İmil Emin
Mısırlı yazar
TT

Ramazan'da Biden ve Arap Amerikalılar

ABD Başkanı Joe Biden, uzlaştırıcı, anlamlı ve önemli bir jestle, birkaç yıl önce rahatsız edici bir süreç yaşayan ve açıkça baskıya maruz kalan ABD’deki Arap ve İslam toplumuna bir mesaj gönderdi.
Başkan Biden bu konuşmayı, birçok kişinin yaşamlarında Allah’ın varlığına ilişkin farkındalığını artırmaya, inançlarının kendilerine bildirdiği başkalarına hizmet etme yükümlülüklerini yeniden teyit etmeye, sağlık, esenlik ve hayatın kendisi gibi (Biden'ın sözleriyle) sahip oldukları nimetler için minnettarlıklarını ifade etmeye odaklandıkları kutsal Ramazan Ayı’nın başlangıcı vesilesiyle yaptı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Biden’ın konuşmasından önce, nisan başlarında, bu ayın ABD’deki “Arap mirasını” kutlama ayı olarak tahsis edileceğini duyurdu.
Bu, rakip ve çatışan kimlikler temelinde ABD’nin dağılması çağrısı yapan ırkçı hareketler ve Jacksoncı sağcı dalgalara karşı bir Amerikan uyanışı mı?
Şüphesiz öyle. Ramazan’ın denk geldiği nisan ayını Arap mirasına tahsis etme ve kendisine önem verme fikri, özellikle Başkan Biden’ın başkanlığında Araplar ve Müslümanlar için farklı bir vizyon benimsenmesi bağlamında geliyor olabilir. ABD’deki Arap ve Müslüman toplumun, bilhassa tarihe dayalı Amerikan varlığına kaynaşma ruhunu güçlendiren, insani ve duygusal zenginliği içeren çeşitli kültür ve gelenekleri temsil eden yaklaşık 3 buçuk milyon kişiden oluştuğu da göz önünde bulundurulmalı.
Bir Arap Amerikalının duyabileceği en iyi ve güzel sözlerden biri; Arap kökenli Amerikalıların bu ulusun yapısının ayrılmaz bir parçası oldukları, her alanda ve meslekte kendisine katkıda bulunduklarıdır. Gerçekten de birçoğu dışişleri bakanlığı gibi önde gelen Amerikan kurumlarında hizmet veriyor.
Arap kökenli Amerikalılar ABD’ye çok erken bir zamanda, bazıları 19’uncu yüzyılın sonlarında bazıları da 20’inci yüzyılın başlarında geldiler. Finans ve ticaret alanlarında oldukça başarılı oldular ve aralarından tıp ile astronomi alanında birçok yetenek çıktı. Son zamanlarda da Arap ve Müslüman toplumu çevrelerinden yeni ABD Kongresi üyelerinin ortaya çıkması ile sonuçlanan bir uyanışa tanık oluyoruz. Bu kişiler küçük ve önemsiz sayılamayacak, köken olarak kendileri de göçmen olan diğer ABD’li meslektaşları kadar etkin ve verimli bir katılım gösteriyorlar.
Arkansas, Michigan, New York ve Kuzey Carolina gibi bazı eyaletlerin bu tür kutlamalar yapması geçtiğimiz yıllarda bir gelenekti. Ancak bu yıl, Arap kültürüne ve mirasına açılma fikrini yeniden canlandırmak için tüm ülkende bu doğrultuda adım atılması çok iyi bir fikir gibi görünüyor. Hatta Amerikan toplumunu gururlandıracak bir tür temiz nefes sayılıyor. Bu, ABD toplumuna çevresinde neler olup bittiğini göstermek, insanları bilgilendirmek ve son 20 yılda  özellikle Arap Müslümanlara karşı dayatılan klişeleri ortadan kaldırmak için bir fırsat olacak.
ABD'deki Müslümanların çoğunun diğer azınlık gruplarının karşılaştıklarına benzer çeşitli zorluklarla yüz yüze geldikleri bir sır değil.
Ancak Müslümanlar bunun yanı sıra İslam'ın iman ve vicdan karakteriyle ilgili zorluklarla ve fırsatlarla da karşı karşıyalar. İslami inanç ve uygulamaları, Müslümanların birey ve grup olarak Amerikan toplumunun koşullarına tepki verme şeklini biçimlendiren özel yükümlülükler ve sorumluluklar içeriyor.
İnsanlar genellikle ABD'deki farklı ve azınlık olan grupların karşılaştığı Amerikan sorunlarını incelerken, bu kesimlerin kendilerine has özelliklerinin de önemli olduğunu gözardı ediyorlar. ABD'deki Müslümanların yaşamlarının Amerikan meselelerine ek olarak önemli İslami konular da içerdiği gerçeğinden habersizler.
Gerçek şu ki Başkan Biden’ın Ramazan vesilesiyle yaptığı konuşma, birçok konuyu açıklığa kavuşturdu. Beyaz Saray’ın efendisi, kuruluşundan itibaren Amerikalı Müslümanların ülkeyi etkilediğini itiraf etti ve onları inşa edilmesine yardımcı oldukları ABD gibi renkli ve canlı olarak tanımladı.
Biden, Amerikalı Müslümanların bugün Amerikalılar arasında yeni tip Kovid-19 virüsüyle mücadele çabalarına öncülük ettiklerini, aşının geliştirilmesi alanında ve ön saflarda görev yapan sağlık çalışanları olarak öncü bir rol oynadıklarını kabul etti. İş ve finans dünyasında Arap Amerikalıların başarıları emin adımlarla ilerliyor. Girişimci ve işveren olarak iş fırsatları yaratıyorlar. İlk müdahale ekiplerinde hayatlarını riske atıyorlar. Amerikan okullarında ders veriyorlar ve ülkenin çeşitli yerlerinde seçkin çalışanlar olarak hizmet ediyorlar. Nitekim, ırksal eşitlik ve sosyal adalet için süregelen mücadelede de öncüler.
Daha önce hiçbir Amerikan başkanının, Başkan Biden'ın yaptığı gibi böyle bir gerçeği dile getirip kabul etmediğini kesin bir şekilde söyleyebiliriz. Bu nedenle konuşması ABD içinde ve coğrafi olarak uzak ama üzerinde uzun uzun düşünmeye teşvik eden Amerikan imparatorluğunda olup bitenlere küresel olarak yakın olan Arap dünyasında şüphesiz beğeni ve takdirle karşılandı.
Başkan Biden’ın konuşmasındaki en samimi itiraf, Amerikalı Müslümanların şu ya da bu şekilde halen zorbalığın, hoşgörüsüzlüğün ve nefret suçlarının hedefi olduğuydu. Burada bazıları ırkçılığın yeniden yalnızca Arap veya Müslüman Amerikalıları değil, tüm Amerikalıları hedef almaya başladığını iddia edebilir. Bu iddiaya, sayısal azınlıkların genel olarak iki kat bedel ödedikleri ile karşılık verebiliriz. Özellikle de ABD’de belki de birçokları için anlaşılmaz bir inanç düzenine sahip, günde 5 vakit namaz kılan ve 1 ay boyunca oruç tutun Müslümanlar gibi farklı bir dogmatik renk söz konusu olduğunda.
Biden, bu tür eylemlerin yanlış ve kabul edilemez olduğuna, durdurulması gerektiğine ve ABD’de kimsenin inancını ifade etme korkusuyla yaşamaması gerektiğine inanıyor. Yönetiminin, tüm insanların haklarını ve güvenliğini korumak için yorulmadan çalışacağını vurguluyor. Bu her halükarda minnettar olunacak bir şey.  
Bununla birlikte bir kök ve köprü olarak Arap Amerikalıların da sorumlulukları var. Onlar da geçmişe dair ebedi bir miras görüntüsü sunan, utanç ve korku duymadan bugünün ihtişamının yaratılmasına katkıda bulunan zarif ve parlak bir ayna olmalılar.
Hayırlı Ramazanlar…