Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Macron’un tüm Lübnanlılara attığı başlangıç tweeti

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Salı günü, Büyük Lübnan Devleti’nin kuruluşu kutlamalarına katılacak.
Lübnan 1943'te bağımsız olmadan önce Fransa 1920’de Büyük Lübnan Devleti’ni kurmuştu.
İşte Macron bu tarihi günün 100’üncü yıl dönümünü kutlamak için 1 Eylül’de Lübnan’ı resmi ziyaret gerçekleştireceğini açıkladı.
Devlete “Büyük” sıfatı verilmişti; zirâ bugünkü Lübnan tarihi Cebel-i Lübnan’ın yerini almış, Akdeniz sahil bölgesi ile dağlık iç bölge (Cebel-i Lübnan) arasındaki bağlantı sağlanmış, yaşayabilir ve sürdürülebilir bir devlet kurulmuştu.
Dünya ile arasında bağ olan bir limanı, onu 1916’da patlak verip Lübnan nüfusunun yarısının ölümüne neden olan kıtlıktan koruyan Bekaa Vadisi olan bir devletti bu.
Bu sembolik ziyarete efsane sanatçı Feyruz ziyareti ile başlayacak olan Macron, liman patlaması sonrasındaki ilk ziyaretinde yaptığı konuşmayı da Feyruz’un “Seviyorum seni Lübnan. Ey vatanım, seni seviyorum” başlıklı şarkı sözleriyle bitirmişti.
Peki ziyaret niçin Feyruz’la başlıyor?
Zirâ Feyruz, Lübnan birliğinin bugünkü tek sembolüdür.
Fransa Dışişleri Bakanı’nın da dediği gibi; Başkanlıklar, kurum ve partiler ise ülkenin paramparça bir şekilde ölümün eşiğine gelmesini simgeler.
Feyruz haricinde bir başka husus üzerine fikir birliği, Lübnanlılar arasında 100 yıldır mevcut değil.
Nitekim Feyruz, şarkılarını hem Mekke, hem Bilad’uş Şam, hem de Kudüs için söylemiştir.
Filistinlilere uzun yıllar önce “Bir gün evimize geri döneceğiz. Ne zaman olursa olsun döneceğiz” diyen de odur.
Feyruz, ülke olmakta aciz kalan Lübnan’dan çok daha Lübnan’dır. Öyle ki; mezhepler, partiler, husumetler ve önemsiz bir çok ihtilafın da üzerindedir.
Şarkılarını halkına adamış, bilhassa şahıslara şarkı söylemeyi reddetmiştir.
Çektiği acı ve kederlerini, Salih Abdulhay’ın şaheserinde kendini bulana dek menekşeler gibi saklamıştır.
Hiçbir şaheser, “Menekşe neşeliyken, sen niçin hüzünlenen bir çiçeksin?” sözlerinin geçtiği bu şaheser kadar etkilememiştir onu.
Lübnan ise Arapların diğer medeniyetler ve birbirleri ile buluştuğu noktadır sadece.
Yalnızlığı, kapladığı yerin boyutuyla ilgili olmadığı gibi, taşıdığı önem de barındırdığı nüfusta değildir. Çok renkliliğinde, çeşitliliğinde, diyaloglarındadır.
Ancak Lübnan’ın şuan silinip giden yüzü olan tüm bunların yerini, iflas ve çöküşün eşiğinde yozlaşmış bir devlet, şiddet yanlısı dinci söylemler, ölümüne yol açacak boyut ve türde bir başka patlamadan çekinen ruhen ve bedenen yaralı bir başkent almıştır. 
Macron’un ziyaretine Feyruz ile başlaması bir mesaj.
Öyle bir mesaj ki Lübnan'ın bir ülke olarak dokunulmazlığını ortadan kaldıran, onu müreffeh bir ülkeden fakir bir ülkeye, Arap milliyetçiliği ve bütünsel Arap öncülüğünden Tahran’ın ideolojisi ve siyasi saldırganlığını yayan bir İran üssüne dönüştüren siyasi elitlere yönelik yazısız ama okunaklı bir mesaj...
Macron, Lübnan siyasi elitlerini ülkelerini harap etmeyi bırakmaya ikna etmeye çalışmak için, tüm partilere “Biraz rahat bırakın da Lübnan yaşasın” demek için Lübnan'a geliyor.
Yani bu kayıtsızlar zümresine sığ veya yüzeysel bir siyasi dilde değil de bir devlet adamı diliyle hitap edecek.
Partiler bu hitabı ne dinleyecek ne de duyacaklar...
Macron ise Feyruz ile tanışmanın keyfine varacak.