Cibril Ubeydi
Libyalı araştırmacı yazar
TT

Libya: Birlik hükümeti mi yoksa dominant hükümet mi?

Libya Ulusal Birlik Hükümeti’nin kurulmasının üzerinden 100 gün geçtikten sonra Libya sokaklarına hayal kırıklığı hâkim oldu. Zira Libya Başbakanı, Libya’nın doğusuyla temasa geçmede zayıf bir performans sergileyerek, oyalanma ve aldırmama politikası izledi. Özellikle de Libya topraklarının tamamını ve Sirenayka (Barka) gibi önemli ve büyük bir bölümü ziyaret etmedi. Bu da ulusal birliği isteyen Libya sokaklarında açıkçası sızlanmalara yol açtı.
Bugün Libyalılar çoğunlukla “milli birlik” adını taşıyan hükümeti tanımlama konusunda kafa karışıklığı yaşarken hükümetin davranışları, diğer tarafa karşı bir tarafın destekçisi olarak niteleniyor. Zira hükümet, Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı'nın Doğu'ya yaptığı ziyaret ve ordu komutanlığıyla görüşme dışında ilk 100 gün boyunca Libya ordusunun liderleriyle iletişime geçmeyi göz ardı etti. Nitekim bazıları yapılan bu ziyareti, herhangi bir etkisi olmaksızın “toplumsal mahcubiyet ziyareti” olarak değerlendirdi.
Ulusal Birlik Hükümeti, sahada meşruiyeti ve yönetimi paylaşan iki hükümetin (doğuda geçici hükümet, batıda ise ulusal mutabakat hükümeti) uzantısı olmalıdır. Zira Cenevre Anlaşması, Tunus mutabakatları ve Ulusal Birlik Hükümeti’ni ortaya çıkaran diyalog kurulu, ülke yönetiminde çekişmeli iki hükümetin miraslarının ve iktidarın paylaşılması maddesini içeriyor. Fakat başbakanın davranışları ve açıklamaları, kışkırtıcı olarak nitelendirildi. Daha sonra yanlış ifade kullandığını söyleyerek, ülkenin Bingazi’ye geri döneceğini belirtse de özellikle Libya’nın doğusundan kaçan radikal gruplarla düzenlediği toplantıda sarf ettiği şu söz kışkırtıcıydı: “Bingazi şehri, ülkenin kucağına geri dönecek.”
Sözlerin ve açıklamaların doğaçlama değil de aksine fitne ve hassasiyetlerden kaçınmak için dikkatli bir şekilde seçilmiş olması gerekir.
Libya sokakları, Ulusal Birlik Hükümeti’nin kurulması konusunda iyimserdi. Fakat hükümetin tek taraflı hareket etmesi, çatışan tarafların birinin yanında yer alması ve diğer tarafı tamamen görmezden gelmesi, hükümete karşı nefret ve hayret hissinin ortaya çıkmasına neden oldu.
Savaş, çatışma, tehcir ve göç yıllarının ardından Libya, gerçekten kapsamlı ve ulusal bir uzlaşmaya ihtiyaç duyuyor. Bu, Ulusal Birlik Hükümeti’nin öncelikli görevleri arasındadır. Ulusal Birlik Hükümeti, bu konuda bir arpa boyu yol alamadı. Yine iki taraftan tehcir edilenlerin ve göç edenlerin geri dönmesini sağlamak da Ulusal Birlik Hükümeti’nin görevlerinden birisidir. Ulusal Birlik Hükümeti, milis hakimiyetinin yanı sıra bu konuda da herhangi bir ilerleme kaydedememiştir. Paralı askerlerin ve yabancı güçlerin ülkeden çıkmasını isteyen Dışişleri Bakanı’nın cesur açıklamaları dışında paralı askerler ve yabancı güçler konusunda da hükümet ilerleme sağlayamamıştır. Öyle ki Dışişleri Bakanı’nın bu açıklaması, paralı askerlerin ve yabancı güçlerin ajanları tarafından şahsının tehdit edilmesine yol açtı.
Ulusal Birlik Hükümeti, başta Libya ordusu olmak üzere kurumların birleştirilmesi konusunda da başarısız oldu. Hatta Bingazi’deki Libya Ordu Komutanlığı ile temasa geçmekte bile başarılı olamadı. Sanki Libya ordusu, devletin genel bütçesinde bile hükümetin programının dışında yer alan bir kurum. Öyle ki, Libya ordusunun bütçe maddesinin kabul edilmemesinden dolayı Libya parlamentosu, genel bütçe önerisini yeniden sunacak. Bu durum, Ulusal Birlik Hükümeti isminin tekrar gözden geçirilmesi gereken bir isim olduğunu gösteriyor.
Askeri gerçeklik böyle olmamasına rağmen hükümetin üstün ve zafer kazanmış bir hükümet gibi hareket etme hatası; nefret söylemi, fitne, yalan ve dezenformasyonun devam etmesinin yanı sıra, siyasi ve askeri düzlemde durumları daha da karmaşık hale getiriyor. Bu da Libyalıların iyiliğini istemeyen ve çatışmanın sürmesini, top ve tüfeklerin geri dönmesini isteyen yerel ajanlara sahip dış güçlerin varlığını gösteriyor.
Libyalılar, savaştan, çatışmadan ve bölünmüşlükten bıktı. Sahaya yansımadığı sürece bunlar hükümetin isimlerini ilgilendirmiyor.
Yeni bir çatışma çıktığı ve vaziyet, mevcut haliyle devam ettiği zaman tek kaybeden, Libya ve sıradan Libya halkı olacaktır. Gönülleri yatıştırmak için geçici adaleti sağlamak ve zararı gidermek şeklinde olsa bile çözüm, üstünlük zihniyetini bırakmakta ve kapsamlı ulusal uzlaşmayı gerçekleştirmekte gizlidir.