Hamad Macid
TT

Arap diyaloglarının rüzgârı

Mısır, Cezayir ve Tunus'ta kapsamlı ulusal diyalog çağrılarıyla Arap tünelinin sonunda küçük bir umut penceresi açıldı. Bu diyalog sayısının artması bekleniyor.
Bence iyi bir fırsatımız var ve doğru bir zamandayız. Nitekim Arap devrimlerinin alevleri söndü ve sisleri dağıldı. Örgütler dağıldı ve rejimler zayıfladı. İçlerinden bazıları ne ümit beslenen ne de arkasından yas tutulan ‘başarısız’ devletlere dönüştüler. ‘Ayaklanan’ halklar gerçekler, sayılar ve istatistikler sayesinde devrimlerin çok pahalıya mal olduğunu, hatta yüz binlerce insanı öldüren, milyonları yerinden eden ve ekonomileri yok eden devrimlerin sonuçlarının felaket olduğunu fark ettiler. Bu yüzden devrimci Arap halkları, etkili medya araçlarının kışkırttığı ve devasa yatırımların yapıldığı devrimleri mezarlarından kaldırmaya, ateşini canlandırmaya ve küllerini üflemeye çalışanlara sırtlarını döndüler.
Arap halkının, devrim ateşine odun taşıyanlardan yüz çevirmesi ve uzak durmasının sebebi sadece sert güvenlik yumruğunun indirilmesi değil. Bilakis istikrar ve güven içerisinde zor şartlarda yaşamanın, insanlara işkenceler yapan, katleden, kadınları canlı bırakıp genç kızlara lanet eden, DEAŞ veya El-Kaide militanlarına hayat veren, rejimleri düşüren ve bunun sonucunda yıkım, ölüm ve evsizlik getiren devrimlerden bin kat daha iyi olduğuna canı gönülden inanıyorlar.
Buna ilave olarak dünya çapındaki tehlikeli değişimler, Arap diyaloglarının gerekliliğini de kanıtlamış oldu. Ukrayna toprakları üzerinde büyük nükleer güçler arasında yaşanan vekalet savaşı bu değişimlerin habercisi oldu. Nükleer bombanın fitiline kibrit çöpü yaklaştırıldı. Bunun üzerine küresel düzeyde gıda ve ekonomik krizler patlak verdi. Hükümetler, muhalifler, bağımsızlar ve umursamazlar da dahil olmak üzere Arap gemileri tehlikeli siyasi ve ekonomik krizler bataklığında yok olma tehdidi ile karşı karşıya kaldı. Bu durum, gemideki herkesin ‘ortaklık’ kelimesi üzerinde toplanmasını ve her kesimin acı ve zorlu tavizler vermesini gerektiriyor. Zira akıl var mantık var. Vatan gemisinin dibinde delikler varken, şahsi hesaplaşmalar ve bencil amaçlar uğruna bunları umursamayanların görülmesi ülkelerin çıkarına olur mu?! Bu, Arap milletinin gemisini tehlikeye atar ve Allah korusun herkes boğulabilir.
Devrimleri takip eden veya yönetim düzenlemeleri ve hiyerarşilerindeki önemli değişiklikleri takip eden dönemler gibi büyük dönüşümler sırasında rejimlerin sıkı güvenlik önlemleri alması anlaşılabilir. Bu bir dozluk bir ilaç gibidir. Ancak Arap dünyasındaki devrim ve kaos sebepleri ortadan kalktığında, güvenlik önlemlerinin hafifletilmesi ve sertlikten yumuşaklığa geçilmesi için uygun zaman gelmiş demektir. Böylece dışlama, uzaklaştırma ve sertliğin olmadığı yakın, sevecen ve içten ulusal diyaloglar için ortam hazırlanabilir. Arap devrimlerinin birçok ülkesinde başlatılan diyalog çağrılarında bu hissedilmeye başlandı.