Hüseyin Şubukşi
TT

Beyaz adamın intikamı!

Siyaset dünyasında olaylar, devletlere, anlamı ilk etapta ortaya çıkmayan ancak bir süre sonra anlaşılabilen bazı ittifaklar dayatıyor. ABD, İngiltere ve Avustralya’dan oluşan AUKUS isimli yeni stratejik ittifakla ilgili birkaç gün önce dünyayı şaşırtan haberin ilk verdiği izlenim de tam olarak buydu. Bu ittifak, konvansiyonel denizaltı tedarik anlaşması iptal edilen Fransa yerine ABD'den Avustralya'ya nükleer denizaltı tedarik edilmesini içeriyordu. Bu da (NATO'nun ana ortağı) Fransa'nın yeni stratejik ittifaktan çıkarılması anlamına geliyordu. Avustralya, on yıl geçmeden ilk sözleşmeli denizaltılarına sahip olmayacak olsa da bu ittifakın en önemli amacı, açıkça belirtilmese de Çin’in artan askeri emellerine karşı Asya’da daha dinamik bir savunma mekanizması hazırlamaktır.
Şaşkınlık ve ünlem işaretleri uyandıran bu ittifakın, türünün ilk olmadığını belirtmekte fayda var. ABD, Avustralya, Hindistan ve Japonya’yı, bir araya getiren, Pasifik ve Hint-Pasifik'i kapsayan ortak ekonomik ve güvenlik çıkarlarına sahip gayri resmi bir demokrasi ittifakı olan dörtlü bir ittifak da mevcut. Bu koalisyonun ünlü tsunami felaketiyle başa çıkmak için gereken yardım çalışmalarını koordine etmek için kurulduğunu biliyoruz. İttifak, eski ABD Başkanı Donald Trump yönetimi tarafından artan Çin tehdidiyle mücadele etmek için yeniden canlandırılıncaya kadar yıllarca uykuda kaldı. Ancak mevcut Başkan Joe Biden’a kadar bir toplantı gerçekleştirilmedi. Yapılan bu toplantıda koronavirüs (Kovid-19) aşılarının üretimi ve dağıtımını hızlandırma sözü verildi. Toplantı, Çin'den hiç bahsetmese de Pekin'le başa çıkmak için ortak bir yaklaşım oluşturmaya kararlı ABD diplomasisinin gelgit dalgasının ortasında gerçekleşti.
Ancak en tehlikeli, en önemli ve en gizli ittifak, ABD, Birleşik Krallık, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın oluşturduğu ‘Beş Göz’ ittifakı olmaya devam ediyor. Onlarca yıl önce istihbarat bilgisi alışverişi amacıyla kurulan ve 11 Eylül 2001 olaylarından sonra bazı haberler sızdırılana ve üyeleri arasında gerçekleşen acil ve istisnai güvenlik işbirliğine kadar gizli kaldı.
Bugün Kovid-19 salgınının yayılmasının üzerinden yeterli bir süre geçtikten sonra  Batılı çevreler, özellikle Batı kampındaki ülkelerin başına gelen hasar ile bu trajediden pek etkilenmeyen Çin'in başına gelenler arasındaki karşılaştırmanın ışığında dünyayı etkisi altına alan felaketten Çin'in sorumlu olduğuna ve Çin'in ‘sorumluluğu alıp tam bir şekilde bedel ödemesi gerektiğine’ dair tam kanaatlerini artırdı. Bu amaçla ABD ciddi ittifaklar kuracak, her yolu kullanacak ve uluslararası hukuka göre meşrulaştıracaktır. Tüm bunlar, Anglo-Sakson ‘Beyaz Adamın İntikamı’ başlığı altında ele alınıp aktarılıyor.
ABD ve müttefiklerinin liderliğindeki Batı kampında, Çin'in kendilerine karşı ciddi bir varoluşsal tehdit oluşturduğuna dair yüksek bir algı var. Bugün bu, stratejik tehditle başa çıkmak için politika ve planların yapılmasında ilk ve en önemli katalizör haline geldi. ABD, onu kısıtlamak, Amerikan Kartalı ile Çin Ejderhası arasındaki ekonomik ve askeri uçurumu genişletmek için tüm kaynaklarını kullanıyor.
ABD Başkanı Joe Biden'ın, Kongre’den talep ettiği ve değeri 3,6 trilyon doları aşan fahiş bütçenin merkezinde bu çetin rekabet yatmaktadır. Bütçe, ABD’deki altyapının geliştirilmesine ve tüm tesislerde en son teknolojilere dayalı olarak (önemi ve modernliği ile Çin'in ilgili alanlarda sağladığı her şeyi aşan) yeni uluslararası standartlar ve tabi ki ABD üretimleri yararına olacak şekilde yönlendirilecektir.
ABD’nin Çin’e karşı koymak için arayış içinde olduğu Fransa gibi geleneksel müttefiklerin pahasına olsalar bile, odaklanmış ve etkili özel ittifaklar… Güvenilir müttefikler, Fransa'nın Lübnan, İran, Irak ve Libya dosyalarında Amerika'ya karşı yaptığı gibi değil. Bu, Fransız çifte standardıdır. Bu, 1989'da ünlü kitabı ‘Hayır Diyebilen Japonya’yı (The Japan That Can Say No) yayınlayan eski Tokyo Valisi Shintaro Ishihara’nın çok önceleri fark ettiği bir mesele. Cumhurbaşkanı dünyayı barışa teşvik ederken ve Başbakanı Fransız silahlarını satmak için dünyayı dolaşan Fransa'yı garip bir ülke olarak nitelendirdi. Bu, beyaz adamın intikamı.