İmil Emin
Mısırlı yazar
TT

Kairos Filistin’den Noel mesajı

Kairos Filistin adlı grubun bir bildiri yayınladığı sırada, 2 bin yıl önce Hz. İsa’nın doğumuna tanıklık eden Filistin’deki kutsal topraklarda geleneksel kutlamalar yapılıyordu. Bir taraftan dünya çapında tekrar saldırıya geçen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını bir taraftan da işgalci İsrail devleti yetkililerinin özellikle Filistinli Hıristiyanlara karşı uygulamalarından dolayı bayramı kutlayanların heveslerini kursaklarında bırakan kötü atmosfer yüzünden bu yılki kutlamalar sönük geçiyor.
Bu atmosferde, Kairos Filistin adlı bir grup 2021 yılı için ‘Noel mesajını’ yayınladı. Grup tarafından yapılan açıklamaya göre bu mesaj ulusal ve insan haklarından mahrum kalan, hala askeri işgal altında yaşayan ve insanlık dışı muameleye maruz kalan bir halkın feryadını taşıyor.
Öncelikle Kairos Filistin grubunu tanıyalım.
Kairos kelimesi Arap dili dünyası için yabancı bir kelimeymiş gibi duruyor. Bu doğru. Çünkü bu kelime Antik Yunan mitolojisindeki tanrılardan birinin adı olan ‘doğru an’ veya ‘uygun zaman’ anlamına gelen bir kelimedir.
Kairos Filistin grubu, 2009 yılında Filistinli Hıristiyanlardan oluşan bir grup tarafından kuruldu ve Beytüllahim'de, “Bir hakikat anı: Filistinlilerin acılarının kalbinden bir inanç, umut ve sevgi sözü” başlıklı bir belge yayınladılar.
Bu grubun esas amacı, Filistin halkının davasına ilişkin Hıristiyan vizyonunu tanıtmak. Bu vizyon çerçevesinde grup, uluslararası toplumu ve onunla birlikte dünyanın altı kıtasında yaşayan Hıristiyanları, 70 yıldan fazla bir süredir devam eden işgalden ötürü artık takati kalmayan Filistin halkının bütün kesimleri, mezhepleri, dinleri, milletleri ve akideleri ile mücadele ettiği şeyin karşısında ‘hakkın yanında’ olmaya davet ediyor.
Kairos Filistin grubu, hiçbir şekilde şiddete başvurmadan ‘hakkı sevgiyle sağlamanın’ peşinde. Onlar, evreni ve insanı yaratan bir ve tek olan Tanrı’ya inançlarını dünya ırklarına anlatan Filistinli bir grup. Her insanın Tanrı’nın halifesi olduğuna, onurunu Tanrı’dan aldığına ve bu onurun her insanda eşit olduğuna inanıyorlar.
Bu yılın Noel mesajında grup şu ifadeleri kullandı:
“Bu sözler Tanrı'nın bizi burada, bu topraklarda, kavga etmek ve birbirimizle dövüşmek için değil, birbirimizi tanımamız, sevmemiz ve karşılıklı sevgi ve saygıyla bunu inşa etmemiz için yarattığı anlamına geliyor.”
Görünen o ki, Filistinli Hıristiyanlar bu topraklardaki tarihsel varlıklarını en fazla 20 bilemediniz 30 yıl içinde sona erdirebilecek varoluşsal bir krizle karşı karşıya duruyor.
Grup üyelerinden Piskopos Munib Younan, 2003 yılında Knesset tarafından çıkarılan ve altı ayda bir yenilenen Aile Birleşimi Yasası adında bir yasa olduğunu söylüyor. Bu yasanın yerel nüfus üzerinde bariz bir etkisi var. Kadın veya erkek bir Kudüslü, Batı Şeria'dan biriyle evlendiğinde Kudüs'te birlikte yaşayamıyorlar. Ancak çift son yedi yıldır hayatlarının merkezinin Kudüs sınırları içinde olması halinde geçici bir izin ile Kudüs'te birlikte yaşayabiliyorlar. Batı Şeria'dan gelen kişi için aile birleşim hakkı elde edilmesi için seneler gerekiyor.
Bu yasa genel olarak tüm Filistinlileri etkiliyor ancak sayılarının az olmasından ve esas geldikleri yer Batı Şeria olmasından ötürü Filistin kökenli Hıristiyan Kudüslüleri doğrudan etkiliyor. Bu aile yapısını uzun vadede etkiliyor. Çiftler işler zorlaştığında ve geçici izin ya da aile birleşimi hakkı alamadıklarında birlikte onurlu bir yaşam sürmelerini zorlaştıran statülerinden dolayı yurtdışına göç etmek zorunda kalabiliyorlar. Bu Filistin’in asıl sakinlerini topraklarından göç ettirme politikası mı?
Kairos Filistin grubunun mesajı ile eş zamanlı olarak Kudüs'teki Hıristiyan kiliselerinin patrikleri ve rehberleri de bir açıklama yaptı ve İsrail, Filistin ve Ürdün makamlarını yerel Hıristiyan toplulukları için tehdit oluşturan radikal grupları engellemeye davet etti. Ayrıca Kudüs’teki Hıristiyan mahallesinin birliğinin korunması çağrısında bulundular.
Bu ikinci mesajın amacı kutsal topraklarda yaşayan Hıristiyanlara derin bir düşmanlık besleyen köktendinci grupların Filistin'de yaydığı nefret dalgasını açığa çıkarmaktı. Bu gruplar din adamlarına saldırmaktan tutun, kutsal yerlerde saygısızlık etmeye ve kilise mülklerine zarar vermeye varana dek, Hıristiyanlara karşı her türlü sindirme aracını denemekten çekinmiyorlar.
Hıristiyan mahallelerinde stratejik öneme sahip gayrimenkulleri satın alarak aldatma ve dolandırmaya devam eden yönlendirilmiş gruplar aracılığıyla alenen yapabilecekleri bir şeyi el altından yapmaya çalışmaları muhtemel.
Bu eylemlerin arkasındaki esas amacın bu topraklardaki Hıristiyan varlığını azaltmak olduğunu anlamak için güvenilir siyasi analistlere gerek yok. Genellikle bu gruplar kayıt dışı anlaşmalara ve sakinlerini evlerinden çıkarmaya yönelik planlara başvuruyorlar ve Beytüllahim ile Kudüs şehirlerini birbirine bağlayan kutsal yerleri ziyaret etmek için kullanılan tarihi yolların önüne engeller koyuyorlar.
Beytüllahim’deki kutsal yerleri ziyaret etme döneminden önce, yüzlerce yıldır nesiller boyu devam ettirilen bu geleneğe karşı İsrail, bu yıl 22 Aralık’a kadar Kovid-19 ve özellikle de Omicron varyantı bahanesiyle turist ve ziyaretçilerin girişini engelleme kararı verdi. Bu, dışarıdan rahmet gibi görünen ancak içeriden iki açıdan azap veren bir bahane:
İlki: Ticaretleri turistlerle aralarındaki alım satıma dayalı olan Filistin şehirlerinde yaşayan sakinlerin geçim yollarını daraltmak.
İkincisi: Yabancı Hıristiyan turistleri kasıtlı olarak rahatsız etmek ki bu uzun vadede Beytüllahim’in Noel kutlamaları için gidilmek istenen bir yer olmayacağı anlamına geliyor.
Kairos Filistin grubunun mesajı ve Hıristiyan kiliselerinin rehberlerinin çağrısı arasında insan sormadan edemiyor, sözde ibadet ve vicdan özgürlüğünü ve kutsal yerlerin korunup muhafaza edilmesini savunan uluslararası toplum nerede?