Abdullah Raddadi
Suudi araştırmacı ve ekonomi uzmanı
TT

Facebook boykotu

Facebook nefret söylemi üzerine olan kışkırtıcı mesajların arka planından herhangi bir kar elde ediyor mu? Görünüşe göre bu fikir, geçtiğimiz haftalarda ırkçılıkla mücadele eden küresel dalganın gerisinde yayılıyor. Sosyal medya kullanıcıları #StopHateforProfit (Kâr için nefreti durdur) başlığıyla başlattıkları kampanya ile şimdiye kadarki en büyük boykot çağrısında bulundular. Bu kampanyanın fitilini ateşleyen şey Facebook CEO'su ve kurucusu Mark Zuckerberg'in ifadeleri oldu. Zuckerberg, düşünce ve ifade özgürlüğü dolayısıyla ABD Başkanı’nın paylaşımlarının silinmeyeceğini ifade ettiği sözleriyle şiddetli boykot kampanyalarından birine maruz kaldı.
Bu boykota yalnızca sitenin kullanıcıları değil, aynı zamanda Coca-Cola, Unilever, Starbucks ve LEGO gibi büyük uluslararası şirketlerde katıldı. Facebook'u boykot eden şirketlerin sayısı kampanyanın sürekli genişlemesi ve tüketicilerin şirketler üzerindeki sürekli baskısı ile daha da artabilir. Bazı şirketler boykot için bir ay gibi bir zaman aralığı belirlerken, diğer şirketler ise Facebook ‘nefret söyleminin yayılmasını önlemek için kararlı adımlar atana kadar’ bu boykotu devam ettireceklerini açıkladılar. Bu kampanyadan dolayı Facebook’un hisseleri yaklaşık yüzde bir oranında düştü ve şirketin piyasa değerinde bir milyar dolardan fazla kayıp yaşandı.
Facebook’un yıllık geliri 1 milyar doları aşıyor. Bu gelirlerin çoğu reklamlardan geliyor. Bundan dolayı çok fazla reklam veren şirketin bulunması sebebiyle boykot kampanyası yeterince etkili olmayabilir. Facebook aracılığıyla reklam veren şirketlerin sayısı dünya çapında milyonları aşıyor. Dolayısıyla bazı şirketlerin bu boykot kampanyasına katılması Facebook'u önemli ölçüde etkilemez. Uzmanlar, boykotun etkisinin şirketin bu yılki kârının yüzde 1'ini aşmayacağını tahmin ediyor. Bununla birlikte bir dizi soru ortaya çıkıyor. Facebook zarar görmeyecek bir durumda mı? Herhangi biri bir milyar kullanıcısı bulunan bir şirketin karşısında durabilir mi? Facebook geçtiğimiz yıllarda da bir dizi boykot kampanyasıyla karşı karşıya kaldı. Kampanyaların çoğunda kullanıcı bilgilerini sızdırmakla ve gizliliği ihlal etmek suçlandı. Ayrıca Facebook, ABD seçimlerini etkilemekle de itham edildi. Ancak tüm bunların hepsi şirketin kârını önemli ölçüde etkilemedi. Bilakis şirketin hisseleri hala en yüksek seviyede kalmaya devam etti. Şu anki boykot kampanyası -her ne kadar yaygınlık kazanmış olsa da- Batı dünyasıyla sınırlıdır. Çünkü boykot, Facebook'ta reklam yayınlamayı durdurmayacak birçok Asya ülkesine ulaşmayacak. Ulaşsa bile kültürel farklılık nedeniyle bu ülkeler boykotu umursamayabilirler.
Facebook, nefret içerikli paylaşımların büyük bir kısmını kaldırdığını iddia ediyor. Fakat kalan yüzdelik kısım çok hızlı bir şekilde yayılıyor. Reklam geliri artıyor. Nitekim şirket geliri reklam gösterimlerinin sayısına bağlıdır. Siyasi Haklar Derneği, Facebook’tan yapay zeka sistemleri kullanarak ortaya atılmış olan meseleleri incelemesini talep etti. Aynı zamanda ırkçılık ve nefret söylemiyle mücadele konusunda deneyim sahibi şirket yöneticilerinin atanması ve içeriklerin denetlenmesi için bağımsız medya denetim şirketi görevlendirilmesi çağrısında bulundu. Ancak geçen hafta sivil toplum kuruluşlarıyla düzenlenen toplantılar umut verici sonuçlar vermedi. Bu kuruluşların yetkilileri, talepleri karşısındaki umursamazlık dolayısıyla hayal kırıklığı yaşadıklarını dile getirdikleri açıklamalarda bulundular. Facebook, genellikle büyük ülkelerin hükümetleriyle çatışan sivil toplum kuruluşlarının taleplerini kabul etmeyebilecek bir seviyeye ulaşmış gibi görünüyor.
Irkçılığa karşı mücadele güzel bir mesajdır. Ancak bu boykotun zamanlaması şüphe uyandırmaktadır. Nitekim şu anda birçok şirket reklamlar için gerekli likiditeyi sağlama konusunda zorluk çekmektedir. Boykot bu şirketlere, ‘likidite eksikliği yaşadıkları bir zamanda reklamlara harcama yapmamaları’ için bir gerekçe veriyor. Bu durum bazı şirketlerin durumdan istifade ederek fırsatçılık yaptıkları izlenimini uyandırıyor. Kriz dönemlerinde ‘daha fazla pazar payı kazanmak için’ reklamlar daha önemli hale gelir. Bundan geri durmak şirketlerin satışlarında kayıplar yaşamasına sebep olabilir. Boykot bu şirketlerin hissedarlarının yararına mı oldu? Hissedarlar bu kararların alınması sürecine katıldılar mı? Şirketler bu boykota katılmakla birlikte önümüzdeki dönemde beklenen kayıplarını haklı çıkarmaya mı çalışıyorlar?