Geçtiğimiz hafta haberlerde, Sudan'ın tarihi eserlerinin Sudan Ulusal Müzesi'nden çalınıp yağmalandığına, bunların bazı komşu ülkelerde ve sanal müzayede sitelerinde satışa sunulduğuna ilişkin rahatsız edici bilgiler aktarıldı.
Haber, Sudan'ın tarihi ve eski uygarlıkları konusunda uzman akademisyenler ve uzmanlar ile her alandan kamusal meselelere ilgili kişiler arasında büyük endişeye sebebiyet verdi. Burada mesele, görüş ve pozisyonların farklılaşabileceği siyasi bir tartışma değil, Sudanlıların her gün canlarını ve kaynaklarını yitirdikleri, savaşın sıcağında kaybolabilecek kadim bir ülkenin mirası ve medeniyetidir.
Konuyu açıklığa kavuşturmak için ilgili taraflar, uzmanlar, arkeologlar, tarihçiler ve bu alandaki eski ve mevcut yetkililerle temaslar ve takipler birbirini izledi. Sudan'ın tarihi eserlerini korumak için neler yapılabileceği ve çalınıp satılmış olabilecek eserleri geri almanın yolları görüşüldü.
Birçok medya kuruluşu ve haber sitesinde habere eşlik eden ve bazı sitelerde satışa sunulan tarihi eserlere ait olduğu söylenen resimleri araştırıp inceleyen uzmanların çoğu, bunların Sudan Ulusal Müzesi'nin sahip olduğu eserlerden olmadığı, hatta Sudan’ın herhangi bir yerde muhafaza edilen tarihi eserlerinden olmadığı konusunda oybirliğiyle hemfikirdi.
Ancak elbette söz konusu resimlerin gerçekliğinin olumsuzlanması, soygun ve yağma ihtimalini bertaraf etmiyor. Zira Sudan Müzesi, ilk günden itibaren patlak veren savaş bölgelerinden birinde yer alıyor ve Hızlı Destek Kuvvetlerinin (HDK) kontrolü altında. Bu güçlerin özel ve kamu mülklerini yağmalama, soyma ve tahrip etme konusunda uzun bir geçmişi var. Dahası, insanların savaşan iki taraf arasındaki medya ve ahlak savaşının esiri olmaması için daha fazla inceleme ve araştırma gerektirmesine rağmen, olayın gerçekleşme olasılığı yüksek.
Haberde örneğin, Güney Sudan da dahil olmak üzere bazı komşu ülkelere yönelen bu tarihi eseler ile dolu kamyonların uydu görüntülerinin olduğu belirtildi. Mevcut Müzeler ve Eski Eserler Kurumu yetkilisi de bundan bahsetmişti. Ancak hiçbir iç ve dış medya aracı bunun gerçekleştiğini kanıtlayan herhangi bir resim sunmadı ve UNESCO ile temasa geçen uzmanlar da bunu doğrulayan bir yanıt almadı.
Bu haberler üzerine insanlar, geçen yıl yayınlanan ve HDK askerlerini Sudan Ulusal Müze’sinin depolarını araştırırken ve bulunan tarihi eserleri ve mumyaları değerlerine dair hiçbir bilgi veya ilgi duymadan evirip çevirirken çekilmiş, önceki fotoğrafları ve videoları hatırladılar.
Sudan Ulusal Müzesi, başlangıçta Hartum Üniversitesi binalarından biriydi ve 1971 yılında mevcut yerine taşındı. Burada uzun yıllar faaliyet gösterdi. Asvan Baraj'ın inşaatı sonrasında sular altında kalan kuzey Nubia bölgesinin bazı tarihi eserleri de müzeye nakledildi. Müzede antik çağlardan ve eski Sudan-Nubia krallıkları Kerma ve Meroe'den, daha sonra Hıristiyanlık dönemi krallıkları Napata, Alodia ve Makuria ile Müslüman krallıklara kadar Sudan tarihinin paha biçilmez koleksiyonları yer alıyor. Asvan Barajı Gölü bölgesinden taşınan tapınakların burada yeniden inşa edilmesinin yanı sıra, büyük Sudan kralı Taharqa'nın heykeli de dahil olmak üzere, Sudan'ın antik tarihinin aşamalarını temsil eden çok sayıda heykel bulunuyor.
Ulusal Müze koleksiyonlarının çalınması ve yağmalanması olayı, siyasi çatışma bağlamında sunulduğu şekilde gerçekleşmiş olsun ya da olmasın, Sudan tarihiyle ilgilenenler daha fazla beklememeliler. Sudan tarihi eserlerinin ve koleksiyon parçalarının pazarlanmasının ve satılmasını engellemek için referans olarak alınabilecek ve benimsenebilecek önceki uluslararası yasa ve kararlara dayanarak proaktif adımlar atmalılar. Bu referanslar arasında 140'tan fazla ülke tarafından imzalanan 1970 UNESCO Kültür Varlıklarının Kanunsuz İthal, İhraç ve Mülkiyet Transferinin Önlenmesi ve Yasaklanması Sözleşmesi, Uluslararası Müzeler Konseyi'nin yayınladığı, Tehlike Altındaki Kültür Varlıkları Kırmızı Listesi gibi mekanizmalar ve ek kararlar, Interpol'ün çalıntı sanat eserleri veri tabanı bulunuyor. Irak ve Suriye ile ilgili önemli bir uluslararası emsal karar da var; BM Güvenlik Konseyi, Irak'ın işgalinden, Irak ve Suriye'de iç savaşın başlamasından sonra müzeleri yağma ve hırsızlığa maruz kalan bu iki ülkenin tarihi eserlerinin ticaretini yasaklayan 2015 tarihli 2199 sayılı kararını yayınladı. Birçok ülke karara uyarak büyük satış operasyonlarını durdurdu, tarihi eserlere el koydu ve bunları ilgili ülkelere iade etti. UNESCO ve uluslararası topluma Sudan için de benzer kararlar alınması için başvurulabilir ve bu, kişinin belirli bir makama veya göreve sahip olmasını gerektirmeyen ulusal bir eylem ve görevdir.
Belki de Sudan'ın bugünü savaştan önce bile memnun edici değildi. Krizlerin, siyasi dalgalanmaların, silahlı çatışmaların, kabile çatışmalarının kuşattığı, ekonomisi çökmüş bir ülke. Yeni nesillere böyle bir ülke miras bıraktık. Ama tesellimiz, onlara referans ve bu ülkede binlerce yıl önce var olan büyük medeniyetlerin geri dönebileceğine dair bir umut penceresi olacak büyük bir geçmişi korumuş olmamızdı. Bu umudumuzu da kaybedersek elimizde ne kalır?