Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Güvenilir dev

Dünya endişeli ve üzgünken G20 ilk kez bir Arap başkentinde gerçekleştirildi. Salgın tehdidi, hiçbir ülkeyi ve hiçbir siyasi kampı bir diğerinden ayırmıyor. Ancak dünya her durumda bölünmüş durumda. Bir yanda kendisini tüm insanlığın hizmetine adayan bir grup, diğer yanda ise savaş çıkarma, halkını ve başka ülkelerin halklarını dağıtmaya çalışan, başkalarının güvenlik ve huzurunu ihlal ederek yaşayan başka bir azınlık.
Zirveye ev sahipliği yapan bu güzel dev, 19 yaşında Riyad Vali Vekili, 20 yaşında da vali olarak mesuliyet ve umran dünyasına girdiğinden beri dünya liderlerinin bulunduğu tarafta yer aldı. Ev sahibi ülke zirvede ortaklarına, siyaset, ekonomi ve işbirliği bünyesinde toplayan bir çözüm modeli sundu. Bu model olmaksızın dünyanın çözüme kavuşması pek mümkün görünmüyor. Oluşumların saçıldığı halkının da dağıldığı bir bölgede her türlü salgına mücadele edecek güçlü bir destekçi rolü oynuyor.
Riyad’dan bakınca dünya özellikle de Arap dünyası ikiye bölünmüş göründü. Birinci kısımdakiler bir hukuk devletinde yaşıyor. Diğer kısımdakiler ise kanuna karşı geliyor ve çevresindekilerin güvenliğiyle alay ediyor. Başka ülkelerin halk ve topraklarına saldırıyor. Halkını yoksulluk ve kıtlık yaşadıkları bir ekonomi içinde terk edip kamplarda füze yapımında yetkinleşiyorlar.
Emperyalizme karşı zafer konuşmaları devam ederken, dünyanın en zengin ülkelerinden bazılarında insanlar yoksulluk içinde yaşıyor. Bu ülkeler zincir İran’dan Venezuela, Irak, Suriye ve Libya’ya kadar uzanıyor. Bu gruptaki bir ülke mülteci sayısıyla ön plana çıkıyor. Buna karşılık diğer kısımdakiler, gerçeklik, açıklık ve işbirliğiyle ülkelerini ve halklarını daha güven verici, istikrarlı ve ilerici, ortaçağ türünden daha az ırkçı, kibirli ve maceracı, daha iyi bir dünyaya doğru itmeye çalışıyor.
Her iki kısım da hata kabul etmiyor: Biri, daha iyi bir dünya inşa etmeye katkıda bulunuyor. Diğeri, hala bir saldırganlık ve komplo çağında yaşıyor. Vatandaşlarının belini tarih boyunca ulusları yok eden fikirlerin sonuçlarıyla büküyor.
Ne Riyad'da gerçekleştirilen G20 zirvesi ne Suudi Arabistan’ın gruptaki tek Arap ülkesi olması ne de küresel işbirliği ve başarının sembollerinin Mekke çevresinde toplanması tabii ki geçilip gidilecek bir olay değil. Krallık, grup üyeliğini iki özelliğiyle hak etti: Geçmiş başarı ve gelecek vizyonu. Petrole gelince, o artık bir standart değil. İran, petrol üreten 90 ülke arasında beşinci ve Venezuela on birinci sırada yer alıyor. İki ülkedeki yaşam koşullarının yakın zamanda uygulanmaya başlanan yaptırımlarla hiçbir ilgisi yok. Olanlar, bu dünyada artık yeri olmayan romantik başarısızlıklar ve modası geçmiş ekonomik teorilerin birikimidir.
Bu dünya; gençlik, düşünce ve gelecek vizyonu üzerine kurulu, büyüme, gelişme ve hayatta kalma yeteneğine sahiptir. İran ve diğer yerlerde salgından etkilenen kişiler, Babu’l Mendeb ve kamplarında bulunan Suriyeli muhalifleri hedef alan tehditler değil, tedavi istediler. Suriyeli muhalifler, paralı asker olmak değil, çözüm istediler.
Her şey aynı. Riyad zirvesinin yaptığı tek şey, dünyaya gerçeklerini ve sabitlerini doğrulamak ve İslam ruhuna sahip, Arap mirası konusunda güvenilir bu devin bunları yeniden dile getirmesi oldu.