaki korelasyonlar bir çok soru üretmeye devam edecektir. Geleceği görebilmek için bu tablo, büyük bir değer taşımaktadır.