Emel Abdulaziz Hezzani
Suudi yazar
TT

Yüksek değere sahip Suudi Arabistan vatandaşlığı

Suudi Arabistan Krallığı, Kral Abdulaziz (Allah ona rahmet etsin) kurduğunda henüz genç bir ülkeydi. Yabancı sömürgeciliğin kapladığı bir coğrafi bölgede, geniş bir çölde yaşayan kabileler cesur bir adamın bayrağı altında birleşmişlerdi. Sömürgecilik bu bölgeye kültürel değişkenler getirmiş ve bunlar da ülkelerin bilgisine katma değer olarak eklemişti. Bu değişkenlerin en önemlisi, farklı eğitim ve kültür merkezleri ile modern devletlerin inşasındaki eski deneyimdi. Sömürgecilik, psikolojik ve ulusal etkilerine rağmen sömürgeleştirdiği bölgelerin kentleşmesinde doğrudan bir etkendi. Yol ağları inşa etti, kaliteli eğitim ile genel olarak Batı kültürünü bu bölgelere taşıdı. Suudi Arabistan sömürgeciliğe maruz kalmadı ve hiçbir zaman yabancı egemenliğine girmedi. Kral Abdulaziz ve adamları tarafından saflar birleştirilip iç istikrar sağlansa da Kurucu Kral, ülkesinin kalkınarak kendisini inşa etmesi ve bu geniş ülkenin sakinlerine tıp, eğitim, yollar ve o sırada sivil devleti temsil eden her konuda hizmetler sunması gerektiğini biliyordu. Bilhassa yeni kurulan Suudi Arabistan'ı dünya ve uluslararası toplum nezdinde temsil eden siyasi bir yapının inşası ve diplomatik damarların dünya çapına yayılması büyük önem taşıyordu.
Akıllı ve keskin zekaya sahip olan Kral Abdulaziz, devletin modern bir üslupla inşa edilmesi konusunda deneyimli, güvenilir ve değerli yabancı şahsiyetlerden yardım istemekten çekinmedi. Modern devlet yapısının yapı taşlarının döşenmesine katkıda bulunmak için bir grup politikacı, eğitimci ve doktor seçti.
Dış ilişkilerde çalışanlardan Lübnanlı Fuad Hamza Bey, Kral Abdulaziz'in maiyetine kattığı Arap danışmanlar arasındaydı. Ülkenin atanan ilk büyükelçisiydi. İngiliz diline olan hakimiyeti nedeniyle Kral’ın danışmanı ve özel tercümanıydı. Suudi Arabistan devletini, hükümdarını ve derin bir ilişki içinde olduğu yönetici aileyi tanıtmak için dünya çapında geziler yaptı.
Mısır’da Bulak bölgesinde doğan Hafız Vehbe, bu isimlerin en ünlülerindendi. Kral Abdulaziz ile Kuveyt'teyken tanıştı. Vehbe, Kral’ın kişiliğinden, Al-Suud ailesinden, Suudi Arabistan’ın birinci ve ikinci devlet dönemindeki tarihinden etkilenmişti. Bu nedenle Kral Abdulaziz daha sonra kendisini Suudi Arabistan'a davet ettiğinde hemen hükümete katıldı ve eğitim sisteminin kurulmasında büyük rol oynadı. Daha sonra Kral Abdulaziz okullar açmaya, bu alanla  yakından ilgilenmeye başladı. Kendisinden sonra oğulları da bunu devam ettirerek eğitim sistemini tamamladılar. Hafız Vehbe ayrıca diplomatik kadrolarda da görev aldı ve Kral Abdulaziz'in İngiltere Büyükelçisi görevini üstlendi. O zamanlar İngiltere dünyanın en önemli ülkesiydi ve Vehbe, iki krallığın ilişkisini birkaç düzeyde perçinlemeyi ve tartışmalı dosyalardaki bakış açılarını yakınlaştırmayı başarmıştı.
Suriye asıllı Dr. Reşad Firavun ise Suriye'de Fransız ordusunda doktor olarak çalışıyordu. Suudi Arabistan'a Kral Abdulaziz'in danışmanı ve özel doktoru olarak geldi. Suudi Arabistan’ın Paris Büyükelçisi olarak kendisine emanet edilen diplomatik görevden sonra Suudi Arabistan Sağlık Bakanı olarak atandı. Ardından bu hayati sektördeki deneyimi sayesinde sağlık tesisleri inşa etmeye ilişkin fikirlerini ve önerilerini Kral'a sunabildi
Suriyeli hukukçu Yusuf Yasin, yüksek seviyedeki Araplık hissiyatına hayran olduğu için Kral Abdulaziz ile tanışmayı çok istiyordu. Sonunda kendisiyle tanıştı ve danışmanlar grubuna katıldı. Yasin Suudi Arabistan basınının kurucularından biriydi. Suudi Arabistan siyasetinde, özellikle de ABD ve İngiltere ile ilişkilerde çalıştı.
Kral Abdulaziz tarafından seçilen bu eşsiz seçkinler ve diğer isimler, Kral Abdulaziz'in şahsına, biyografisine ve tarihine tam bir sadakat ve saygıyla, medeni bir Suudi Arabistan devleti kuma özlemlerine, modern Suudi Arabistan devletinin kuruluşuna ortak olma arzularıyla karşılık vererek modern Suudi Arabistan devletinin inşasına katkılarını sundular. Onları takdir eden, kendisine yaklaştıran, sırlarını onlarla paylaşan ve emanet eden, kendilerini dinleyen bir yönetim sistemi altında on yıllar boyunca Suudi Arabistan’da yaşadılar. Hükümet konseyine katılımları, devlet başkanının büyük bir güveniyle gerçekleşmişti. Tek başlarına hareket etmediler. Onlar, Suudi Arabistan’ın oğullarından deneyimli bir nesil tesis etmeyi hedefleyen şanlı yolculuklarında eşlik ettikleri Suudi Arabistanlıların katılımıyla çalışmalarını yürüttüler.
Bu ölümsüz isimleri anmamızın nedeni, Kral Selman bin Abdulaziz'in, her biri bilimsel, politik veya entelektüel olarak Suudi Arabistan insan kaynağına katma değer sağlayacak özenle seçilmiş kişilere ve farklı disiplinlerde uzmanlara Suudi Arabistan vatandaşlığı kapısını açma kararıdır. Zamanın değiştiği ve Suudi Arabistan'ın dünyaya açık modern devletin bir sembolü haline geldiği, çocuklarının, ABD ve Avrupa üniversitelerinde bile bilimsel başarılar kaydettikleri doğru. Ancak ilke değişmedi; yaratıcı ve yetenekli kişilerinizin sayısı arttıkça her alandaki çıktılarınız da artar. Özellikle de ülkelerin çıktılarından en büyük payı almak için yarıştığı bir bilimsel devrim yaşadığımız göz önünde bulundurulursa...
Suudi Arabistan vatandaşlığı kazanılması en zor vatandaşlıklardan biridir. Kuruluşundan bu yana vatandaşlığa kabul edilmek hiç de kolay olmadı. Farklı dönemlerde krallar, siyasi ve demografik nedenlerle Suudi Arabistan vatandaşlığının kolayca elde edilmemesine önem verdiler. Aynı şekilde vatandaşlıktan çıkarılmak ve bu haktan mahrum edilmek de kolay değildir. Vatandaşlık vermek öncelikle siyasi bir eylemdir. Karar vericinin ulusal bir çıkar elde etmek için verdiği bir hediyedir. Yaratıcı kişiler ise ne olursa olsun herhangi bir ülkenin sahip olabileceği en değerli şeydir.