Rusya'nın sonunda Ukrayna'yı işgal edip etmeyeceğinden emin değilim, ancak bunu yaparsa, küresel ekonomi üzerinde büyük yansımaları olacak yeni bir Soğuk Savaş döneminin başlayacağını biliyorum. Aşağıda bunun ufukta görülen üç önemli sonucuna değineceğiz.
Birincisi, Ukrayna'nın işgali, bir yanda Washington ve ana müttefikleri, diğer yanda Rusya ve muhtemelen Çin arasında resmen yeni bir Soğuk Savaş başlatacaktır. Washington’da söylem dili ve reaksiyon seviyesi şimdiden alevlendi. Medya aracılığıyla Rus işgalinin sonucu akacak kanı ve yıkımı gördüğümüzde, bu duygular kesinlikle daha da güçlenecektir.
Bu öfkeli atmosferin ortasında Washington, ülkelerin Amerika Birleşik Devletleri ile Rusya (veya Çin) arasındaki ilişkilerini dengelemeye çalışmaları fikrini kabul etmeyecektir. Washington'un bölgedeki bazı ülkelerde Çin etkisini azaltmak için baskı yaptığını zaten gördük. Bu baskıların kapsamının artacağı, Rusya ve Çin ile askeri ilişkiler konusunda daha büyük bir hassasiyet kazanacağı düşünülmektedir.
Bu noktada Ankara'nın gelişmiş bir Rus hava savunma sistemi satın almasının ardından kendisine ABD yaptırımları uygulamak için yoğun bir siyasi baskı olduğunu hatırlamak önemlidir. Nitekim Erdoğan'ın dostu olan Donald Trump, 2020'de Türkiye'ye yaptırım uygulamıştı. Yine Amerikalılar, Mısırlıların Rus savaş uçakları satın alması nedeniyle Mısır'a da aynı yaptırımları uygulamakla tehdit etmişti. Önümüzdeki dönemde bu yaptırım baskılarının artacağı kesin ve örneğin Iraklılar gelişmiş bir Rus hava savunma sistemi satın alırlarsa Washington onları mutlaka yaptırım uygulamakla tehdit edecektir.
Washington için en zor kararın Mısır veya Irak'a yaptırım uygulamak değil, Ankara'nın daha önce satın aldığı aynı Rus hava savunma sistemini (S-400) satın alması nedeniyle Hindistan'a yaptırım uygulamak zorunda kalmak olacağı açıktır. Aralık ayında basında, Washington’un Çin'e karşı Hindistan’ın desteğine ihtiyaç duyması nedeniyle Hindistan'ın S-400 sistemini satın almasını görmezden geleceğine dair haberler yayınlandı. Ancak Ukrayna'da ağır kayıplar olması durumunda, Washington’da Hindistan'ın Rusya ile askeri ilişkilerine yönelik öfke duyguları kabaracaktır.
İkincisi, Ukrayna'da savaşın patlak vermesinin ikinci başlıca sonucu, Rusya'nın, Ukrayna'yı işgal etmesi halinde Batı’nın Moskova'ya karşı yaptırımlarına vereceği tepkiden doğacaktır. Tahminler, Batı yaptırımlarının kapsam açısından emsalsiz olacağı yönündedir. Başkan Biden, özellikle Afganistan'daki kaotik geri çekilmeden sonra, komşusunu işgal ederse, Rusya’ya karşı kararlı davranmak konusunda acil bir siyasi gereklilikle karşı karşıyadır. Washington'da Ukrayna dosyasında verilecek zayıf bir tepkinin Çin'in Asya'daki saldırganlığını teşvik edeceği endişesi dolaşıyor.
Aslında, Washington ve onun Avrupalı, Asyalı müttefikleri kendisine yaptırım uyguladıktan sonra Rusya'nın sessiz kalacağını hayal etmek zor. Jeopolitik açıdan, Ruslar Doğu Suriye'de Amerikalılarla iş birliği seviyesini düşürebilir, müttefiki milis gruplar doğu Suriye'deki küçük ABD üslerine saldırırken, Tahran'a sessizce istihbarat veya maddi yardım sağlamanın yollarını arayabilirler.
Aynı şekilde, Türkiye Ukrayna içinde Rusya'ya daha fazla sorun çıkarırsa, Rusya da Suriye ve Libya'da Türkiye için hayatı daha zor hale getirmenin yollarını bulacaktır.
İran nükleer anlaşmasıyla ilgili daha büyük meseleye gelince, Putin, İran nükleer silahının Amerikalılar ve müttefikleri için Rusya'dan daha acil bir sorun olduğunun kesinlikle farkında. ABD baskısı, Rusya’nın Arap Körfez bölgesinde ilişkilerini genişletme çabalarını sınırlarsa, bu argümanın geçerliliği de artacaktır. Aynı şekilde, İsrail ABD baskısı altında Rusya ile ilişkilerini kısıtlarsa, Moskova da İsrail'in İran'ın Suriye'deki varlığına yönelik hava saldırıları konusundaki tutumunu gözden geçirecektir. Her halükarda, Batı'nın Ukrayna'nın işgaline verdiği tepkiler, İran için yeni fırsatların ortaya çıktığının habercisidir.
Üçüncüsü, Rusya'nın yaptırımlara vereceği yanıtın ekonomik etkisi de acı verici olacaktır. Bunun nedeni, Ukrayna'nın, önemli bir buğday ihracatçısı olması ve buğday üretiminin özellikle şiddetli çatışmalara ve üretimde aksamalara namzet doğu bölgelerinde gerçekleşmesidir. Buna ilaveten, Rusya, 600 milyar dolardan fazla döviz rezervi biriktirdi ve o da tahıl ihracatını durdurma kararı alabilir. Yüksek gıda fiyatları Ortadoğu ekonomilerini etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda ABD ve Avrupa'daki enflasyonu da artıracaktır. Batı ekonomileri için daha da kötüsü, Rus petrol ihracatının önemli ölçüde düşmesiyle küresel enerji piyasalarının bozulma olasılığıdır. Küresel enerji fiyatlarındaki bu artış, Kasım ayında zorlu bir yasama seçimiyle karşı karşıya olan Başkan Biden ve Demokrat Parti için çok kötü bir zamanda gelecektir. Daha yüksek enerji fiyatları, ABD ekonomisindeki hemen hemen her şeyin fiyatını artıracak ve ABD Merkez Bankasını faiz oranlarını daha hızlı bir şekilde yükseltmeye zorlayacaktır. Nitekim New York’taki Wall Street ekonomi analistlerinin durgunluk uyarısı yaptıklarını görmeye başladım.
Daha yüksek küresel enerji fiyatları zamanla, ABD petrol üretimini artıracaktır, ancak bu Kasım seçimlerinden önce gerçekleşmeyecektir. Biden yönetimi Ortadoğu'da yeni hiçbir büyük askeri taahhüt üstlenmek istemese bile, Arap enerji ihracatçılarıyla daha iyi ilişkilere ihtiyacı olacaktır. Bu bağlamda Katar Emiri'nin ziyareti bu yöndeki ilk örnektir. Aslında bu, Ukrayna işgalinin arkasında Arap ülkeleri için görebildiğim tek iyi haberdir.
TT
Ukrayna savaşının yansımalarına hazırlanın
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة