Abdurrahman Raşid
Suudi Arabistan’lı gazeteci. Şarku’l Avsat’ın eski genel yayın yönetmeni
TT

Enerji silahına geri dönüş

Petrol ve gazın uluslararası siyasi denklemin dışında kaldığı düşüncesi, bugün Ukrayna'daki savaş tehlikesi ve Batı ile Rusya arasındaki siyasi, askeri ve ekonomik gerilim gerçeğiyle çarpışıyor. Avrupa kıtasının başka kaynaklardan alternatif bulmadığı sürece Rus gazı olmadan yaşayamayacağını bilen Moskova, kıtaya yaptığı gaz ihracatını durdurma imasında bulunarak gaz silahını harekete geçirmek ve Avrupalılara karışmamaları için baskı uygulamak üzere kriz için kış mevsimini tercih etti.
Ukrayna krizinde bizi iki şey ilgilendiriyor: Jeopolitik uluslararası rekabet perspektifinin devamı ve enerji silahı. ABD’de ülkenin enerji ihtiyacının yeterli olması, eski jeopolitik çatışmanın gerekçelerine bakmaması, Soğuk Savaş sonrası gerilimlerin seviyesinin düşmesi ve çatışmanın Pasifik’te Çin’e doğru kaymasıyla hesaplarının değiştiğini düşünenler var. Ukrayna krizi, Avrupa'nın uluslararası çatışmada coğrafi olarak önemini ve enerji kaynaklarının hala önemli bir silah olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.
Rus gazına alternatif bulunmadan Moskova Ukrayna'yı işgal ederse Avrupa sessiz kalacak. Bu da Rusya'nın yeni nüfuz alanlarının sınırlarını yeniden çizme deneyiminin başlangıcı olacak.
Gaz onlarca yıldır Avrupalılar için hayati bir ürün oldu. Petrolün 1973 savaşında silah olarak kullanıldığında bir kilometre taşı olduğu gibi bugün Ukrayna krizinde de gaz daha önemli bir hale geldi. Aslında 1973 yılında İsrail ile savaşta petrol silahına pek yer verilmedi. Savaşı kazanan petrol ihraç eden ülkeler oldu. Zira fiyat denklemi sonsuza dek değişerek varil başına üç dolardan 12 dolara ve ardından yaklaşık 60 dolara kadar çıktı.
Gaz, Rusya'nın elinde siyasi olarak önemli bir faktör. Bu, sadece günümüzde izlenen bir strateji değil. Zira ABD istihbaratı daha önce 1981 yılında "Sovyetler Birliği ve Batı Avrupa: Sibirya'dan Avrupa'ya Döşenen Gaz Boru Hattının Sonuçları" başlıklı bir uyarı çalışması yayınlamıştı.
Bugün “Rusya’nın bir gaz tedarikçisi olarak gücünü kullandığına ve Ukrayna destekçilerinin arasını açmak için fiyatları artırdığına dair” uyarılar geliyor. Moskova'nın 100 bin askerini Ukrayna sınırlarına göndermeden önce geçtiğimiz kasım ayından beri gaz gücünü kullandığına dair işaretler var. Zira Rusya, Avrupa'ya gaz tedarikini azalttığında, bu fiyatların bin metreküp başına 300 dolardan 800 dolara yükselmesine neden oldu. Bunun ardından da askerlerini Ukrayna sınırlarına yığdı.
Bu önemli bir soruyu ortaya çıkarıyor: Almanya gibi sanayileşmiş ülkeler gerçekten fosil yakıtları kullanmaktan vazgeçebilir mi? Güneş ve rüzgar gibi alternatif kaynaklar bu eksikliği kapatamaz ve elektrik için gaz gerekli. Enerji fiyatlarındaki artış, günümüzde kıtayı siyasi anlamda zayıflatmanın yanı sıra Avrupa ekonomisini yoran bir enflasyona neden oluyor. Başkan Vladimir Putin'e gelince, Ukrayna'yı ‘geri almak’ stratejik açıdan bakıldığında ülkesi için Washington'un durdurmakla tehdit ettiği gaz ve Nord Stream 2 boru hattından daha önemli.
Dünyada enerji güvenliği meselesi yeniden öne çıkıyor ve bununla birlikte şu soru ortaya çıkıyor: En büyük enerji rezervuarı olan Körfez bölgesi ve genel olarak Orta Doğu, büyük ülkeler arasında coğrafya ve kaynaklar için bir sonraki çatışmanın yapılacağı yer olabilir mi?