Abdurrahman Raşid
Suudi Arabistan’lı gazeteci. Şarku’l Avsat’ın eski genel yayın yönetmeni
TT

Yeni Yemen yönetimi

Yemen’de Hadi’nin cumhurbaşkanlığının bir buçuk yıllığına geçici olması gerekirken Husilerin yönetimi ele geçirmesi sonucunda cumhurbaşkanlığı 10 yıl sürdü. Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi dün Riyad’daki Yemen Diyaloğu Konferansı sırasında  yeni bir ismin liderliğinde bir Başkanlık Konseyi oluşturulduğunu duyurdu.
Bu önemli bir gelişme. Öncelikle bunun önemi formalite ve diyalogun icraata dökülmeyip sadece sözde kalan sonuçlarından biri olmamasından kaynaklanıyor. Bunun icraate döküldüğünü Cumhurbaşkanı’nın uygulamalı olarak tüm yetkilerini devretmesinden ve yönetimin Yemen’in çoğu kesimini içermesinden anlıyoruz. Büyük ihtimalle yaşanan son gelişmeler ve Yemen’in çeşitli taraflarından savaşçıların katıldıkları ve zaferler kazandıkları savaşların ruhu, bunun ölümcül darbeyi indirmek ve hayati bölgeleri ele geçirmek üzere olduğunu sanan Husileri şaşırttı. Değişim, kamp içindeki koşullara uyum sağlamayı da yansıtıyor.
2015 yılından beri Yemen’in darbeci Husilerin kontrolünde olduğu doğru. Ancak Yemenlilerin her şeye rağmen Husilerin yönetimine karşı koymaya ve silahlanmaya devam ettiğini de söyleyebiliriz. Meşru hükümet kendi topraklarında söz sahibi olmasa da Husi grubunun halka karşı uyguladığı şiddet ve baskıya rağmen bir Yemen devleti kuramayacağını unutmamalıyız. Çünkü Husi grubu gayrimeşru bir güçtür ve karadan, denizden ve havadan kuşatılmış durumdadır. Halen her gemi ve uçağın faaliyeti için Birleşmiş Milletler’in (BM) izni gerekiyor.
Elbette Yemenlilerin amacı sadece ‘Husi Yemen devletinin’ kurulmasını engellemek değil, İran'ın vekilinden kurtulmak ve devleti geri kazanmaktır.
Yedi kanlı yıl bize Yemen'i ancak Yemenlilerin kurtarabileceğini ve sadece onların birlik olup İran destekli milisleri yenebileceklerini öğretti. Atılan yeni adım, Yemenlilerin direnişteki yaralarını sarıyor ve elzem olan uzlaşıyı sağlıyor. Sekiz kişiden oluşan ve 50 danışmanın yer aldığı Başkanlık Konseyi her zaman var olan ancak temsiliyeti olmayan Yemen’in farklı kesimlerini yansıtıyor.
Riyad’da varılan Yemenliler arasındaki bu uzlaşı ve Cumhurbaşkanı Hadi tarafından verilen büyük ödünler, bölgesel değişiklikler karşısında -Batı ile İran anlaşması yapılsa bile- Yemen'in İran grubuna değil, sadece Yemenlilere ait olduğu mesajını veriyor. Etkileyici bir şekilde tasarlanmış bu geniş çaplı konferansa BM, ABD, İngiltere, Fransa ve diğer ilgili güçlerden temsilciler de katıldı ve şahit oldu. Bu konferansın geçen yıl barışçıl bir çözüm arayışı içerisinde geçirilen uzun bir yolculuktan sonra geldiğini hatırlatmakta fayda var. Bu süre zarfında Husilere uzun soluklu bir ateşkes için fırsat sunuldu ancak bunu reddettiler. Suudi Arabistan'daki müzakerelere katılmaları için kendilerine davet gönderildi anvak bunu kabul etmediler. Riyad, Husi grubunun ve yönetime katılan bir Yemen tarafı olarak rolünün tanındığı barışçıl bir çözüm projesi önerdi ancak tüm yönetimi talep ederek bu teklife karşı çıktılar. Aynı şekilde kendilerine, benzer barışçıl adımlar karşılığında havaalanları ve limanlar üzerindeki ambargoyu kaldırma önerisi sunuldu. Onlar ise buna füzelerle karşılık verdiler. Bu konferansta bile kendilerine davet gönderildi ancak reddettiler. Barışçıl girişimler tüm dünyaya savaşmayı isteyen tarafın meşru hükümetin ve Arap Koalisyonu’nun olmadığını, bu savaşın sebebinin İran’ın vekilinin diğer seçenekleri reddetmesi olduğunu kanıtlamış oldu.
Savaş cephesinde drone ve İran yapımı sınır ötesi balistik füzeler seli, Marib ve Taiz savaşları, uluslararası deniz seyrüseferinin tehdit edilmesi ve Batılıların rehin alınması... Bunların hepsi Yemenlilere, Suudilere ve Arap Koalisyonu’na tavizler verdirmede başarısız oldu. Yemenliler ne teslim oldular ne umutsuzluğa kapıldılar ne beyaz bayrak kaldırdılar ne de geri çekildiklerini ilan ettiler. Suudi Arabistan liderliğindeki Arap Koalisyonu, Batı'nın baskılarına, İran'ın tehditlerine ve askeri yayılma sabotajına rağmen Yemenlileri terk etmedi.
Evet, Husiler yedi yıldır Sana’dalar ancak dünyadan kopuk durumdalar. Bugün birlik içindeki Yemen halkının ezici çoğunluğunun temsilcilerini uzaktan izliyorlar. Kendilerine açılan savaşı durduramıyor ve üzerlerindeki ambargoyu kaldıramıyorlar. Aynı şekilde siyasi olarak bir milim dahi ilerleme kaydedemiyorlar. Çünkü karar ipleri, lideri Abdulmelik'in veya yoldaşlarının değil, Yemen'i bölgesel pazarlıkları arasında gören Tahran'ın elinde.
Yemenliler arasındaki Riyad diyalogunda doğan gelişme, elde edilen sonuçlar ve Yemen'in toplu başkanlığının yeni şekli, muhalefetin ‘Husi gerçeğini’ reddettiği ve Yemen'i kurtarma görevinin tamamlandığı anlamına geliyor.
Yemen savaşı, Suriye, Libya ve Yemen'de henüz bitmemiş çöküşlere ve savaşlara yol açan 2011 kaosunun üzücü ve acı verici bir örneği olmaya devam ediyor. Son zamanlarda yapılan geniş çaplı Yemen uzlaşıları, ülkeye barışın geri getirileceğine dair umutları yeşertiyor.