Osman Mirgani
Şarku'l Avsat'ın eski editörü
TT

Trump ABD’yi bir kez daha test etti!

ABD’nin eski Başkanı Donald Trump, efsanevi Anka kuşu misali, rakipleri onun küllerin altına gömüldüğüne inandığı anda yükseliyor ve ölümcül bir darbe daha vuruyorlar. Trump başkanlığı sırasında ve sonrasında birçok krizden kurtuldu, partisi içinde ve dışında pek çok kişinin peşini bırakmayan bir saplantı olarak kaldı. ABD’yi ve dünyanın dört bir yanındaki ilgilileri meşgul etmeye devam ediyor.
FBI ajanlarının, savunma meseleleriyle ilgili Beyaz Saray'dan aktarılan gizli belgeleri aramak için Florida eyaletinin Mar-a-Lago bölgesindeki evine baskın düzenlemesine eşlik eden ve onu izleyen son kargaşadan sonra eski başkanın adı tekrar gündeme geldi. Öncesinde Cumhuriyetçi Parti içindeki en ateşli siyasi hasmı ve eski Başkan Yardımcısı Dick Cheney'nin kızı Liz Cheney ön seçimde Trump’ın desteklediği aday karşısında kaybetti. Bu, Trump için sıradan bir zafer değildi. Aksine Cumhuriyetçi Parti üzerindeki etkisinin gücünü ve cazibesinin boyun eğdirdiği tabanları arasındaki popülaritesini tartışmasız bir şekilde ortaya koydu.
Trump, önümüzdeki Kasım ayında yapılacak Kongre ara seçimlerinde Wyoming için seçilecek aday savaşında Liz Cheney'in yenilmesiyle Kongre'deki en kıdemli üçüncü Cumhuriyetçi lideri yenmiş olacak. Yalnızca bu da değil, Kongre binasının basılması hadisesinden sonra görevden alınması için oy kullanan on Cumhuriyetçi adaydan sadece ikisi ön seçimleri kazanırken, sekizi Trump ve destekçileri tarafından desteklenen adaylar karşısında kaybetti.
Liz Cheney'nin Kongre'deki koltuğunu kaybetmeye doğru gittiği aylardır açıkça görünüyordu. Liz Cheney, 2020 başkanlık seçimlerinde seçmenlerinin yüzde 70'inden fazlasının Trump'a oy verdiği Wyoming'de akıntıya karşı yüzüyor. Seçmenlerin büyük kısmı komplo teorisine ve eski başkanın seçim sonuçlarının yalan olduğu ve başkanlığının çalındığına yönelik iddialarına ikna olmuş görünüyor. Dahası, Cumhuriyetçi Parti'nin eyaletteki lideri, Kongre binasının basılması ile sona eren ve Trump destekçileri tarafından düzenlenen 6 Ocak protestolarına katılanlardan biriydi. Gerçek şu ki Cheney, Trump karşıtlığında erken davrandı, popülist çizgisini ve birçok politikasını görmezden geldi ve Kongre'deki en önde gelen eleştirmenlerinden biri olarak ortaya çıktı. Ayrıca Kongre baskınıyla ilgili eski başkanın rolünü araştıran komiteye eş başkanlık etti. Temsilciler Meclisi'nde görevden alınması yönünde oy kullandı ve bu da partisi içindeki rakip adayların desteğiyle Trump, onu Kongre'den çıkarmak için çalışmaya karar verdiği düşmanlar arasına yerleştirmesine yol açtı.
Trump, kendisini destekleyen Avukat Harriet Hageman'a ve başkanlığın kendisinden çalındığı iddialarına tüm ağırlığını verdi. Hageman, Wyoming'de Cumhuriyetçi aday seçiminde Cheney karşısında yarıştı. Dün rakibinin hezimetinden duyduğu sevincini gizlemeyerek, Twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşomda “Artık sonunda siyasi unutulmuşluk karanlığına düşebilir” dedi. Evet, eski başkanın bu duruma sevinmeye hakkı var. Nitekim yalnızca kendisine rakip olanlar listesinde en ön sıralarda gelen birini yenmekle kalmadı, partisinin tabanının çoğu üzerindeki kontrolünü bir kez daha kanıtladı ve 2024'te yeniden başkanlığa aday olma şansını güçlendirdi. Ancak onun sevincine, “Trumpçılığı” parti için bir tehdit olarak gören geleneksel parti liderleri endişeleriyle karşılık veriyor. Pek çoğu onu yalnızca parti için değil, “Amerikan demokrasisi” için bir tehdit olarak görüyor. Onlar arasında, eski Başkan George Bush ve Trump'ı demokrasi için en büyük tehdit olarak nitelendiren yardımcısı Dick Cheney gibi Cumhuriyetçi liderler var.
Bu bağlamda dikkat çekilmesi gereken önemli hususlardan biri, eski başkanın destekçilerinden ölüm tehdidi alan Cheney'nin partinin liberal kanadına değil, geleneksel muhafazakar kanadına mensup olmasıdır. Bu, Cumhuriyetçi tabanın daha sağcı, daha radikal ve merkezi otoriteye daha düşman olduğu anlamına geliyor. Bu durum sadece ABD’de değil, aşırı sağın yükselişe geçtiği Avrupa'da da pek çoklarını endişelendiriyor. İngiltere'de Muhafazakar Parti sağa ve popülizme doğru sürükleniyor. Boris Johnson, görevden alınma sürecine karşıtlığı ve gelecekte geri dönme planları da dahil olmak üzere birçok yönden Trump’a benziyor. Fransa'da aşırı sağ konumunu pekiştirdi ve lideri Marine Le Pen, son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Emmanuel Macron'un ana rakibi oldu. Almanya'da aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif Partisi (AfD), son seçimlerdeki hafif gerilemesi öncesinde kayda değer bir yükseliş yaladı. AfD, ekonomik kriz ve etkilerinin yanı sıra İtalya ve Macaristan gibi diğer ülkelerde popülist sağın yükselişinden gelecekte fayda sağlayabilir. 
Liz Cheney, partinin ruhu ve geleceği için savaştığı Trump ile mücadelesinden ve demokrasiyi Trumpizmden ve sağcı popülizmden korumak için verdiği savaşı sonlandırmaya ve unutulmaya niyetli değil. 2024'te Cumhuriyetçi Parti’den aday olmayı planladığına dair spekülasyonlar var. Eğer partinin Trump'ın tarafını tutacağını görürse bağımsız aday olabilir. Wyoming'de yenilgiyi kabul konuşmasında, “Trump'ın bir daha Beyaz Saray'a girmesini önlemek” için ne gerekiyorsa yapacağını söylediğinde mücadeleye devam etme kararlılığını gösterdi. Eski başkanın karşısına çıkarak girdiği savaşın boyutunun ve yine başkanın seçim sonuçlarıyla ilgili komplo teorisinin başından beri farkında olduğunu ve ilkelerden taviz vermeyi reddettiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Ne bu topraklardaki herhangi bir makam ne de Temsilciler Meclisi'ndeki herhangi bir koltuk hepimizin korumaya yemin ettiği ilkelerden daha önemli.”
Cheney, başkanlık seçiminin sonucunu kabul etmeyi reddettiği için Trump'a ve destekçilerine de mesaj gönderdiği konuşmasında, “Cumhuriyetimiz, seçim sonucunu onurlu bir şekilde kabul eden tüm adayların iyi niyetine dayanmaktadır” dedi.
Trump'a karşı savaş o kadar kolay olmayacak. Nitekim Trump, partisi üzerindeki hakimiyetini ve tüm soruşturmalardan paçayı sıyırarak bunu kendi lehine çevirme yeteneğini kanıtladı. Şayet destekçileri Kasım ayında yapılacak ara seçimlerde başarılı olur ve Kongre'nin kontrolünü ele geçirip durumu Demokratların aleyhine çevirirlerse, işler onun lehine ve rakiplerinin aleyhine olacak. Bu, Temsilciler Meclisi'ndeki aleyhindeki soruşturmaları sona erdirmesine ve kendisini tehdit eden diğer kovuşturmaların durdurulması için baskı yapmasına olanak sağlayacaktır. Son adım ise 2024'te adaylığını açıklayarak ABD’yi ve dünyayı yeni bir sınava sokması olacak. Pek çok kişiyle hesaplaşmak isteyen bu öfkeli adam, büyüyen popülist akımla birlikte mevcut siyasi uygulamalara ve kurumlara meydan okuyacak.