Gassan Şerbil
Şarku'l Avsat Genel Yayın Yönetmeni
TT

Uçurumun kenarında dans eden Albay

Bir devletin ve bir halkın kaderi, o devletin başkanının vereceği bir karara bağlıdır. Biz, korkunç Ortadoğu'nun çocukları bu hikayeyi biliyoruz. Kurumlar devleti döneminin yakın olmadığını, ufukta görünmediğini ve insanların kaderinin bazen parlamentoyu, anayasayı ve orduyu sadece ofisinde çalışan ve arzularına boyun eğen kimseler olarak gören güçlü bir adamın iradesine bağlı olduğunu biliyoruz. Karar merci ülkeyi şu ya da bu yöne götürebilir. Danışmanların asıl işi, onların fikirleri olmadan alınan kararları pazarlamaktır. Uçurumun kenarında dans etmek güçlülerin bir adetidir.
Aynı zamanda, tüm dünyanın kaderinin tek bir adamın kararına bağlı olduğu da olur. Bir adam tepeden tırnağa silahla donanmış ve tarihin haritasına veya rolüne karşı gösterdiği adaletsizliğin intikamını almak isteyen bir devleti yönetir. Geçen yüzyıldan dünyayı ya da bir kısmını veya kendi ülkelerini kan gölüne çeviren kararlar alan pek çok adamı örnek olarak gösterebiliriz. Uzmanlar, bu tür adamların izledikleri yolu araştırmak için yıllarını harcadılar. Dünyayı kana boğan adamları hasta olarak tanımlayanlar var. Bu tanım Hitler, Stalin, Pol Pot ve daha birçok kişi için kullanıldı. Bu tür araştırmaları okuduğumda korkuyorum. Yorumlama ve hüküm vermede çok ileri gitmiş olmalarından endişe duyuyorum. Ancak gerçek olmasından daha da çok korkuyorum.
Bunları yazıyorum çünkü gelecek dönemin kaderi şu anda Vladimir Putin adında bir adamın ellerinde duruyor. Avrupa’nın saatini geriye aldırmayı başaran bir adam. Adamın başka insanların korkularını kullanmada uzman olduğunu ve kendisine yapıştırılan kötü adam imajının ve belki de oluşturmaya özen gösterdiği kurnaz adam imajının meyvelerini toplamada iyi olduğunu söyleyenler var. Bu, Berlin Duvarı yıkılmadan önce casusları takip etmek ve Berlin Duvarı yakınında başkalarını askere almakla suçlanan albayın, Sovyetler Birliği haritasını yırtıp Rusya'nın derin ışığını söndüren Batı'ya karşı nefretini hala hissettiğini gösteriyor.
Uzmanlar, Devlet Başkanı Putin’in geçmişini irdeliyor ve hareketlerini yeniden değerlendiriyor. Bazılarında olay öyle bir noktaya geldi ki, New York Times Putin’in uzun bir masa ile misafirlerinden ayrılma konusunda ısrarcı olmasının gerçeklikten ayrıldığının, yalnızlığının ve kendisini sakinleştirmek için koşturan liderlerden farklı olduğunu hissettiğinin bir ifadesi olduğunu yazdı. Bir de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) izolasyonunun Sayın Devlet Başkanı’na neler yaptığını anlatmaya başlayanlar varken, 70'ler ya da sürprizler kendisine ihanet etmeden önce tarihinin altın sayfalarını yazmaya çalıştığını söyleyenler de var. Sarayda kalma uzunluğunun ve başkanın kutsal bir göreve geldiği hissinin, ‘Yüzüklerin Efendisi’ karakterinde kaçınılmaz olarak büyük ve tehlikeli bir değişim meydana getirdiğini iddia eden uzmanlar da var.
Dünyanın Ukrayna krizi ile şok olduğu aşikar. Kremlin'in efendisinin, haftalar içinde Avrupa'yı uçurumun eşiğine getirmesi beklenmiyordu. Eski kıtada istila ve işgal tarzında sözlerin uyanması ve tatbikatların Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nün (NATO) generallerini eski planları güncellemeye ve Rusya'yı baş düşman konumuna getirmeye itecek şekilde peş peşe gelmesi beklenmiyordu. 2. Dünya Savaşı sona erdiğinden beri Avrupa böyle bir korkutma ve dezenformasyona tanık olmadı. Batılı ülkeler cephaneliklerini yoklamaya zorlanmayı ve istilalar ve mülteci konvoyları senaryolarının geri dönmesini beklemiyorlardı.
Putin'in kariyerini objektif bir şekilde ele alan bir gözlemci, ne pahasına olursa olsun bu adamın Kızıl Ordu'ya Ukrayna'yı ele geçirme emri vermesini ihtimal dışında görüyor. Bu tür bir macera, Rusya'ya karşı Batı ittifakının ruhunu yeniden canlandıracaktır. Rusya'yı Batı ülkeleri ile bağların koptuğu bir ekonomi ile yeniden karlar altında yaşamaya itecektir. Ukrayna'da yoğun kan dökülmesi etnik, dini ve tarihi bağlar nedeniyle Rusya'nın kendi içi için de sağlıklı olmayabilir. Böyle bir izolasyon Rusya'nın konumunu zayıflatacak ve onu, Batı'nın kendisinden daha çok tehlike arz edebilecek Çin devinin esiri haline getirecektir.
Sayın Devlet Başkanı kendisini ve ülkesini bir çıkmaza mı soktu? Açtığı Ukrayna kriz kumarhanesinde varını yoğunu bir numaraya mı yatırdı? Savaşın eşiğinden hiçbir bedel ödemeden dönebilir mi? Batı’nın katı davranması durumunda askerlerini hareket ettirmeye ve tatbikatları denetlemeye devam ederken, dünyayı uzun soluklu bir krize sokmaya mı kalkışacak? Putin uçurumun kenarından hiçbir zafer kazanmadan dönebilir mi? Danışmanlarına ve generallerine ne diyecek? Bu durumda gelecekte düzenleyebileceği tatbikatları ve askeri toplanmaları kim ciddiye alacak?
Putin'in ‘pervasızlığı’ ve ‘yalnızlığı’ ve ‘Kovid-19’un sonuçları’ hakkında yazılıp çizilenleri okuyorum, ancak bunlara inanmaya hiç niyetim yok. Bununla birlikte sarayda uzun süre oturmasının başkanın güçlü ve eşsiz olduğu yönündeki hislerini iki katına çıkarmış olabileceği ve hatta O’nu danışmanlarıyla konuşmak yerine tarihle sohbet etme noktasına getirmiş olabileceği inkar edilemez. Putin gibi zeki bir adamın, Kovid-19’un getirdiği izolasyon yüzünden gerçeklikten ve bölgesel ve uluslararası hakikatten koptuğuna inanmak güç.
Korkunç Orta Doğu'nun insanları olarak bizler, bazen sarayın Devlet Başkanı’nın hayalleri ve vehimlerinde yol açtığı değişimlerden korkuyoruz. Bir gün Saddam Hüseyin, karar uygulanana kadar Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı'na bilgi vermeden Cumhuriyet Muhafızları güçlerine Kuveyt'i işgal etmelerini emretti. Bir gün Tarık Aziz, 'parçanın aslına döndürülmesi' ve Kuveyt'in yeni bir Irak valiliği olarak kabul edilmesi yönünde karar çıkan bir liderlik toplantısı düzenledi. Aziz, yaşadığı tecrübeden ötürü feci kararın tehlikesini fark etti. Ancak rüzgarın yönünü ciddi bir şekilde değiştirmeye çalışmadı. Bir gün, Irak askerleri tüm savunmaların yerle yeksan edildiğini fark etti ve kimse Cumhurbaşkanı'ndan Kuveyt'ten çekilmesini istemeye cesaret edemedi. Bir gün Muammer Kaddafi, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) bakanlarının kaçırılması ve Suudi ve İranlı bakanların öldürülmesi emrini verdi. Görev ünlü Venezuelalı Carlos'a verildi ve olan oldu.
Putin'in akıllı, dikkatli ve kurnaz bir oyuncu olduğunu, niyetlerini gizlemede usta olduğunu ve kandırma sanatı konusunda eline su dökülmeyeceğini çok iyi biliyorum. KGB Enstitüsü'nde dezenformasyon biliminin yanı sıra, sahte bir adla yaşamanın ve gizli mürekkeple yazmanın şartlarını öğrendiğinin farkındayım. Erken veya gecikme olmadan en doğru zamanda hesabı kapatma sanatında ustalaştığını biliyorum.
Ancak Ukrayna krizi tehlikelerle dolu. Bu kriz, Kırım'ın alınması ve Suriye'ye müdahalenin ardından ortaya çıkan güç hissinin, Kovid-19 izolasyonuna Devlet Başkanı'nı kazanması ve geri çekilmesi zor bir yere itmesine izin verip vermediğini ortaya çıkaracak. Beklemek gerekiyor. Zira Batı, uçurumun kenarında dans etmekte ustalaşmış albayın önünde boyun eğmeyi tercih edebilir.