İskender şu mektubu yanıtladı:
Zülkarneyn’den kralların kralı olduğu, gökyüzü ordularının ondan korktuğu, tüm yeryüzü ehlinin onun nuru ile aydınlandığı iddiasında bulunanlara! Bu özelliklerdeki bir insana İskender gibi basit bir düşmandan korkmak yaraşır mı? Darius, Allah-û Teâlâ’nın yalnızca dilediği kimselere güç ve izzet verdiğini bilmiyor mu? Peki ya zayıf kullardan onun gibi Tanrı olduğunu iddia edenlerin gökyüzü ordularına terk edildiğini, Allah’ın gazabı ile karşı karşıya kaldığını, krallığının yerle bir edildiğini?
Sonra da onunla meydan muharebesine girmeye kararlı olduğunu söylüyor:
“Sana gücünle gurur duyduğundan bahsettiğin mektubun ile birlikte bir kırbaç, altın dolu bir sandık ve susam yüklü bir eşek gönderdim. Kırbaç; sizi cezalandıracağım, sizin hükümdarınız, hocanız ve rehberiniz olacağım anlamına geliyor. Bazıları sizin hazinenizden olan altın dolu sandık ise zaten tüm varlığınızın bizim elimize geçeceğinize işaret ediyor. Geniş hükümdarlığın seni baştan çıkardığını söyleyerek haddi aşıyorum. Büyüklenmiş, böbürlenmiş, bu toprakların efendisi olduğunu iddia etmişsin. Ben ise yalnızca ilahi yardıma güveniyorum. Hiç şüphem yok ki, sana güç veren yaratandır. Damarlarındaki kibri cezalandıracak, beni sana üstün kılacak olan da O’dur. Her şey bir yana, sırtımı yalnızca yaratana yaslıyorum.”
Annesi hastalanan İskender, bu nedenle Makedonya’ya dönmek zorunda kalır. Annesi iyileşip geri döndüğünde ise aralarında savaş başlar. Tarihçi Mirhand ise savaşı şöyle anlatır:
“İki ordu sanki gürültülü birer denizlermişçesine hareket etti. Sanki demirden birer dağlarmışçasına çarpıştılar. Meydanda olup bitenler, adeta havayı kararttı. Gökyüzü yarıldı… Kılıçların ucunda, yağmur yağıyormuşçasına kan vardı. Tüm araziyi cesetler kapladı. İskender galip gelince kaçan Darius ise Fırat Nehri’ni aşarak burada öncekinden daha büyük bir ordu topladı. İskender’e barış teklifi göndererek bu uğurda mülkiyetinin yarısından feragat etti. İskender ise önderlerinin nasihatine karşı çıkarak bu teklifi reddetti.”
Milattan önce 21 Eylül 331 tarihinde, İskender tarafından yönetilen Makedon orduları ay tutulduğu sırada Fırat'ı geçti. Persler ve Yunanlar Erbil’de yeniden karşılaştı. Böylece aralarında tarihin en öldürücü savaşlarından biri patlak verdi. Savaşı kazanan İskender o sırada dünyanın bilinen en büyük topraklarında mutlak otorite sahibi oldu. Henüz 25 yaşını doldurmamıştı.
Savaş alanından kaçan Darius daha sonra yardımcılarından biri tarafından öldürüldü. Orta Asya’da ilerlemeye devam eden İskender ise 323 yılında, henüz 30 yaşında yaşamını yitirerek saltanatını geride kalanların birbirleriyle çekişmelerine terk etti.
TT
Bir diğer unutulmayan mektuplar: ‘Gökyüzü orduları’
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة