Tevfik Seyf
Suudi yazar ve düşünür
TT

Yeni yılı beklerken

Yılın son haftası dünya çapında bir mutluluk ve sevinç haftasıdır. Hıristiyanlar Hz. İsa'nın doğumunu, diğerleri yeni yılı kutlarlar. İnsanların geri kalanı ise bu küresel çaptaki festivali keyifle izlerler. Ben ise bu münasebetle şu eski tartışmayla meşgul olan küçük azınlık içerisinde yer alanlardan biriyim: Noel ve Hıristiyanların mutluluğa vesile kıldıkları diğer günlerde onları tebrik etmek caiz midir?
Önümüzdeki hafta birisinin size bu eski meseleyi hatırlatacağından eminim. Zira bu her yılın sonunda tekrarladığımız bir alışkanlıktır. Bununla birlikte son yarım yüzyılda daha da önemli bir hale gelmiştir. Öyle ki içimizden birileri, bu günlerde Hıristiyan komşuları ile aralarındaki sınırları yeniden teyit etmek dışında seleflerimizin meşgul olduğu herhangi bir şeyin olmadığını zannetmeye başladılar. Bu yazımın sebebine gelince, sevgili okurlarımı, neredeyse din haline gelen siyasi çatışmalarla daha da kökleşen bu alışkanlıktan vazgeçmeye davet etmek istiyorum.
Ademoğulları arasındaki ilişkinin hiçbir şekilde dini bir mesele olmadığı doğrudur. Daha ziyade mesele, her akıl sahibinin kavradığı basit bir ahlaki meseledir. Allah’ın insanları birbirlerini tanımaları ve iyilikle bir arada yaşamaları için yarattığını fıtraten biliyoruz. Dini, ırkı veya rengi ne olursa olsun komşunuza karşı hoşgörülü olmanız ve ona iyi davranmanız en güzel olandır. Eğer ki sizin düşmanınızsa yapmanız gereken onunla çatışmayı önlemek için uzaklaşmaktır. Aklın emrettiği şey bu olduğu gibi akıllı kimseler de böyle davranırlar. Mesele olabildiğince açık olduğundan dolayı bu meselede şeri bir hükme müracaat etmeye gerek yoktur. Ayrıca yasa koyucunun bu konuda bağlılığı ya da yasaklamayı emreden bir kanun koyması fuzuli bir iş olurdu ve şayet aklın hükmüne muhalif bir durum söz konusu olsaydı akıllı kişiler, aklı kendilerine karşı bir hüccet kılan yaratıcıdan böyle bir hükmün çıktığını inkâr ederlerdi.
Bu konuyu daha önce gündeme getirmiştim ve sevgili bir okuyucu bana şu soruyu sormuştu: Mademki mesele bu kadar açık o zaman neden içimizden birçok kişi buna karşı bir araya geliyor? O gün, bu tuhaf düşünceye sahip olanların dünyada azınlıkta olduğunu söylemiştim. Ayrıca duygusal paylaşım, insanlar arasındaki yaratılışın bir parçasıdır. Bundan dolayı bir kişinin tanımasa bile başkalarının yüzlerinde neşe veya üzüntü gördüğünde kendiliğinden tepki verdiğini görürsünüz. Başkalarının üzüntülerine sevinmek ya da sevinçleri karşısında üzüntü duymak tüm akıllı insanların nazarında ahlaksızlığın bir göstergesidir. Çünkü bu fıtrata ve iyi doğaya aykırıdır. Bana göre başkalarının dini yahut dünyevi sevinçlerine katılma eğilimini kınama, merkezinde galip olandan etkilenme korkusunun bulunduğu daha geniş bir duygunun parçasıdır.
Sözün özü, Noel'de Hıristiyanları ya da yeni yılda insanları tebrik etmek ve onlara mutluluklar dilemek şeri bir mesele değildir. Bunun şeriatla hiçbir ilgisi yoktur ki bunun caiz veya helal olduğunu söyleyelim. Bundan dolayı bu konu bir fakihin görüşüne müracaat edilecek şeylerden değildir. Bir fakihin bu konuda kendisine sorulan soruya verdiği cevabın da hiçbir bağlılığı yoktur, bilakis bu genel bir konu hakkında serdedilmiş bir görüşten ibarettir. Ben başkalarının sevinçlerine ortak olmanın dünya genelinde barış ve mutluluğu yayacağına inanıyorum. Bu nedenle tüm değerli okurlarımı gayrimüslim tanıdıklarını tebrik etmeye ve sağduyu ile uyuşmayan bu alışkanlıktan vazgeçmeye davet ediyorum.