Tevfik Seyf
Suudi yazar ve düşünür
TT

Ulusal gün: Bir şehrin hikayesi

Dostum Profesör Ferhan eş-Şemri’de, geçmişi inkar etmeyerek ve utanmayarak bir yeniliğe doğru emin adımlarla ilerleyen yeni Suudi Arabistan’a sadık bir örnek görüyorum. Ferhan her gün farklı bölgelerden Suudilerle ve dünyanın neredeyse her ülkesinden gelen gurbetçilerle iş yaptığı sanayi şehri Cubail’de yaşıyor. Burada geçmişteki meşguliyeti olan koyunları değil; aksine fabrikaları, motorları ve modern teknolojinin tezahürlerini görüyor.
Her gün gördüğü çeşitli insanlar onu böyle bir şehirdeki yerini düşünmeye davet ediyor. Her gün işittiği motorlar ise böyle bir ekonomik model üzerinde düşünmeye onu çağırıyor. Onu ilk gördüğünüzde, uzun beyaz çenesi dikkatinizi çeker. Ona bakan herhangi biri bunun, ataların geleneklerine, örf ve adetlerine bağlılığın bir işareti olduğunu düşünür. Gerçek şu ki bedevi-şehirli ve aydın-geleneğe bağlı olduğu için karmaşık bir kimlik taşıyor. Ancak bununla birlikte modernizme daha yakın bir bağlamda yaşıyor ve düşünüyor.
Çölün kenarındaki köyünde yaşadığı anıları hiç unutmadı. Ancak köyde hüküm süren yaşam tarzına da geri dönmek istemiyor. Şu andan itibaren kimliğini yeniden şekillendiriyor. Yaşamaya devam etmek istediği şehirden başlayarak geleceği, yani bir sonraki hali hakkında düşünüyor. Bununla birlikte böyle bir kararın, ister istemez geçici veya kalıcı olarak kırsal ve çöle ait olan yönünün marjinalleşmesine yol açacağını biliyor.
Köy, çöl ve şehir, coğrafi birtakım ifadeler ya da harita üzerindeki yerler olmaktan çok daha fazlasıdır. Bunlar, farklı kültürlerin ve sosyal sistemlerin bir ifadesidir. Muhtemelen bazı okuyucular merhum Dr. Muhammed Şahrur’un şehir ve köy arasındaki fark hakkındaki derinlikli düşüncelerini hatırlayacaktır. Bu tasvirin özünde köyün tek kültürlü bir topluluk olduğu, buradaki ilişkiler sisteminin dikey olduğu ve nadiren yenilenen değerlere sahip olduğu yer alır. Şehir ise bunun aksine kültürel, sosyal ve bir değerler çeşitliliğine ev sahipliği yapar. Köydeki herhangi bir birey sahip olduğu toplum kimliğini doğumundan ölümüne kadar taşır. Şehirde ise sakinlerinin kimlikleri sosyal ve ekonomik konumlarındaki değişimden kaynaklanan durumlardan ötürü defalarca yeniden şekillenir.
Çölün eteklerinde doğan Ferhan, Cubail’de yaşayan Ferhan değildir. Şehir, bir tanıma ve kendi kendine meydan okuma yeridir. İletişim, kimlikle ilgili sorunların ve krizlerin kendiliğinden çözünmesine sebep olur. Bir toplantıda insanlar arasında şahit olduğumuz karşılıklı saygı ve takdir, gözden kaçırılamayacak bir insani gerçekliği teyit eder:
“İnsanlar buluşup konuştuklarında, yüzde 90 aralarındaki farklılıkların nedenlerini anlayacaklardır. Bu görüşmelerin yüzde 50'sinde -her ne kadar kişiler kendi kültürel farklılıklarını korusalar da- sevgi dolu arkadaşlıklar kurulacaktır.”
Suudi Arabistan, yavaş yavaş köy hayatını terk eden bir topluluğun çeşitliliğini kutluyor. Geçmişe saygı duyuyor ama ona saplanıp kalmıyor. Bu toplum, kendini yeniden keşfediyor ve geleceğini korkusuzca inşa etmeye kararlı görünüyor. Her yıl ulusal gün gelip çattığında, kendimizi ve ülkemizi daima yeniden keşfetmemiz gerektiğini hatırlıyoruz. Yani bugünümüzü arzuladığımız geleceğe bağlayacak yeni bağlar keşfetmeye çalışıyoruz. İşte ulusal günü kutlamanın anlamı ve hikayesi budur.