Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Süveyş Kanalı’nın “tesadüfen” kapanması… Peki ya Babülmendep?

Hayati önem taşıyan Süveyş Kanalı’nda Panama bandıralı dev bir konteyner gemisi rotasından saptı ve büyük gövdesi, 224 bin tona ulaşan muazzam yüküyle küresel su yolunu tıkadı. Küresel ticaret hareketinde küçük ama hatırı sayılır bir “pıhtı” oluşturdu.
Su yolunun kapanması petrol fiyatlarını etkiledi. Süveyş Kanalı ile ilgilenen heyetteki yetkililer yolu açmaya ve bu dev ticari gemiyi hareket ettirmeye çalışıyor. Bunu en nihayetinde başaracaklardır da. Bu "kaza", daha büyük bir hikayeye ışık tutuyor. Ya terörist çeteler ve yabancı ülkelerin ajanları, kanalı kontrol ederek ya da sadece tehdit ederek dünyaya şantaj yapsalardı?!
Kudretli Mısır devletinin gücü, sağlamlığı ve köklü geçmişi göz önüne alındığında Süveyş Kanalı'nda böyle bir şeyin olması düşünülemez. Peki ya Kızıldeniz’in güney tarafında bulunan Süveyş Kanalı’nın kardeşine ne demeli?
Babülmendep Boğazı, Süveyş Kanalı'nın ikizidir. Bu yüzden Süveyş Kanalı'nı etkileyen herhangi bir karışıklık veya kaza, Kızıldeniz'in güneyindeki Babülmendep Boğazı’nın girişini de etkiliyor. Arap Yarımadası ve denizlerindeki hayati boğazlar üçgenini tamamlayan üçüncü boğaz da Arap Körfezi girişindeki Hürmüz Boğazı’dır.
Süveyş Kanalı eski bir rüyadır. Tarihçiler bu fikrin ilk ne zaman ortaya atıldığı hakkında hemfikir değil. Ancak kesin olan bir şey var; o da Süveyş Kanalı’nın küresel çapta deniz trafiğine açılması, Alevi hanedanlığı döneminde -tam olarak büyük Hidiv İsmail döneminde- gerçekleşen bir Mısır başarısıdır.
Mısır, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi döneminde Süveyş Kanalı’nı eşi görülmemiş bir şekilde genişletmeyi ve geliştirmeyi başardı. Öyle ki bazıları onu yeni Süveyş Kanalı olarak tanımladı.
Kanal, küresel deniz ticareti için önemli bir arter. Toplam dünya ticaret trafiğinin yüzde 8,3’ü ve toplam küresel ticari emtia hareketinin yaklaşık yüzde 25’i buradan geçiyor. Süveyş Kanalı bu günlerde deniz trafiğini engelleyen Panama bandıralı dev gemi de dahil olmak üzere, Asya ve Avrupa arasında deniz üzerinden yapılan konteyner ticaretini kontrol ediyor.
Suudi Arabistanlı yetkililer 2018 yılının ağustos ayında, İran destekli Husilerin Suudi Arabistan’a ait bir petrol tankerine düzenlediği saldırı yüzünden meydana gelen 10 günlük bir kesintinin ardından Babülmendep Boğazı üzerinden yapılan petrol ihracatının yeniden başladığını duyurmuştu. Yaşanan kesinti o dönemde petrol fiyatlarının yükselmesine sebep olmuştu.
İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) ajanlarının 2019 yılının mayıs ayında Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) oluşturan emirliklerden Füceyre sularında ticari gemilere yaptığı saldırıları da hatırlıyoruz. Geri kalan detaylar malum.
ABD Enerji Enformasyon İdaresi'nin (EIA) 2014 yılında yayınladığı verilere göre, dünyanın en önemli deniz yollarından biri olan Babülmendep Boğazı, toplam küresel petrol ticaretinde günlük ortalama 4,7 milyon varile yakın ham petrol geçişine tanık oluyor.
Panama bandıralı geminin Süveyş Kanalı’ndaki bu tesadüfi kazasının ardından bu hatırlatmaların ve uyarıların yapılmasının amacı şu: Yemen’deki Babülmendep Boğazı, Arap Körfezi’ndeki Hürmüz Boğazı, Aden Körfezi ve Umman Körfezi’nde deniz mayınları ve patlayıcı yüklü teknelerle “kasıtlı” yapılan saldırılar ne olacak?!
DMO’nun dünyaya şantaj yapmak amacıyla haydutluk yapmasını sağlayan, daha büyük bir menfaat ve yaklaşım var mı? Evet. Sadece Suudi Arabistan, Mısır veya BAE değil, tüm dünya bu eylemleri Birleşmiş Milletler (BM), Berlin, Londra, Washington ve Paris’in “küçük çaplı” endişe açıklamaları yaparak karşı çıkmasıyla yetinecek kadar normal bir hale getiriyor!