Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Muhammed bin Suud’u keşfetme

Kral Selman bin Abdülaziz'in Suudi Arabistan'da her yıl 22 Şubat’ın ülkenin ‘Kuruluş Günü’ olarak anılmasına ilişkin çıkardığı kararın ciddi anlamda olumlu etkileri bulunuyor.
Peki neden? Çünkü söz konusu karar Suudi Arabistan’ın başlangıcının hikayesini ele alma, öncelikleri düzenleme ve işleri yoluna koyma konusunda yeni ve modern bir anlatı oluşturuyor.
Devlet veya akıl, geçtiğimiz onlarca yıl boyunca anlatılanlardan önce de bu konuyla meşgul oluyordu. Zira Arap Yarımadası halkı, adanın ortasındaki Necid’ten başlayarak istikrarlı bir yönetim ve kamu işlerini idare edecek, güvenliklerini sağlayacak ve hayatlarını idame ettirecek bir devlet arıyormuş gibiydi.
İktidardaki ailenin atası Prens Muhammed bin Suud'un 1727 yılında göreve başladığı an, Suudi Arabistan devletinin kurulduğu andır. Nokta.
Peki, Muhammed bin Suud kimdir?
İmam Muhammed bin Suud (ö. 1765) yani Prens Muhammed veya bilinen lakabıyla Diriye Şeyhi, Suudi Arabistan’ın kadim tarihinin esas kurucu kahramanıdır. Soylu bir aileden gelen Prens Muhammed’in ataları Diriye şehrini yönettiler ve zaman zaman yöneticilerin bazılarının hedefleri doğrultusunda hükümdarlıkları Diriye dışındaki uzak sınırlara kadar uzandı.
Bu ailenin tarihte adı geçen ilk emiri Mani el-Muridi'dir. Muridi Diriye’yi yaklaşık miladi 1446 yılında kurdu. Miladi 1744 yılında Prens Muhammed bin Suud ve Şeyh Muhammed bin Abdulvehhab -Allah rahmet eylesin- Diriye Emirliği’ni kurmak için Diriye’de bir araya geldiler. Bu da ataları Mani el-Muridi’nin Diriye’yi kurmasının üzerinden 300 yıl sonrasına tekabül ediyor.
Muhammed bin Suud azimli, hırslı ve siyasi zekaya sahip bir adamdı. Birçok yerli ve yabancı kaynakta kendisinden bahsedildi. Tarihçi Dr. Munir el-Aclani -Allah rahmet eylesin- bu kaynaklardan ayrıntılı bir şekilde söz etmişti.
Aclani, bu kurucu prensin yeniden değerlendirilmesini talep etmişti. Prens Muhammed'in dini reform hikayesi ve Şeyh Muhammed bin Abdulvehhab’ın davetini bilmediği ile ilgili etrafta dolaşan rivayeti çürüttü. Osman bin Beşir’in anlatılarına göre bilakis Prens Muhammed bu davete kucak açmış ve bu kendisi için bir sürpriz olmamıştı.
Aclani Diriye’nin şeyhin davetine yabancı olmadığından, çünkü şeyhin Diriye’ye gelmeden önce Diriye’nin bazı üst düzey isimleri ile yakın bir ilişki içerisinde olduğundan ve aralarında yazışmalar geçtiğinden bahsediyor. Aralarında Prens Muhammed’den sonra hükümdar olan oğlu İmam Abdülaziz de bulunuyordu. Aclani duruma dair şu soruyu yöneltiyor:
“Hiç Prens Muhammed kendisinin haberi olmadan oğlu Abdulaziz’in şeyh ile yazışmasına müsaade eder miydi?”
Aclani daha sonra Mısır'da sürgündeki Suudi Arabistan devletinin üst düzey isimlerinden bilgiler alan büyük Fransız tarihçisi (Mengin) olarak tanımladığı tarihçinin sözlerini aktararak devam ediyor. Fransız tarihçinin edindiği bilgilere göre şeyh, tüm planlarını önceden Diriye Emiri'ne bildirmişti. Aslında titiz bir toparlanma ve ön hazırlıktan sonra Prens Muhammed bin Suud'dan gelen bir ön davetten sonra Diriye'ye göç etmişti. Prens Muhammed, şeyh Diriye'ye varmadan önce kendisini karşılayıp eşlik etmeleri için şövalyeler göndermişti. (Suudi Arabistan Krallığı'nın Tarihi, Bölüm 1, s. 94).
Aclani ‘Suudi Arabistan Krallığı'nın Tarihi’ kitabını Kral Faysal döneminde çeşitli dillerdeki yabancı belgeleri, yerel kaynakları ve ayrıca Kral Abdülaziz döneminden bu yana Suudi ailesinden sorumlu üst düzey isimler ve devlet yetkilileriyle yapılan şahsi röportajları esas alarak derlemiştir.
Bu, Suudi Arabistan devletinin ilk kurucusu Muhammed bin Suud’un biyografisinin tekrar incelenmesinde sadece buzdağının görünen kısmıdır.