Anna Lindh,Heiko Maas,Dominic Raab
İsveç Dışişleri Bakanı Anna Lindh Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab
TT

Barıştan sonra yükselecek olan Yemen

Yemen, Arap Baharı’nın ardından barış ve siyasi değişim yolunu takip ediyor gibiydi. Sivil toplum gelişmiş, kadınlar ve gençler de dahil olmak üzere tüm gruplardan Yemenliler, ülkenin geleceğini şekillendirmeye yönelmişti. 6 yıldır devam eden çatışmalardan sonra ise bugün bu umut parçalandı ya da neredeyse kayboldu. Nihayetinde Yemen çöküşün eşiğine geldi.
Şu an ayrıca Kovid-19 salgını da Yemen’deki kırılgan sağlık sistemine ağır bir yük olarak daha çok hayatı tehdit ediyor ve Yemen’i çöküşe daha da yaklaştırıyor. Londra Hijyen ve Tropik Tıp Okulu’na göre geçen hafta itibariyle Kovid-19 virüsüne yakalanan hasta sayısı 1 milyonu aşmış olabilir. Vaka sayısının da her 4- 5 günde bir iki katına çıkması muhtemel görünüyor.
Hepimiz, Yemen halkının acılarını hafifletmek için küresel b,r sorumluluğa sahibiz. Almanya, İsveç ve İngiltere dışişleri bakanları olarak biz, uluslararası toplumun Yemen’de barışın tesisine katkıda bulunabileceğine inandığımız vizyonumuzu ortaya koymak istiyoruz.
İlk olarak Yemen genelinde ateşkes ve siyasi çözüm, Kovid-19 salgınına karşı en iyi savunma yöntemi olmaya devam ediyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in tüm dünyadaki herkese kendilerini bu salgınla başa çıkmaya adama çağrısının ardından Suudi Arabistan önderliğindeki Koalisyon, tek taraflı ateşkes ilan etti. Ancak ne yazık ki Husiler benzer bir girişimde bulunmadı ve çatışmalar sürdü. Husiler geçen hafta sivil hedefler de dahil olmak üzere Suudi Arabistan’a balistik füze ateşledi ve sivillerin hayatını dikkatsizce tehlikeye attı. Siviller arasında acı ve ölüm devam ederken artık daha fazla gecikme için zaman kalmadı. Uluslararası toplum, şu an tüm aktörlere BM’nin ateşkes önerisini kabul etmeleri için baskı yapmalıdır. Bu ateşkes ise kadınların tam katılımını sağlayan siyasi bir sürecin başlangıcı olmalıdır.
İkinci olarak; insani yardımlar ihtiyaç sahibi tüm Yemenlilere ulaştırılmalıdır. Bunu gerçekleştirmek için BM’nin acilen daha fazla finansmana ihtiyacı vardır. Ülkelerimiz, geçtiğimiz günlerde BM’nin Yemen’deki insani yardım çalışmalarını desteklemek üzere 365 milyon dolar daha sağlama taahhüdünde bulundu. Diğer ülkeler de cömert bağışlar yapmak için acele etmelidir. Ayrıca insani yardım kuruluşlarının Yemen’de etkin bir şekilde faaliyet göstermesini önleyen tüm engelleri de ele almak zorundayız. Bu durum, özellikle de ülkenin Husilerin kontrolündeki kuzey bölgelerinde geçerlidir. Tüm Yemenli taraflar, yardımların geçişine ilişkin haksız sınırlamalarını kaldırmadıkça Kovid-19 pandemisine verilen yanıt başarı fırsatına sahip olmayacaktır.
Üçüncü olarak tarafları, sahil kenti Hudeyde’den çekilme çağrısı yapan Stockholm Anlaşması ve Riyad Anlaşması da dahil olmak üzere tüm anlaşmaları uygulamaya teşvik etmek zorundayız. Tarafların üzerinde mutabık kaldığı yükümlülükler uygun şekilde yerine getirilirse durum BM’nin kapsamlı barış sağlama çabalarını artıracaktır.
Dördüncü olarak; eğer Yemen Kovid-19 salgınından gerçekten kurtulacaksa kırılgan ekonomisi de hayatta kalmalıdır. Koronavirüsün dolaylı sonuçları, doğrudan verdiği etkiden daha şiddetli olabilir. Özel olarak Yemen’in ortakları, acil ekonomik reformların uygulanmasının yanı sıra başta sağlık personelleri olmak üzere kamu sektörü çalışanlarının maaşlarını ödeyebilmek için Yemen hükümetini desteklemelidirler.
Son olarak; tüm aktörlerin insan hakları hukuku da dahil uluslararası yasalara tam olarak saygı göstermesini bekliyoruz. Bu sert savaşta sivillerin korunmasını sağlamak, tüm tarafların görevidir. Bu görev aynı zamanda dini azınlıkların, kadınların, çocukların, gazetecilerin ve siyasi tutukluların korunmasını da içermektedir. Zira bu grupların tamamı çatışmalardan en çok etkilenenlerdir. Husileri Bahai mezhebinin takipçilerinin serbest bırakılmasıyla ilgili bildirilerini yerine getirmeye çağırıyoruz. İran’dan sağlanan silahlar da dahil Husilere yönelik silah sevkiyatı, BM’nin uyguladığı silah yasağının bir ihlalidir. Bu sevkiyat, çatışmanın süresini uzatabilir. Bunun sonlanması gerekiyor.
Çatışmayı sona erdirmek ve ülkedeki parçalanmış durumdan uzaklaşmak için bir anlaşmaya varıldıktan sonra yardım eli uzatmaya hazırız. Çatışmayı kişisel çıkarları için genişletmek isteyenlere karşı birleşmek, uluslararası toplumun görevidir. Güç paylaşımı, uzlaşı ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayalı bir anlaşma öngörüyoruz. Aramızdan ikimiz, Avrupa Birliği’nin (AB) üye ülkelerini temsil ediyor ve AB’nin Yemen’deki rolünü güçlendirmeye çalışıyoruz.
Bir barış anlaşmasına varıldıktan sonra kalkınan Yemen, bölgede yapıcı ve aktif bir rol oynamalı, yakın komşuları olan Suudi Arabistan ve Umman Sultanlığı’nın güvenliğine katkıda bulunmalıdır. Ülkelerimiz Yemen’in bölgesel güvenlik için olumlu bir güce dönüşmesine yardımcı olmaya hazır olacaktır.
Bugün Kovid-19 bulutlarının altında yatan Yemen büyük bir trajedi ile karşı karşıya. Yemen’de tam bir dönüşüm imkanı ortasında, halkı desteklemek için bir araya gelme zamanı gelmiştir. Kendisinden acı çeken, bölgesel ve uluslararası güvenliğe tehdit oluşturan bir ülke olarak bahsetmek yerine çatışmalarla parçalanmış diğer ülkeler için bir model ve farklı çıkarlara sahip bir bölgede güvenliği güçlendirmek için bir faktör olarak bahsedebiliriz. Bu insani ve stratejik hedeflere ulaşmak için Yemen ile çalışmaya ve onu desteklemeye hazırız.
İsveç Dışişleri Bakanı Anna Lindh
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas
İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab