Rosie Dyas
TT

Yemen'in su krizini çözüm umudu uzaydan gözlem

Kadim Yemen uygarlıkları, su yönetimi söz konusu olduğunda liderlikleriyle ünlüydü. Bugün ise yeraltı sularının yetersizliğinin, vatandaşların ihtiyaç duyduğu suyun pompalanmasını engellediği alanları belirlemek için modern bir sistem geliştirilmekte. Birleşik Krallık tarafından finanse edilen ve uzay teknolojisinin kullanıldığı bu girişim, su krizi ve çatışmalardan muzdarip durumda olan halka yardım etmenin yanı sıra iklim değişikliğinin Yemen'in yeraltı suyu rezervuarları üzerindeki etkilerini hafifletmeye katkıda bulunacak.
Yaklaşık 4 bin yıl önce Yemen’de inşa edilen Büyük Marib Barajı, kadim dünyanın bir harikasıydı. Karmaşık bir sulama sistemine sahipti. Baraj gibi büyük yapıların yanı sıra elle kazılmış sığ kuyular, sulama sistemleri ve su kaynakları vardı. Hepsi ülkenin tarımsal geçim kaynaklarını destekleyen can damarlarıydı.
Ayrıca 1970’li yıllardan itibaren Yemen’deki hızlı nüfus artışı ve yeni kuyuların açılması konusundaki muazzam genişleme, büyük ölçekte daha önce kullanılmamış yeraltı suyu kaynaklarının mevcudiyeti anlamına geliyordu. Dizel pompalarla ve daha yakın zamanda güneş enerjisi pompalarıyla açılan yeni kuyular, su seviyesinin, yağmur suları ile telafi edilebileceğinden daha hızlı bir şekilde azalmasına neden oldu. Bunun yanı sıra Yemen, son yıllarda gat ekimi ve üretiminde önemli bir genişlemeye sahne oldu. Gat, çok suya ihtiyaç duyan bir bitkidir. Geriye kalan su, gıda mahsulleri yetiştirmek için yetersiz kalıyor.
Ne yazık ki Yemen bugün, toplam nüfusun yaklaşık yüzde 80'i yani 24 milyon insanın, yardıma ihtiyaç duyduğu en büyük insani krizlerden birine tanık oluyor. Birleşik Krallık, çatışmanın patlak verdiği 2015 yılından bu yana insani yardım için 1 milyar sterlinden fazla bir bütçe ayırdı. Bu mali yıl için sağlanan fon, bir milyon kişiye daha iyi su ve hijyen tedariki sağlamayı amaçlıyor.
Çatışma, Yemen’deki su sorunlarını daha da kötüleştirdi. Ülkenin su kaynaklarını yönetmek için gereken verileri elde etmek artık neredeyse imkansız bir hal aldı. Yeraltı suyu seviyesinin yükselip yükselmediğinin anlaşılmasının yanı sıra su kıtlığı sorununa en çok maruz kalan alanların tespit edilmesi, yetkililerin, en çok ihtiyaç duyulan alanlara uygun yardımı ulaştırmasını sağlayacaktır.
Su kıtlığı, Yemen'deki mülteci ve kıtlık krizine karşı insani müdahale programları geliştirmeye ve uygulamaya çalışanlar için de gerçek bir engel teşkil ediyor. Şu anda ortaya çıkan ve yardım kuruluşlarının acilen yanıtlaması gereken sorular şunlardır: Halk, hangi bölgelerde su kıtlığı riskiyle karşı karşıya? Su kıtlığı hangi bölgelerde gıda güvenliğini etkiliyor?
Bu sorunu çözmek için, inşaat mühendisliği ve çevresel akışkan kinetiği konusunda uzmanlaşmış bağımsız bir kuruluş olan HR Wallingford liderliğinde, bir grup su uzmanı çalıştı. Grubun çalışmalarının odak noktası tamamen su ve İngiliz hükümeti tarafından finanse edilen ve yeraltı suyu akiferlerini izlemek için uzay teknolojisini kullanan yeni bir sistemin geliştirilmesidir. Bu sistem başlangıçta küçük ölçekte geliştirildi ve ekip şimdi bunu Yemen'de ulusal düzeyde kullanmayı planlıyor.
Sonuç olarak, izleme sistemi Yemenli STK'lara, kalkınma ajanslarına ve su kaynakları yetkililerine, su kaybının nerede gıda kıtlığına yol açabileceği konusunda rehberlik edecek güvenilir bir bilgi kaynağı sağlayacaktır. Bu bilgiler, suyun yetersiz olduğu bölgelerde, çiftçilerin daha az su gerektiren ürünler yetiştirmelerine yardımcı olma, suyun ihtiyaç duyanlara ulaştırılması hatta su nedeniyle çatışma yaşanabilecek alanları belirlemek için bile kullanılabilir.
Bu sistem, iklim değişikliğinin gelecekteki planlama için kritik olan yeraltı suyu seviyesini nasıl etkileyeceğini de tahmin edebilir. STK'lar ve yetkililer, bulunabilecek su miktarını bilerek, ülke genelinde içme, kişisel hijyen, tarım ve endüstri için su sağlamak için suyun nasıl sürdürülebilir şekilde kullanılacağını planlayabilecekler. Bu durum, Yemen halkı için gıda güvenliği ve daha sürdürülebilir bir su kaynağı sağlayacaktır.
Bu yeni sistem, uzaydan toplanan bilgileri, yerde ölçüm ve hesaplamalara gerek kalmadan kullanarak, devam eden çatışmanın neden olduğu veri sıkıntısı sorununun üstesinden gelecek. Uydu verileri aracılığıyla yağış, arazi kullanımı ve buharlaşma gibi değişkenler ölçülür ve bunların tümü su seviyelerinin nasıl değişeceğini tahmin etmek için bir bilgisayar modeline aktarılır. Su kıtlığının üstesinden gelmek için mücadele eden tek ülkenin Yemen olmadığını biliyoruz. İklim değişikliğinin yaygın olduğu ve tarihsel su mevcudiyeti kalıplarımızı değiştirdiği bir zamanda dünya çapında suya olan talep artıyor. Küresel su talebi son 100 yılda altı kat arttı. Birleşmiş Milletler, talebin 2050 yılına kadar 2000 yılına göre yüzde 55 daha yüksek olmasını bekliyor.
Wallingford bilim adamları, Yemen'de bazı ilginç potansiyel modeller tespit ettiler ve yağışların bazen ülkenin bazı bölgelerinde artabileceğini belirttiler. Arap Denizi’ndeki şiddetli hava koşullarının görülme sıklığının arttığının farkındayız. Komşu Umman Sultanlığı’nda gözlenen fırtınalar da son 100 yılda on kat artışa tanık oldu.
Ne yazık ki, şiddetli yağışlar Yemen'in su sorunlarına mutlaka çözüm olmayacak. Şiddetli yağmurlar, çok ihtiyaç duyulan akiferleri yeniden doldurmadan yerin yüzeyinden akıp ve denize dökülebilir. Dolayısıyla iklim değişikliğinin Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde fiili etkileri zaman içinde kademeli olarak ortaya çıkacaktır.
Güvenle söylenebilecek şey, en son teknolojinin kullanılmasının Yemenli vatandaşların yardıma en çok ihtiyaç duydukları bir zamanda yardımcı olacağıdır. Su yönetimi sistemlerini şimdi geliştirilmesiyle, çatışma ve iklim değişikliği karşısında bile su kaynakları planlaması daha kolay ve daha etkili olabilir. Yemen, kendisine sunulan böyle bir yeni teknoloji ile umarım su yönetimi alanında bir kez daha öncü olacak kaynaklara sahip olur.