Abdurrahman Raşid
Suudi Arabistan’lı gazeteci. Şarku’l Avsat’ın eski genel yayın yönetmeni
TT

Afganistan savaşı bitecek mi yoksa bir yenisi mi başlayacak?

40 yıl boyunca Afganistan'ın kaderi bölgemizin kaderine, gençliği de bizim gençliğimize bağlıydı. Aynı zamanda tıpkı bizim bölgemiz gibi şiddet ve radikalizmden sıkıntı çektiler. ABD'lilerin 11 Eylül'de Kabil'i askeri olarak terk etmesi bekleniyor. Afganistan, ABD’nin Vietnam’dan sonraki ilk savaşıydı ve daha uzun sürdü. Washington, ülkedeki sivil düzeni koruyacak uygun bir anlaşma yapılmasını şart koşarken çekilme durumu ise net değil.
Geri çekilme tarihi olarak 20 yıl önce New York’a ve Washington’a yapılan ve dünyada pek çok şeyi değiştiren terör saldırılarının yıl dönümü olan 11 Eylül’ün seçilmesi tesadüf değil. Afganistan’ın mevcut rejiminin alternatifi, yıllardır El-Kaide’yi güçlendiren ve destekleyen Taliban. Geçtiğimiz 20 yıl içerisinde Taliban ve El-Kaide liderlerinin yanı sıra ABD de sahneyi terk etti. Ancak savaş sona ermedi.
Aramızdaki mesafenin büyüklüğüne ve ortak çıkarların olmamasına rağmen Afganistan bizim için önemli bir ülke olmaya devam ediyor. Çünkü bizi etkiliyor ve burada istikrar sağlanana kadar bir tehlike arz etmeye devam edecek. İran dil, kültür ve sınır açısından kurduğu bağlarla Afganistan’da bulunuyor. İran kendi topraklarında Afgan mültecilere ikamet izni verdi ve aralarından binlerce kişiyi Suriye’de kendi adına savaşması için silah altına aldı. İran, Afganistan kaosunun perde arkasında ABD kuvvetlerinin Afganistan topraklarından çıkarılması, Kabil'deki hükümet projesinin başarısız olması ve kim bilir belki de ileride çöküşünün arkasında duran kilit bir oyuncu konumunda.
İran'da Şah rejiminin çöktüğü 1979 yılında, 100 bin Sovyet askeri Afganistan'ı işgal ettiğinde, Rusların batıya yönelme, daha sonra da İran'ı ele geçirme ve Batı ile büyük bir enerji savaşının yaşandığı Körfez’i kontrol altına alma niyeti taşıdıklarına dair pek çok gösterge vardı. Bu nedenle bölge ülkeleri askerlerin ilerlemesini durdurup Afgan direnişçileri olan Mücahitlerle ittifak yapmak için harekete geçti. Proje, “vekillerin” en büyük role sahip olduğu Soğuk Savaş kapsamında ABD tarafından yönetildi. Bu yüzden Afganistan savaşını destekleme politikası tamamen yanlış değildi. Daha çok yönetilmesinde yanlışlar vardı. Siyasetin camilere ve dini vazifelere sokulması, sınırda yaklaşan bir tehlike olmadan gençlerin savaşmak için gönüllü olmaya teşvik edilmesi, savaş meydanındaki dini grup bloklarının trajik siyasi cehaleti, bu blokların hedeflerinin Afganistan’ın sınırlarının ötesine ulaştığı çoklu uluslararası ilişkileri olan tehlikeli bir ideolojik ve askeri sisteme dönüşmesi… ABD'lilerin ayrılması, mevcut rejimin çöküp yerine Taliban'ın gelmesi ve İran'ın bu topraklarda yayılması durumunda bize karşı yine aynı, eski ve tehlikeli senaryo tekrarlanmayabilir. Ancak o senaryo döneminin, miras kalan çatışmanın temposunu artıran ve bölgemizi tehdit eden birçok özelliği şu anda mevcut. Taliban ve ABD'liler 2018'den beri geri çekilme konusunda müzakere yapıyor.
Bu topraklardaki ABD kuvvetleri çok fazla değil. Sadece 2 bin 500 yüz asker var ve destek hizmetinde de bin ABD'li bulunuyor. Müzakere için Çin’e, Rusya’ya, Pakistan’a, İran’a ve elbette Afganistan’a ve ABD'ye davet gönderildi. Türkiye burada kendine bir zemin bulmak istese de Taliban Ankara'nın, kuvvetlerini özellikle başkentin havaalanında tutma talebini kabul etmediğin ve onları Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'ne (NATO) bağlı güçler olarak gördüğünü açıkladı. Hindistan'ın Afganistan’da büyük bir büyükelçiliği bulunuyor ve yakın bir mesafede olmamasına rağmen önemli bir etkinliğe sahip. Hindistan Afganistan’ı, bu harap ülkede Çin ve Rusya’nın yanı sıra en güçlü ülke olan Pakistan ile bir denge oyunu içinde görüyor.
Afganistan herkes için bir çıkmaz olmaya devam ediyor. Ancak bunun sebebi Kabil'deki iktidardaki siyasi rejimin neredeyse kaçınılmaz olarak çökeceği beklentisi, başkentin Taliban tarafından ele geçirilmesi ve hatta belki de bunun söz verilen geri çekilme gününden önce gerçekleşmesi değil. Afganistan Yemen, Suriye ve diğer ülkelerde gördüklerimizden daha ağır ve büyük; bölgesel ülkeler için bir savaş meydanı konumunda. Afganistan’daki rekabet Pakistan ile Hindistan ve ABD, Rusya ve Çin arasında. Bu da vekalet savaşının çatışmaları genişletmekle tehdit edeceği anlamına geliyor. Gelecek savaşı durdurmak için Suudi Arabistan'daki son müzakerelerde ortak bir hükümet ve güç paylaşımı konusunda bir atılım gerçekleştirilmesi ve bir anlaşmaya ulaşılması umut ediliyor.