İstemi Yılmaz
TT

Fransa’da değişimin ayak sesleri

Fransa’da halk yarın parlamento aritmetiğine son şeklini vermek için sandık başına gidiyor. İki turlu seçimlerin son raundu Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un iktidar koalisyonu için belirleyici olacak. Macron’u destekleyen blok mecliste birinci parti olmayı garantilese de 577 sandalyeli parlamentoda hükümet kurma çoğunluğu olan 289 milletvekiline erişip erişemeyeceği meçhul. Bu anlamda Macron hükümeti hedeflerinden çok uzakta.
Macron’un iktidar koalisyonun hemen arkasındaysa ülkenin tartışmalı sol figürü Jean-Luc Mélenchon’un fikri ve politik liderliğinde kurulan Nupes yani Yeni Ekolojik ve Toplumsal Halk Birliği var. İlk turda genel oy oranında Macron’un Ensemble ! (Birlikte) koalisyonuyla hemen hemen aynı sayıya ulaşan Nupes, 1936’daki Halk Cephesi deneyiminden sonra belki de ülke tarihinin ikinci en önemli sol girişimi. Çevrecilerden komünistlere, sosyal demokratlardan sosyalistlere değin sol yelpazenin farklı renkleri Fransa’nın “farklı” bir şekilde yönetilmesi adına bir araya gelmiş durumda. Yıllardır yan yana gelmeye çekinen “solun beş benzemezini” etrafına toplayan programda asgari ücretin yıllık 4000 avroya çıkarılması, emeklilik yaşının 60’a düşürülmesi, iklim değişikliği vergisi, ihtiyaç maddelerinde vergi indirimi, yeni kreşler açılması, ücretsiz sağlığa erişiminin kolaylaştırılması ve genç işsizlere ekonomik yardım gibi somut talepler mevcut. Nupes adaylarının sivrilen, medyatik isimler olmaması, seçmenlerin bu programa oy verdiği tezini güçlendiriyor.
Nupes sosyal vaatlerine eklenen iklim değişikliğine karşı önlem paketiyle de özellikle kendisine çekmeyi başarmış vaziyette. Genellikle NATO ve Avrupa Birliği’nden radikal söylemleriyle sağ tarafından “şeytanlaştırılan” Mélenchon’un bu seferki programı o kadar sonuç odaklı ki ana akım medya dahi vaatlerin “sosyalist değil sosyal demokrat” hüviyete sahip olduğunu öne sürüyor. Bir anlamda liberal düzenin Nupes’i kucaklama hamlesi. Yine de seçim projeksiyonlarında 179-225 arası bir sandalyeye sahip olacağı öngörülen sol ittifaka yönelik eleştiriler eski gücünden bir şey kaybetmemiş durumda. Özellikle merkez sağ ve Macron’un iktidar koalisyonu, bütün seçim sürecinde “Bolşevik”, “virüs”, “AB karşıtı”, “Rus sevdalısı” gibi yakıştırmalar yaparak Nupes’i yıpratmaya çalıştı. Fakat sol ittifakın önerilerinin “uygulanamaz” olması dışında bir söylem de geliştiremedi.
Mélenchon’a göre projeksiyonlar gerçeği yansıtmıyor ve Nupes iktidar olmaya yakın. Hatta katıldığı bir televizyon programında ifade ettiği üzere “pazartesi günü başbakan görevinin kendisine verilmesini” bekliyor. Solda birlik söyleminin yeni bir versiyonundan ziyade 21. Yüzyıl gereklerine uygun bir seçim ittifakı olarak ortaya çıkan koalisyon, Fransa’da dengeleri değiştirmeye aday. Bununla birlikte seçim sonuçları analizinde sadece Nupes’e odaklanmak hata olur. İlk turda sandığa gitmeyenlerin oranı yüzde 50’yi aşarken, aşırı sağcı Marine Le Pen’in partisi de daha şimdiden milletvekili sayısını ikiye katlamayı garantiledi bile.
Her ne kadar Macron’un iktidar koalisyonu oylarını az bir kayıpla konsolide ederek merkezin tek partisi haline gelmeyi başarsa da gerek sol gerekse de sağın en ucundaki siyasi aktörlerin önlenemez yükselişi, Avrupa siyasetindeki köklü dönüşümün işareti.