Bülent Şahin Erdeğer
TT

Sorgulayan gençliği cevaplamakta kim yetersiz; mealler mi, gelenek mi?

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi Prof. Dr. Cağfer Karadaş’a göre Kur’an meali okuyan öğrencilerde deist ve ateist olma eğilimi gözleniyormuş.
Karadaş, mealin Kuran-ı Kerim’in tam manasını veremediğini ve bağlamından kopuk bir hale gelmesi nedeniyle böyle bir sonucun ortaya çıktığını da iddia ediyor.
Karadaş’ın “tespit”i kendi özelinde doğru da olabilir. Sorun bu çıkarımın genel bir sebep olarak gündemleştirilmesinde yatıyor.
Malumunuz dindar-muhafazakar kesimlerde “Eyvah gençlerimiz deist oluyor, ateist oluyor” endişesi uzun süredir gündemde.
Karadaş’ın bu endişenin kaynağı olarak sunduğu mealler acaba gerçekten deizm ve ateizmin motive kaynağı mı?
Öncelikle bu soruya doğru cevap vermek için, ‘meal nedir’ sorusunu doğru cevaplamak gerekiyor.
Ne fazla ne eksik: Meal nedir?
Mealler, Arapça bilmeyenler için Kur'an'ın anlamına giriş kapısıdır bir köprüdür. Kur'an'ın kendisi değildir. Mealleri insanlar yaptığından her zaman eksik olacaklardır ama bu onların önemlerini azaltmaz.
Peki, neden bu kadar çok meal var?
Bu iyi bir çokluk. Her bir meal yeni bir anlama çabasıdır. Meallerin çokluğundan değil kalitesinden yakınmalı insanlar.
Çok olsun; ama nitelikli çalışmalar olsun. Mealler meal yazarının anlam aktarımı sırasında yaptığı mini-sıkıştırılmış tevil ve tefsiridir.
Bir metnin meallerinin çokluğu aslında alternatif bakış açılarının çokluğu demektir ki bu okuyucu için bir avantajdır.
O yüzden mealler karşılaştırmalı okunmalıdırlar. Mealler Kur'an'ın ortalama minimum mesajını anlamamıza yarar.
Ancak daha iyi anlamak için ilerlenmesi gerekir. İlerlemekten kastım herhangi bir metni anlamak için gereken şartlardır:
-Metnin iç bağlamı
-Orjinal dilinin edebi incelikleri, sanatları
-Dış bağlamı yani nüzul ortamı ve ilk muhatapların tanınması
-Metnin uygulamalı örnekliğinin/mütevatir sünnetin bağlamı vb.
Meallerden duyulan rahatsızlık Kur'an'ın minimum düzeydeki ortalama kavramlarının dahi geleneksel pek çok tabuyu zihinlerde kırmasından dolayı.
Meal okuyup uyananlara, yatın uyuyun deniyor; ama çok geç...
Gençlerin deist ya da ateist olmalarının sebebi doğrudan Kur'an mealleri değil, onların sorularına tutarlı cevaplar veremeyen güncel dünyanın en az 200 yıl gerisine düşmüş tabular, hurafeler, menkıbeler ile din anlayışıdır.
Şunu da eklemek gerek ki inanç tercihlerinde siz dünyanın en tutarlı cevaplarını verseniz bile muhatabınızın özgür iradesini değiştiremezsiniz; yani insanlar yanlarında Peygamber bile olsalar kâfir oluyorlar ne yaparsanız yapın, isteyen de deist ya da ateist olabilir...
Mealcilik nedir?
"Mealcilik" olarak adlandırılan akım bir arayışın sonucuydu. Bir durak olarak düşünülebilir.
Neyin arayışı?
İslam'a yönelen bazı insanlar Kur'an'ı anlamak ve dinlerini Kur'an ekseninde anlamak-yaşamak istiyorlar. Bunun ilk kapısı da mealler.
Türkiye'deki dini yaşam kurumsal-hiyerarşik gelenekçi yapılar tarafından parsellendiği için bu sivil anlama çabası da ilk dönemde sadece mealle amel etme, mealden dini anlama gibi yetersiz; ama iyi niyetli bir çizgiyi ortaya çıkarttı.
Usul ve kök sorunu sebebiyle zaman içerisinde sadece mealin yeterli olmadığını, Kur'an'ı ve dini anlamak için yardımcı başka unsurların da gerekli olduğunu fark eden kimseler 90'lı yıllarda Arapça, tarih, dilbilim vb. tefsir usulü argümanlarına yoğunlaştılar ve mealciliği aşarak yine Kur'an merkezli olmak şartıyla Kur'an'ın aslına/Arapçasına vukufiyet, sünnet konusunda daha dengeli bir yaklaşımı benimsediler.
Ama elbette marjinal kişiler hep var oldu olacak. Velhasıl endişeli muhafazakarlar bir günah keçisi arayacaklarsa, bu ne mealler ne de toplumsal bir tabanı bulunmayan çok küçük bir azınlık olan mealcilerdir.
Sorumlu arayanlar aynalara bakmalıdır…
Bilgi çağındayız, artık insanlar tek tıkla istedikleri ideolojinin istedikleri konuşmacının her türlü argümanına, kaynağına ulaşabiliyorlar.
Dolayısıyla eskiden olduğu gibi “yankı cemaatleri” kurup herhangi bir hesap vermeden, tek kale maç yapmanın da devri geçti.
Muhafazakar dini söylemler ve gruplar bu bilgi çağında yetişen tek kanaldan bilgi aktarımına yabancı ve çoğulculuğa alışmış gençlerin sorularına cevap vermekte zorlanıyorlar.
Gençlerin hem gelenekten gelen hem de günümüz gündemlerinden gelen pek çok sorunu, sorusu ve sorgulaması var.
Dini anlatıların iç tutarlılıkları da sınanıyor. İşte böylesi bir zeminde aynı zamanda bir malumatfuruşluk ve kakofoni de oluşuyor.
Herhangi metodolojik tutarlılık arayışında olmayan kimseler her türlü metni kolayca “tüketebilmekte” Kur’an mealleri de bu tüketimden nasibini almakta.
Geleneksel tabuların, muhafazakarların gençlerin soruları karşısında yapıbozuma uğramaları, erimeleri ve dağılmaları “din” olarak muhatap alınan bu çözülmenin sonrasında metotsuz meal okumaları da gençlerin deist ya da ateist olmaları için bir sebep olabilir.
Ama belirttiğim üzere mealler burada ana neden değil, sadece tüketim malzemelerinden biri durumunda.
Asıl neden her geçen gün teşvik edilen hazcılığın, dini sorumlulukları anlamsızlaştırması, dinlerin ve ideolojilerin tezlerinin eşit biçimde ulaşılabilir olması, muhafazakar dini söylemlerin iç tutarsızlıkları ve yetersizlikleri gibi pek çok faktör bulunmakta.
Günümüz insanı özellikle de günümüz gençliği sorguluyor. Sorularına mantıklı tutarlı cevaplar arıyor.
Bu süreçte çağın sorunlarına ve sorularına cevap veremeyen geleneksel dini söylemler sınıfta kalırken, insanlar tek tıkla meallere tefsirlere ulaşabiliyorlar.
O çeviri ve açıklamaların da tutarlılıkları sınamaya tabi tutuluyor. Türkçe ve Arapçaya vukufiyet, Kur’an kavramlarının bütüncül sistematiğini meale yansıtıp yansıtamama gibi “nitelik”te sınanmış oluyor.
Bu sebeple Kur’an mealini okuduğu için kimse deist olmuyor ama ateizm, deizm, ruhçuluk/spritüalizm gibi akımların yayılışı karşısında yetersiz kalan muhafazakarlık ve dini söylemlerden uzaklaşan insanların bir kısmı, Kur’an meallerini de o zeminde araçsallaştırıyor.
İyi niyetli ve anlamaya yönelik sistematik, metodik okuma çabaları için ise Kur’an’ın anlam alanı ufuk açıcı bir nitelik taşıyor.
Bunun için ise merdivenaltı hazırlanmış niteliksiz kes-kopyala yapıştır mealleri tercih etmek yerine, mensup olduğu ekol her ne olursa olsun üzerinde emek sarf edilmiş birer mini tefsir niteliğindeki belli başlı 10 meal seçilip karşılaştırmalı olarak okunmalı.
Meal bir etüt kitabı olarak altı çizilerek sabırla, bütünlük, nüzul ortamı vb. kriterler gözetilerek değerlendirilmeli.
Benim tercih ettiğim ilk 10 meal şöyle:
Elmalılı Hamdi Yazır Meali- sadeleştirilmemiş orjinal hali
Muhammed Esed Kur’an Mesajı
Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an
Mustafa Öztürk Kuranı Kerim Meali Anlam Ve Yorum Merkezli Çeviri
Süleyman Ateş Kur’an’ı Kerim’in Yüce Meali
Diyanet Vakfı Meali
Süleymaniye Vakfı Meali
Hasan Tahsin Feyizli  Feyzü'l-Furkân Açıklamalı Kur'ân-ı Kerîm Meali
Erhan Aktaş Kerim Kur’an Meali
Tuncer Namlı Kur'an Aydınlığı Kronolojik Kur'an Meali
Ayrıca daha birçok meale karşılaştırmalı olarak http://www.kuranmeali.com/ adresinden herkes ulaşabilir.